27 yıl sonra oğlunun kemiklerini kucağına aldı
Kilyos'ta gömüldüğü ortaya çıkan Burhan Altıntaş'ın cenazesi ailesine teslim edildi
Kilyos'ta kaldırım kenarına gömüldükleri ortaya çıkan cenazeler DNA eşleşmesi tespitiyle ailelere teslim ediliyor. Bitlis'ten gelerek 27 yıldır görmediği oğlunun kemiklerini teslim alan anne Sabiha Altıntaş, yıllarca oğluna sarılma hasretiyle yaşadığını söyleyerek "Bu acının tarifi yok" dedi.
DUVAR – İstanbul Kilyos Mezarlığı’nda plastik kaplara konularak kaldırıma gömüldükleri ortaya çıkan cenazeler, DNA eşleşmelerinin ardından ailelere teslim ediliyor. Bitlis’ten gelen anne Sabiha Altıntaş, 27 yıl sonra oğlu Burhan Altıntaş’ın kemiklerine ulaştı.
Sabiha Altıntaş, 1992 yılında PKK’ye katılan oğlunu bir daha görmemiş. Burhan Altıntaş 1994 yılında Bitlis kırsalında çatışmada ölmüş. Ölüm haberini çok sonra öğrenen anne, 2014 yılında cenazenin Garzan Mezarlığı’nda olduğunu öğrenmiş. 2017 yılının Aralık ayında Garzan Mezarlığı’nın yıkıldığı haberini alan anne, tekrardan oğlunun cenazesini aramaya başlamış. Garzan’daki cenazelerin İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda olduğunu öğrenen anne Altuntaş’ın başvurusunun ardından 2019 yılında DNA eşleşmesinin tuttuğu bilgisini almış.
‘KABI AÇIP KISA BİR AN KEMİKLERE BAKTIM’
Oğlunun kemiklerini Kilyos’ta yol kenarına gömülen cenazeler arasından teslim alan Sabiha Altıntaş şunları anlattı: “Oğlumun kemiklerinin olduğu kabı görünce kalbim duracak gibi oldu. Bunlar nasıl Müslüman dedim kendi kendime. Saklama kabını benim kucağıma verdiklerinde, ilk önce oğlumun içinde olduğuna inanamadım, sonra kabı açıp kemiklerine bakmak istedim ama yanımda olanlar ilk önce buna izin vermediler. Daha sonra ısrar edince açıp baktım, çok kısa bir an kemiklerine baktım. Ben yıllarca oğlumun bir gün geri gelip bana sarılacağı hasretiyle yaşadım, ama kucağıma verilen plastik kabın içindeki kemiklere sarıldım.”
‘HER YERDE ARACIMIZI DURDURDULAR’
Sabiha Altıntaş daha sonra Bitlis’e hareket ettiklerini söyleyerek sonraki süreci de şöyle anlattı: “Yol boyunca polis bizi takip etti. Geçtiğimiz her yerde ya asker ya da polis aracımızı durdurdu. Her seferinde kimliklerimiz alındı, cenaze defin kâğıdımız alındı ve saatlerce bekletildik. Köye vardığımızda mezarlığın etrafı askerler tarafından sarılmıştı. Aileden başka hiç kimse mezarlığa alınmadı. Bu şekilde saklama kabından çıkardığımız kemikleri tek tek yan yana dizerek defnettik. Orada oğlumun kemiklerine bile doyasıya sarılmama izin vermediler.” (MA)
DUVAR