10 yıl sonra şehit sayıldı ama…
10 YIL SÜREN DAVA SONUÇLANDI
10 yıl sonra şehit sayıldı ama…
Tunceli'nin Hozat ilçesine bağlı Sarıtaş Jandarma Karakolu'nda askerlik görevini yaparken, 5 Ekim 2009'da, nöbet kulübesinde başından vurulmuş halde bulunan ve intihar ettiği öne sürülen Piyade Er Murat Oktay Can'ın cenazesi, Antalya'da yaşayan ailesine teslim edildi. Oğlunun intihar edecek biri olmadığını belirten ve öldürüldüğünü savunan Oktay Can, olayı yargıya taşıdı. Yerel mahkeme, ilk yargılama sonunda olay yeri bilgilerine dayanarak, Murat Oktay Can'ın intihar ettiğini belirtip, davayı sonuçlandırdı. Bunun üzerine Oktay Can, dosyayı bir üst mahkemeye taşıyıp, şüpheli ölümlerle mücadele etmek isteyen aileleri bir araya toplamak için Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği'ni kurarak başkanı oldu.
10 YIL SÜREN DAVA SONUÇLANDI
Yıllarca farklı mahkemelerde hakim karşısına çıkan ve istedikleri sonucu alamayan Can ailesini üzen bir karar da askeri savcılıktan geldi. Askeri savcılık, soruşturma sonrası olayın intihar olduğuna hükmetti. Oktay Can'ın savcılığa itirazı da reddedildi. Oktay Can, intihar olayında idarenin kusuru olduğu gerekçesiyle Milli Savunma Bakanlığı aleyhine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2'nci Daire Başkanlığı'na dava açtı. Mahkeme, 2013'te ölüm olayında idarenin kısmen kusurlu olduğu gerekçesiyle 5 bin TL maddi, 1500 TL de manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Oktay Can, 2016'da avukatı İsmail Kılıç aracılığıyla Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurarak, çocuğunun vazife malulü sayılmasını istedi. SGK'nın bu talebi reddetmesi üzerine avukat Kılıç, Ankara 17'nci İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme, 'ölümün, askerlik vazifesinin neden ve etkisiyle meydana geldiği ve hizmetin kusurlu işlenmesi nedeniyle idarenin de sorumlu olduğu' sonucuna vararak 2019 yılının Şubat ayında şehitlik verilmesine hükmetti ve aileye aylık bağlanmasına karar verdi.
MEZARI AÇILIP KAFATASI 8 AY İNCELENDİ
Kararın ardından mücadelesine devam eden Oktay Can, Tunceli Cumhuriyet Savcılığı'na yeniden dilekçe verdi. Can, oğlunu kimin, hangi silahla vurduğunun tespit edilmesini istedi. Savcılık, Piyade Er Murat Oktay Can'ın Antalya Andızlı Mezarlığı'ndaki mezarının açılıp kafatasının incelenmesi için İstanbul Adli Tıp Başkanlığı ve Morg İhtisas Dairesi'ne gönderilmesini istedi. Mezar, aile huzurunda 2020 yılının Aralık ayında açılarak kafatası alındı ve 8 ay sonunda rapor hazırlanarak Tunceli Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi.
RAPORDA İNTİHARA AÇIKLIK GETİRİLEMEDİ
11 sayfalık raporun çoğunda olay günü yapılan incelemenin ardından tutulan rapora yer verilirken, incelenen kafatasıyla ilgili oy birliği ile verilen kararda şunlar kaydedildi:
“Kişinin kafatasında 1 adet silahlı mermi çekirdeği giriş yarası ve aynı şekilde 1 adet çıkış yarası tespit edildi. Yaralar, harabiyetleri dikkate alındığında tek başına ölüme neden olabilecek nitelikte. Kişinin ölümüne neden olan atışın bitişiğe yakın (0-2 cm) atış mesafesinden yapılmış olduğu ve kişinin kafatası kırıkları ve beyin kanaması sonucu öldüğü tespit edildi."
Murat Oktay Can'ın ölümüne neden olan silahın tespitine ilişkin savcılığın sorusu üzerine ise adli tıp uzmanları, “Atışın ne tür bir silahla yapıldığı hususunda kesin bir değerlendirme yapılamadığı ve olayın adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun olduğu" değerlendirmesinde bulundu.
Raporun en önemli kısmı olan Murat Oktay Can'ın intihar mı ettiği yoksa biri tarafından mı öldürüldüğüne açıklık getirilemedi.
12 YIL SONRA YENİDEN MAHKEME YOLU
Oğlunun ölümünün ardından vazife malulü olarak şehitliğini aldıklarını ancak vuran kişileri tespit etmek için işin peşini bırakmadığını anlatan Oktay Can, “Savcılarımız olaya büyük önem verdi. Oğlumun mezarı yeniden açıldı. İki mermi iddiası vardı. Bir rapor geldi ve burada hangi tür silahtan merminin çıktığı tespit edilemediği yazıyor. 2 santim yakınlıktan ateş edilmiş. Bu eylem bir kişi tarafında da yapılmış olabileceği yazıyor. Davamız 12 yıl sonra sil baştan alınacak. Suçlular tespit edilecek inşallah" dedi.
Can ailesinin avukatlığını yapan Tamer Mahmutoğlu da "Adli tıp kurumu Murat Oktay Can'ın kendisini vurduğunu yüzde 100 tespit edemedi. Başka birisi tarafından da vurulabileceğine oy birliğiyle karar vermiş. Cesedin yanında kovan ve kurşunun bulunmaması nedeniyle kurşunun tüfek mi tabanca mı hangi silahtan çıktığı belirlenemediği için kişinin kendisini vurduğuna yüzde 100 kanaat getirilemedi" diye konuştu. (DHA)
Odatv.com