15 Temmuz, Devlerin Satrancı!

“ Devlerin Satrancı”nda oynama sırası iktidara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geldi.

15 Temmuz, Devlerin Satrancı!


15 Temmuz, Devlerin Satrancı!

15 Temmuz'u konuşamamak, olayların doğru analiz edilmesini de engelledi. En çok bağıran, güzel iftira atan, iyi kumpas kuran kendini gizledi. Hatta devlet gücünü arkasına alarak 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nin devamını getirdi.

15 Temmuz karanlığında, 15 Temmuz’u analiz etmek zordu. Aradan beş yıl geçince 15 Temmuz daha anlaşılır oldu.

15 Temmuz, 28 Şubat süreci ile başlayan bir darbenin ikinci aşaması. "Devlerin Satrancı"nda Türkiye'nin “şah” dediği bir gün!

Türkiye / Türk Milleti, şah derken 28 Şubat süreci ile başlayan, bin yıl süreceği iddia edilen darbenin üçüncü evresine geçildiğini göremedi.

Esas hedefin İslam dini ve Türkiye / Türk Milleti olduğunu anlayamadı.

28 Şubatçılar İslam ve Müslümanlar için “mürteci, gerici” diyor, başörtüsü karşıtlığı üzerinden Türk gençlerini konsolide ediyorlardı.

Baskı arttıkça saflar sıklaşıyor, kitleler dini akımların etrafında birleşiyordu.

Bir şiir okuduğu için hapse atılan Erdoğan'ın liderliği güçleniyor, küresel anlamda ilgi odağı haline geliyordu.

Türk siyasetinin iflas ettiği bir dönemde Pınarhisar Cezaevi'nden bir lider doğdu. Necmettin Erbakan’dan ayrılan Yenilikçiler hızla güç kazandı.

Reuters’ın Liderler.Net (Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf İnan'dı) sitesindeki online anket sonuçlarını tüm dünyaya geçmesi ile Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları ilk defa dünya gündemine geldi.

Reuters, Liderler.Net anketleri üzerinden dünyaya şu mesajı geçmişti; “Türkiye’de bir lider var,  arkasında yüzde 34  halk desteği var.”

Milliyet'in, Reuters’ın haberini  Türkiye’ye geçmesiyle Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları / Yenilikçiler Türkiye gündeminde de ilgi odağı olmaya başladı.

Sonrası malum!

İslam coğrafyasında ilk defa Türkiye’den sıradışı bir lider çıkmıştı.

O lider, milletvekili lojmanlarını satıyor, halkın arasında oturuyor, sabah akşam halk ile birlikte oluyordu.

Türkiye ve dünya ilk defa böylesine idealist bir lider ile tanışmıştı.

Dünya şoktaydı.

Türkiye şoktaydı.

Erdoğan ve Ak Parti, ekonomisi batmış bir ülkeyi kısa sürede toparlamış, fakir ve gariban Türk Milleti’ne nefes aldırmayı başarmıştı.

Dünya ilk defa Türk tipi “Siyasal İslam” ile tanışıyordu.

Türkiye ekonomisi hızla güçleniyor, ülkedeki refah seviyesi artıyordu.

Ülkede demokrasi güçleniyor,  özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldırılıyordu.

Erdoğan ve arkadaşları tüm sınırları zorluyor, Türkiye’yi, Türk ve İslam Coğrafyasına model  hale getiriyorlardı.

Erdoğan ve Türkiye, dünyanın ilgisini çekmeyi başarmıştı.

Türkiye, ”Süper Güçler Ligi”ne aday  olmuştu.

Türkiye'nin böylesine zirve yaptığı bir dönemde, 17 – 25 Aralık Operasyonlarıyla sarsıldık. O sürecin verdiği hasarları onarmaya çalışırken, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ile aydınlık geleceğimiz karartıldı.

Her ne olduysa, o karanlık iklimde oldu!

Dünya lideri Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti İslam Dünyası’na “Rol Model” iken, zirveden  aşağı doğru kaymaya başladı.

"Devlerin Satrancı"nda güçlü hamleler birbirini izledi.

28 Şubat ile başlayan, 15 Temmuz ile devam eden darbe sürecinin üçüncü evresi aktif hale geldi.

Ergenekon’un ikiz kardeşi FETÖ, Türk Milleti’nin çocuklarını ateşe atıp kaçtı!

Arkada bıraktıkları da darbenin üçüncü evresini hayata geçirdiler.

FETÖ operasyonlarını Ak Parti kurucularına, FETÖ muhaliflerine, FETÖ ile mahkemelik olanlara, FETÖ’nün düşman ilan ettiklerine, Ak Parti tabanına yönlendirdiler.

Başkan Erdoğan ve Ak Parti Yönetimi bu tuzağı göremedi!

Sık sık Pensilvanya'ya gidip el etek öpenler, Ak Parti yönetiminin içine sızarak FETÖ operasyonlarını kurguladı.

FETÖ’nün Emniyet Teşkilatı içinde muhalefet görevi verdikleri iş başına getirildi.

FETÖ’nün esas yapılanması korundu.

Muhalifler en büyük FETÖCÜ ilan edildi.

Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan'a Ak Parti kurucularına operasyon yaptırıldı. Erdoğan adını yücelten her oluşum, her faaliyet FETÖ ile ilişkilendirilerek Erdoğan'a ve Ak Parti’ye güç katan her değer itibarsızlaştırıldı, yok edildi.

İzmir’den gazetecilerle birlikte FETÖ liderini ziyarete, Pensilvanya'ya giden Şebnem Bursalı, ATV’nin Ankara Temsilcisi yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağına bindirildi.

Pensilvanya müdavimi Şebnem Bursalı, FETÖ ile en güçlü zamanında mahkemelik olan gazeteci Yusuf İnan hakkında hakaret ve iftira paylaşımları yaptı. İftira ve hezeyan içeren köşe yazısı yazdı.

Şebnem Bursalı, kendini tam gizleyememiş biri. Düşünün ki, Ak Parti ve devletin içine sızmış niceleri var, kimse bilmiyor.

Onları göremiyoruz.

Onları kumpaslarıyla tanıyoruz.

Ak Parti’ye FETÖ Operasyonu ilk meyvelerini son Yerel Seçim Sonuçları ile verdi.

Ak Parti, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin önemli illerini kaybetti.

Ak Parti tabanı adliyelerde süründürüldü, cezaevlerine atıldı.

Yargı çalışamaz hale getirildi.

Adliyeler adalet dağıtamaz hale geldi.

Ak Parti ve Başkan Erdoğan’a halk tabanından tepki oluşturuldu.

Bu durum, Ak Parti Yönetimi ve Başkan Erdoğan tarafından anlaşılmasın diye, Berat Albayrak, Melih Gökçek, Bülent Arınç gibi isimler tartışmaya açılarak gündeme sis bombası nevinden haberler atıldı.

FETÖ lideri  ile 40 – 50 yıl önce tanışmış, FETÖ sisteminde ve yönetiminde olmayan, FETÖ sisteminden haberi olmayan dindar insanlar, FETÖ’nün üst düzey yöneticisi ilan edilerek, gündeme sis bombaları atıldı, gerçek FETÖ yapılanması bu şekilde korundu.

O sis bombaları nereden atıldı?

İktidar medyası üzerinden!

Ak Parti Üst Yönetimi ve Başkan Erdoğan bu bilgiler ışığında, iktidar medyası içindeki Ergenekon ve FETÖ  uzantılarına kolayca ulaşabilir.

İktidar medyası onlardan temizlenirse, Türkiye huzura erer!

Ak Parti ve Erdoğan karşıtlığı  biter. 

Ak Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan ve Ak Parti Üst Yönetimi, anket sonuçlarını iyi analiz ederse, 28 Şubat ile başlayan, 15 Temmuz ile devam eden "Nitelikli  Darbe"nin üçüncü evresinin, Ak Parti ve Erdoğan’ın altından Türk Milleti’nin çekilmesi olduğunu görecektir.

Bu arada “ Devlerin Satrancı”nda oynama sırası iktidara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a geldi.

Başkan Erdoğan ve devlet, 4. Yargı Reform Paketi benzeri stratejik bir hamle yapabilirse, Türk Milleti’ni Ergenekon ve FETÖ'nün elinden alabilir.

Herşey bu hamleye bağlı…

Hukuk işlemezse, Ergenekon ve FETÖ güçleniyor!

FETÖ ve Ergenekon Türk Milleti’ni hem mağdur ettiriyor, hem de o mağduriyetleri kendi adına kullanıyor.

Türk Milleti, Ak Parti İktidarı ve Başkan Erdoğan’ın adaletine güvenecek hale getirilmeli.

Türk Milleti’nin çocukları FETÖ’nün elinden alınmalıdır!

Türkiye'nin, Ak Parti’nin ve MHP'nin geleceği bu hamleye bağlı!

28 Şubat ile başlayan, 15 Temmuz ile devam eden sürecin sonuna gelindi.

Ergenekon, FETÖ ve muhalifler altın vuruş için gün sayıyor!

CHP ve muhaliflerin elinin altındaki dosyaların sayısı bir milyon sınırını çoktan aştı.

O yapılar yavaş yavaş düğmeye basıyor.

15 Temmuz Gazisi’nin Melih Gökçek ile ilgili suç duyurusu, bu sürecin başlamasının ayak sesleridir.

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan ile ilgili haberler dosyaların kapaklarının kaldırılmak üzere olduğunun işaretidir.

Sedat Peker depremini de hesaba katarsanız, “Devlerin Satrancı”nda sona gelindi denilebilir.

Son söz, son hamle Başkan Erdoğan'da!!!

*

FETÖ'yü Cemaate anlatamazsınız!

Çünkü, Cemaat FETÖ'yü de  Cemaat sanıyor!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]