2040 yılında 10 yetişkinden biri diyabet hastası olacak

Çocukluk çağının en sık görülen hastalığı

2040 yılında 10 yetişkinden biri diyabet hastası olacak


Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü Bildiriyor;

“2040 YILINDA 10 YETİŞKİNDEN BİRİ DİYABET HASTASI OLACAK”

 

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, tüm dünyada diyabet ile ilgili farkındalığı artırmak amacıyla 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde hastalıkla ilgili önemli bilgiler paylaştı. İnsülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan, kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyici bir hastalık olan diyabet, giderek önem kazanan küresel bir sorun. Diyabetin 2040 yılında 10 kişiden 1’inde görülebileceği ön görülen hastalık nedeniyle her 6 saniyede 1 kişi yaşamını yitiriyor.

Her yıl 14 Kasım Diyabet Günü’nde, hastalığa karşı dünya çapında farkındalık yaratarak hastaların toplum içinde bilinçlenmesi amaçlanıyor. Diyabetin, yaşam boyu süren, insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan, kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, hastalığın kontrol edilmediği takdirde kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği, körlük, sinir hasarı ve diyabetik ayak gibi çeşitli sorunlara yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü tarafından yapılan açıklamada, Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) yaptığı tahminlere göre, her 6 saniyede 1 kişinin diyabet hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtiliyor. 11 yetişkinden biri diyabetle savaşırken, teşhis konulmadığından 2 diyabetli yetişkinden biri (%46,5) diyabetli olduğunu bilmiyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 12’si, diyabete harcanıyor (673 milyar ABD Doları). Diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 75’i düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor. Her 7 doğumdan 1’i ise gebelik diyabetinden etkileniyor. Dünyada 542 bin çocuk Tip1 diyabet hastalığı ile yaşarken, IDF tahminlerine göre diyabetin 2040 yılında 10 kişiden 1’inde görülmesi bekleniyor.

Çocukluk çağının en sık görülen hastalığı

İnsülinin yokluğu veya etkisizliği sonucu hücre içine giremeyen şeker kanda yükselmeye başlıyor. Tip1 diyabette insülin salgısı hiç bulunmuyor veya yok denecek kadar az olduğundan tedavisinde mutlaka insülin kullanılıyor.

Tip 2 diyabette ise vücut yeterli insülin salgılamıyor. Salgı bozukluğunun yanı sıra insülin direnci de görülüyor. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü’nün yaptığı açıklamaya göre Tip 2 diyabet en sık görülen diyabet türü ve tüm diyabetlilerin yaklaşık yüzde 95’ini oluşturuyor.

Diyabet hastalığının en sık görülen belirtileri arasında çok su içmek, sık idrara çıkmak, halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, görme bulanıklığı bulunuyor. Ancak şeker hastalarının yaklaşık yarısı, şeker hastası olduğunun farkına varmadan hayatlarına devam ediyor.

Diyabetin her yaştaki çocukta görülebileceğini söyleyen Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, diyabetin çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığı olduğuna dikkat çekiyor. Diyabetli çocukların günlük yaşam düzenini bozmadan, spor, oyun, okul faaliyetlerinin yanı sıra insülin enjeksiyonlarını yapması, sağlıklı beslenmesi ve düzenli egzersiz yapması büyük önem taşıyor.

Gebelik diyabeti bebek için de önemli

Hamilelikte görülen ve gebeliğin 24. haftasından sonra ortaya çıkan, şeker yüksekliği olarak adlandırılan gestasyonel diyabet, genellikle gebelik bittikten sonra sonlanıyor ve kan şekeri normal düzeye ulaşıyor. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, kan şekeri yüksekliğinin gebelikte görülmesinin özellikle bebeğin sağlıklı gelişimi açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapıyor.

 

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, giderek artan bu global sorunun önüne geçmede farkındalık düzeyinin ve bilinçlenmenin artırılmasında, eğitim ve korunmanın oldukça önemli faktörler olduğuna işaret ediyor. Direktörlük, diyabetin tamamen iyileştirici bir tedavisi olmasa da kontrolü ile günlük faaliyetleri, sosyal etkinlikleri etkilemeden yaşanabileceğinin altını çiziyor. Hekimlerin önerdiği uygun ilaçları kullanmak, kaliteli bakım, iyi tıbbi beslenme ile aktif ve sağlıklı bir hayat mümkün. Bu önerilere uyulması halinde komplikasyon gelişme riski de en aza iniyor.