197 gündür eylemlerini sürdüren

Onlar, evlat nöbetini 197 gündür sürdüren anneler...

197 gündür eylemlerini sürdüren


Independent Türkçe’den Lale Elmacıoğlu’nun haberine göre Diyarbakır’daki HDP İl Başkanlığı önünde 6,5 aydır oturma eylemlerini sürdüren gözü yaşlı anne ve babalar, dağa çıkarılan evlatlarını almadan oradan ayrılmamakta kararlı

Onlar, evlat nöbetini 197 gündür sürdüren anneler...

Basında “Diyarbakır Anneleri” olarak bilinseler de aralarında babalar, kardeş özlemi çekenler ile eş yolu gözleyen bir isim ve hiç görmediği ağabeyinin fotoğrafıyla dolaşan bir kız çocuğu da bulunuyor.

Yaşananlardan HDP'yi sorumlu tutarak 3 Eylül 2019'dan bu yana partinin Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan kişilerin ortak kanısı, bu işin Türk-Kürt davası olmadığı.

Önlerine koydukları gencecik evlatlarının fotoğrafları ve karanfillerle gözü yaşlı bekleyişlerini sürdüren "Diyarbakır Anneleri", Independent Türkçe'ye evlatlarına kavuşmadan hiçbir yere gitmeyeceklerini söyledi.

Evlatlarından biri kaçırıldı, diğeri öldürüldü 

Diyarbakır'daki zorlu bekleyişini sürdüren annelerden biri Necibe Çifçi.

Necibe ana, iki evlat acısı birden yaşıyor. Zira küçük oğlu Rojhat Çifçi'nin Şemdinli'de PKK tarafından 2015'te dağa çıkarıldığını, 2017'de ise büyük oğlu Sami Çifçi'nin direnmesi üzerine köylerinden alınarak bir ahırda infaz edildiğini anlatan anne Çifçi, "195 sene de geçse beklerim, evladımı almadan hiçbir yere gitmem. Ben iki evlat acısı birden yaşıyorum" sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi.

“40 yıldır bu devletin başına musallat olmuşlar”

6 yıl önce kızı Hayal Demir’in Ağrı’da yurtta kalırken kandırıldığını söyleyen annesi Süheyla Demir ise şöyle konuştu:

Benim mesajım buradan HDP’ye ve PKK’ya. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Kürt-Türk davası diyorlar. Böyle bir dava yok. Eğer öyle bir dava kazanmak istiyorlarsa gitsinler bilekleriyle, alnının teriyle o davayı kazansınlar. 13-14-15 yaşındaki çocuklarla mı bu davayı kazanacaklar? 40 yıldır bu devletin başına musallat olmuşlar.

“Bu bina Kandil’in ana merkezidir”

5 yıl önce Ege Üniversitesi gazetecilik bölümü son sınıfta okurken kaybolan oğlu Mehmet Nilifirka için İstanbul’dan gelerek oturma eyleminde bulunan İmmihan Nilifırka,  “Bu bina Kandil’in ana merkezidir. Çocukları kaçırıyorlar getiriyorlar burada 2. katta ranzalarda yatırıyorlar, uyuşturuyorlar, uyuşturucu veriyorlar, bir ay filan burada brakıyorlar, götürüyorlar Kandil’e” ifadelerini kullandı.

 

Diyarbakır anneleri ile foto 2.jpg

Diyarbakır Anneleri / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Kızıma gelinlik giydirmek istiyorum, kefen giydirmek istemiyorum”

6 senedir kızı Songül Akkuş’un yolunu gözleyen Diyarbakırlı anne Fatma Akkuş’un hayali ise evladına kavuşup, onu evlendirebilmek:

Ben kızımı istiyorum, kızımın çeyizi evde kaldı, ben kızıma gelinlik giydirmek istiyorum, ben kızıma kefen giydirmek istemiyorum, bazen onlara kefen bile nasip etmiyorlar. Kızımı istiyorum, bana ait olan şeyi istiyorum, evladımı istiyorum. Çocuklarımızı istiyoruz, bütün çocukları istiyoruz.

“Bir kelebekten korkan kız nasıl dağa gidiyor?”

“Songül’ü HDP gönderdi” diyen anne Akkuş, “Onların çocuklara yabancı ülkelerde, plajlarda, özel okullarda” sözleriyle tepki gösterdi:

14 yaşındaydı Songül, 20 ağustos 2015’te gitti. Songül’ü HDP gönderdi, 3-4 seneden sonra geldi bizim eve, dedi ‘Yaşıyor’. Yaşıyorsa bizimle görüştürsünler, haber bana versinler, nerededir bilelim, yani onlar gönderdi. Onlar aracı olmasa, şimdi gelmiyor, PKK buradan götürmüyor. Onların aracılığıyla bu çocukları götürdüler. Bir kelebekten korkan kız nasıl dağa gidiyor, şimdi koluna almış silahla geziyor? Şimdi silah yerine kalem verseydin eline, okusaydı, devlete yarasaydı. Onların çocukları nerededir? Onların çocukların hepsi dış ülkelerde plajlarda, özel okullarda…

 

Diyarbakır anneleri ile foto 1.jpg

Diyarbakır Anneleri / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“HDP Gençlik kolları çocuklarımızı PKK’ya teslim etmese terör burada yoktur”

Diyarbakırlı Ramazan Üçdağ’ın annesi Mevlüde Üçdağ, “Oğlum fırsat bulursan devletimizin görevlilerine, polisine teslim ol” derken, PKK’ya ve HDP’ye de şu sözlerle seslendi:

Artık vicdana gelin, evladımı verin. Oğluma orada işkence yapıyorsunuz, ben burada zindandayım. İkimiz de zindandayız. Çocuğumun yakasını bırakın. Hakkım olan evladımı istiyorum. Milletvekillerinin çocukları nerede? Niye bizim çocuklarımızın eline silah vermişler? Kur’an-ı Kerim’i bırakıp, silah vermişler eline. Orada ne hayat var, ne bir şey, yattıkları yer topraktır, yastıkları taştır. HDP Gençlik kolları çocuklarımızı PKK’ya teslim etmese terör burada yoktur.

“Yoksullukta büyüdüm, büyüttüm, hukuk okuttum”

Gözü yaşlı analardan biri de Van’dan gelerek Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu oğlu Mikail Erdinç’e kavuşmayı bekleyen Gevez Erdinç.

Anne Erdinç, “Pikniğe götürüyoruz diyerek, gözlerini bağlayarak dağa götürmüşler. Ben yoksullukta büyüdüm, büyüttüm. Hukuk okuttum. Oğlumu istiyorum”  dedi.

 

Diyarbakır anneleri ile foto 3.jpg

Diyarbakır Anneleri / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Çocuğumun peşinden Irak’a ve Suriye’ye gittim”

Balıkesir’de üniversiteye başlayacakken kızı Ceylan Tekin'in kaçırıldığını, çocuğunun peşine düşüp Irak’a kadar gittiğini, 2 ay sonra Suriye’de olduğunu televizyonda gördüğünü anlatan anne Türkan Mutlu, sözlerini "Sınırda 2 hafta camide yattım, kızımın peşine düştüm. Elinde kalem yerine silah var. Ben HDP’den hakkımı istiyorum, çocuğumu istiyorum, ben evladımı istiyorum” diyerek sürdürdü.

“Bu işten hayır yok”

HDP Diyarbakır İl Binası önündeki çadırda eylemlerini sürdürenler arasında bir de eş bulunuyor.

7 yıl öne eşi Mehmet Salih Tunar’ın evden çıkıp bir daha dönmemesi üzerine iki çocuğuna tek başına bakmak zorunda kalan Mukaddes Tunar, “Bu işten hayır yok. HDP’liler götürdü, kandırdılar. Ceza yok, hapis yok, seni bekliyoruz” sözleriyle eşine seslendi.

Diyarbakır babaları

197 gündür oturma eylemi yapanlar arasında gözü yaşlı babalar da var.

“Bunun Kürt davasıyla ilgisi yoktur”

5 yıl önce 12 yaşındayken dağa kaçırılan Bitlisli Okan Gökkuş‘ın babası Ekrem Gökkuş ise “Bunun Kürt davasıyla ilgisi yoktur. Kürt, Türk, Lazı, Çerkezi davası yoktur, bu Ermeni davasıdır” ifadelerini kullandı.

“Çocuğum askerden geldi, kurbanını kesemedim”

6 sene önce, 19 yaşındaki oğlunun askerden geldiğini ve kendisini bir daha göremediğini anlatan Vanlı baba Salih Gökçe, “Çocuğum askerden geldi, kurbanını kesemedim, benim suçum günahım ne? HDP benim evimi yıktı, yuvamı parça parça etti, onlar da benim çektiğim acıları çeksin” dedi.

 

Diyarbakır annelerine eşlik eden babalar.jpg

Diyarbakır annelerine eşlik eden babalar / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“HDP olmasa PKK gelip, dağa insan götüremez”

10 ay önce dağa çıkarılan 16 yaşındaki Yusuf Bektaş’ın babası Celil Bektaş, “Bir Kürt olarak sesleniyorum buradan. Şu gördüğün ailelerin hepsi Kürt. Hepsi Doğulu, Kürt, hepsi de fakir insanlar. Biz oy verdik onlara. Onların çocukları nerede? Selahattin Demirtaş’ın kızı nerede okuyor? Sezai Temelli’nin çocuğu nerede? Oğlum bu binadan gitti. HDP olmasa PKK gelip, dağa insan götüremez. Bu halktan ne istediler? 7 aydır kapılarındayız, Biz Kürt değil miyiz? Bunların ağababaları var, her çocuğu götürken para alıyorlar. 9 yaşında var, 10 yaşında var” dedi.

Lale Elmacıoğlu Muhabir @laleelmacioglu 

The Independentturkish