10 soruda Necip Hablemitoğlu dosyası
Hablemitoğlu cinayetinde kim, neyle suçlanıyor?
10 soruda Necip Hablemitoğlu dosyası
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hablemitoğlu’nun 18 Aralık 2002 tarihinde evinin bulunduğu Çankaya’daki Portakal Çiçeği Sokağı'nda öldürülmesine ilişkin 20 yıldır süren soruşturmada, eski Özel Kuvvetler subayı Gökhan Nuri Bozkır’ın Ukrayna’dan Türkiye’ye getirilip itirafçı olmasının ardından önceki gün ikinci dalga operasyon gerçekleştirildi.
Operasyonda yedisi eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu asker, ikisi sivil olmak üzere dokuz kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bu kapsamda eski Özel Kuvvetçiler Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Altan Bora, Bülent Kutsal, Kamil Metin ile siviller Memiş Aytekin ve Osman Tuncer gözaltına alındı. Ergenekon davasında beş yıl hapis yatan emekli Albay Levent Göktaş ve Tan Dervişoğlu’na ise ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ulaşılamadı.
Şüpheli eski asker Tan Dervişoğlu, yurt dışında çalıştığı için yakalanamamıştı. Türkiye’ye dönen Dervişoğlu, İstanbul Havalimanı’nda yakalanarak Ankara Emniyeti’ne teslim edildi. Soruşturma kapsamında hakkında yurt dışı çıkış yasağı bulunan Göktaş ise yakalanamadı.
10 soruda Necip Hablemitoğlu cinayeti
Peki, Necip Hablemitoğlu neden öldürüldü, Hablemitoğlu cinayeti dosyasında kim neyle suçlanıyor? DW Türkçe, bir kısmına ulaştığı soruşturma dosyasından bu soruların yanıtını arayarak 10 soruda Hablemitoğlu cinayetine mercek tuttu?
Hablemitoğlu nasıl öldürüldü?
Necip Hablemitoğlu, cinayet öncesinde "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" adlı kitabı çıkarmış, daha sonra Emniyet içerisindeki Gülen yapılanmasını anlattığı Köstebek kitabının yazımını tamamlamış ve kitap basım aşamasına gelmişti. Olay tarihinde 48 yaşında olan Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde saat 20:40 sıralarında Portakal Çiçeği Sokağı’nda 40 numaralı bina otoparkında iki kurşunla öldürüldü.
Sokakların boş olduğu Galatasaray-Ankaragücü maçı sırasında cinayeti işleyen saldırgan, silahla önce Hablemitoğlu’nu sağ gözünden vurdu. Mermi çekirdeği başının arkasından çıkarak kayboldu. Bu atışın yakın mesafeden yapıldığı tespit edildi. İkinci mermi ise Hablemitoğlu yere düştüğü sırada başının üzerine sıkıldı. Mermi, başından ilerleyerek akçiğer ve kalbini parçalayarak vücudunda kaldı. Olay yeri inceleme ekipleri yerde bir adet MKE 9 P ibareli, bir adet de LUGER 9 mm FRONTIER ibareli iki adet kovan ele geçirdi. Otopside Hablemitoğlu’nun vücudundan çıkan mermi çekirdeğinin, ucunun kesili olduğu belirlendi. Mermi çekirdeklerinin ucunu o dönem Özel Kuvvetler askerleri ile Özel Harekat polisleri kullanıyordu. Silah sesini duyan bir görgü tanığı, sokakta gördüğü uzun boylu bir kişinin aracına binerek ışıkları yakmadan karanlıkta ilerlediğini söyledi.
Şengül Hablemitoğlu ne dedi?
Prof. Şengül Hablemitoğlu, cinayetle ilgili ilk ifadesinde olay günü araç içerisinde dini müzik dinleyen şüpheli iki kişiyi gördüğünü, akşam aracını park ederken de yine bir şüpheli araç gördüğünü ifade etti. 1997 yılının Mart ayından sonra Fethullah Gülen ile ilgili bir takım kasetler yayımlamaya başladığında, e-posta üzerinden tehditler aldıklarını belirten Hablemitoğlu, 2001 yılında "Seni çok iyi tanıyoruz, her gün nereye gidip geldiğini biliyoruz, bir gün ensende bir kurşun hissedeceksin" şeklinde bir e-posta geldiğini anlattı. Hablemitoğlu, bundan sonra gelen mesajlarda da, "Sonunda cezanı bulacaksın" benzeri tehditler aldıklarını ifade etti. Bir keresinde arabasının lastiklerinin kesildiği belirten Şengül Hablemitoğlu, "Eşim son günlerde oldukça tedirgindi" ifadesini kullandı.
Eski askerler neden suçlanıyor?
Savcılığın iddiasına göre Hablemitoğlu cinayetini Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli MAK timi yaptı. Olayda Özel Kuvvet mensuplarının kullandığı ucu kesik mermi kullanılması bunun işareti olarak değerlendirildi. Bu timin başında ise emekli Albay Levent Göktaş bulunuyordu. Göktaş’ın talimatıyla bizzat Gökhan Nuri Bozkır, Hablemitoğlu’nun evinin önünde hurdacı kılığında keşif yaptı. Bozkır, ifadesinde bunu ayrıntısıyla anlattı.
Necip Hablemitoğlu nasıl takip edildi?
Şanlıurfa’da IŞİD’e götürülmek istenirken yakalanan infilaklı fitilleri dosyasının sanığı da olan eski Özel Kuvvetler mensubu Gökhan Nuri Bozkır, Ukrayna’da MİT tarafından yakalanarak geçen Ocak ayında Türkiye’ye getirilmişti. Daha sonra Savcılık tarafından sorgulanan ve tutuklanan Bozkır’ın cinayetin işlendiği gün, telefonunu kapalı tuttuğu tespit edildi.
Soruşturma savcılığı, bu "iz" üzerinden Bozkır’ı tespit etti. Bozkır, telefonunu açtığında Gölbaşı’nda bulunan Mogan Gölü’nden sinyal verdi. Bozkır’ın burada telefonunu bir astsubayın telefonuna takarak açtığı bilgisi de soruşturma dosyasına girdi. Bozkır’ın cinayetten önceki günlerde keşif yaptığı sırada telefonunun cinayet bölgesinden sinyal verdiği de belirlendi.
Bozkır’ın yine Hablemitoğlu’nun evinin önünde görülen şüpheli aracı kullanan kişilerle irtibatı tespit edildi. Bu kişilerin o dönem ifade vermeye çağrıldığı ve Bozkır’ın bu kişileri aradığı HTS kayıtlarına yansıdı. Gökhan Nuri Bozkır’ın olaydan dört gün önce konferans vermek üzere Eskişehir’e giden Hablemitoğlu’nu Sivrihisar’a kadar takip ettiği de HTS kayıtlarına yansıdı. Yine Hablemitoğlu’nun ders verdiği Tandoğan’daki fakültenin çevresinde sinyal veren bazı Özel Kuvvetler mensubu şüpheli askerlerin Bozkır ile irtibatı tespit edildi. Yani, Hablemitoğlu adım adım izleniyordu.
Gözaltına alınan askerin 15 Temmuz ayrıntısı ne?
Gözaltına alınan isimlerden emekli subay Altan Bora da dikkat çekici bir asker. Altan Bora, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen Tuğgeneral Semih Terzi ile birlikte Diyarbakır’dan askeri uçakla Ankara’ya gelen ekibin içindeydi. Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığı’na inen uçaktaki askerlerin bir kısmı Terzi ile birlikte helikopter ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’na gitti. Altan Bora’nın arasında bulunduğu bazı askerler ise Etimesgut’ta kaldı. Böylece Altan Bora sanık olmaktan kurduldu ve darbe davalarında tanıklık yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından terfi ettirilen Bora, daha sonra emekli oldu.
Tetikçi olmakla suçlanan asker kim?
Eski Özel Kuvvetler mensubu Tarkan Mumcuoğlu da Hablemitoğlu cinayetinde tetikçi olmakla suçlanıyor. Gazeteci Zihni Çakır, Gülen yapılanması soruşturması kapsamında verdiği ifadede, kendisine bu bilgiyi Gökhan Nuri Bozkır’ın verdiğini iddia etmiş fakat Mumcuoğlu’nun, o dönem Kazakistan’da görevde olduğu belirtilmişti. Ancak savcılık, Mumcuoğlu’nun olaydan önce başka bir ülke üzerinden Türkiye’ye döndüğüne yönelik bilgilere ulaştı. Mumcuoğlu, Bozkır Ocak ayında Ukrayna’dan getirilmeden önce görev yaptığı kurumla ilişiği kesildi.
Cinayetteki Gülen bağlantısı iddiası ne?
Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Gülen yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden Mustafa Özcan ile halen tutuklu olan eski MİT’çi Enver Altaylı da şüpheli olarak dosyada yer alıyor. Savcılık, cinayet talimatının Gülen yapılanması tarafından verildiği iddiası üzerinde duruyor. Bunun dayanağı olarak Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’nın, Köstebek kitabını yazma çalışmaları süren Necip Hablemitoğlu ile ısrarla görüşmeye çalışmaları gösteriliyor. Bu konuda eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın ile eski AKP milletvekili Ramazan Toprak’ın aracı yapıldığı tanık ifadelerine yansıdı.
Şengül Hablemitoğlu soruşturma kapsamında verdiği ifadede bunu ayrıntısıyla anlattı. Halil Şıvgın ve Ramazan Toprak ifadelerinde Hablemitoğlu ile bir araya geldiklerini, bir görüşmeye Abdullah Gül’ün de katıldığını ifade etti. Halil Şıvgın, Nisan 2002’de ofisinde yapılan görüşmeye Enver Altaylı’nın da geldiğini söyledi. Altaylı’nın yine soruşturma kapsamında tutuklanan Aydın Köstem’i kullanarak Hablemitoğlu’na ulaşmaya çalıştığı belirtildi. Aydın Köstem’in de bu konuda yazar Ergün Poyraz’ı aracı yapmaya çalıştığı iddia edildi. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Enver Altaylı’nın Ankara’da Aydın Köstem’in evinde kaldığı öne sürüldü.
Özcan-Altaylı ile askerlerin ilişkisi var mı?
Soruşturma kapsamında Mustafa Özcan ile Enver Altaylı’nın cinayetin Özel Kuvvetler içerisinde Levent Göktaş’ın liderliğindeki askerlere yaptırıldığı iddia ediliyor. Buna ilişkin delil olarak da Özcan ve Altaylı ile askerler arasındaki irtibata dikkat çekiliyor. Özellikle Enver Altaylı ile Levent Göktaş’ın o dönem irtibatlı olduklarına yönelik delillerin dosyaya girdiği öne sürülüyor. Yine "paramiliter unsur" olarak görülen Aydın Köstem’in de hem şüpheli askerler hem de Enver Altaylı ile yakın ilişkisi olduğu, aradaki bağlantıyı sağladığı iddia ediliyor.
Necip Hablemitoğlu neden öldürüldü?
Soruşturma dosyasına giren bilgilere göre, Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili iki tez öne çıkıyor. Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’nın Hablemitoğlu’nun Emniyet içerisindeki Gülen yapılanmasını anlattığı Köstebek kitabının çıkmasını engellemek için cinayetin işlenmesini sağladığı savunuluyor. Emekli Albay Levent Göktaş’ın ise o dönem MİT Müsteşarı olmayı istediği, buna karşılık aynı beklenti içinde olan Necip Hablemitoğlu’nu kendisine rakip olarak gördüğü ve bu nedenle cinayetin işlendiği tezi öne sürülüyor.
Dava ne zaman açılacak?
Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltındaki şüpheli eski askerlerin ifadelerini alacak. İfade işlemleri tamamlandıktan sonra savcılığın iddianame yazımına başlaması bekleniyor. İddianamenin de bu yıl içinde düzenleneceği ifade ediliyor.
dw