32 yıl önceki sopa bugün İran’a mı gösteriliyor

Bu kez suçlanan ülke Libya değil İran. Fakat suçlayan ülkeler aynı.

32 yıl önceki sopa bugün İran’a mı gösteriliyor


Bu kez suçlanan ülke Libya değil İran. Fakat suçlayan ülkeler aynı.

  

 

İran’ın hava sahası içerisinde, ABD üslerine füze fırlatıldığı saatlerde düşen Ukrayna’ya ait yolcu uçağının tartışmaları sürüyor.

YOLCU UÇAĞI TARTIŞMASI NASIL BAŞLADI

ABD geçen hafta Irak’ın Başkenti Bağdat’ta düzenlediği hava saldırısı ile İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’i öldürdü. Buna karşılık İran, ABD’nin Irak’taki iki hava üssünü füzeler ile vurdu. İran 80 ABD askerinin öldürüldüğünü ifade ederken, ABD Başkanı Trump ise hiçbir ABD askerinin hayatını kaybetmediğini açıklamıştı. Bunun yanı sıra Trump, İran’a karşı NATO’yu göreve çağırmış ve yaptırım mesajları vermişti.

İran’ın ABD üslerine yönelik hava saldırısının olduğu gün, İran’ın başkenti Tahran'daki İmam Humeyni Havalimanı'ndan Ukrayna'nın başkenti Kiev'e gitmek üzere havalanan Ukrayna Havayolları'na ait bir yolcu uçağı düşmüştü. Kalkıştan kısa bir süre sonra çakıldığı belirtilen Boeing 737 tipi uçakta, 176 kişi bulunuyordu. Yetkililer kazadan kurtulan olmadığını açıklamıştı. Uçakta 82 İranlı, 63 Kanadalı, 11 Ukraynalı, 10 İsveçli, dört Afgan, üç Alman ve üç İngiliz'in bulunduğu belirtilmişti.

10 gün içersinde yaşanan gelişmeler, “Ortadoğu’da yeni bir savaşın başlangıcı mı” sorularına neden olurken, dün, düşen yolcu uçağı ile ilgili arka arkaya dikkat çeken gelişmeler yaşandı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Kanada istihbaratının elinde Ukrayna uçağının İran'a ait füze ile kazara vurulduğuna dair kanıtlar olduğunu açıklamış ve “Elimizde uçağın İran'a ait füze ile kazara vurulduğuna dair kanıtlar var” dedi.

ABD Başkanı Trump da düşen yolcu uçağından İran’ı sorumlu tutarak, "Çok trajik bir olay. Birileri hata yapmış olabilir. İdeal olan kara kutunun Boeing'e verilmesi. Başka ülkeye de verebilirler. Çok kötü bir şey olduğuna yönelik bir hissiyatım var" ifadelerini kullandı.

İngiltere Başbakanı Johnson da, "Elde ettiğimiz bilgiler Ukrayna uçağının İran tarafından düşürüldüğünü gösteriyor" açıklaması yaptı.

Tüm bu açıklamalara karşılık İran ise iddiaları reddederek, "Uçağın düşürüldüğü iddiası Tahran'a karşı psikolojik bir savaştır" dedi.

32 YIL ÖNCE LİBYA’YA YAPILAN, BUGÜN İRAN’A MI UYGULANACAK

Arka arkaya yaşanan bu gelişmeler, 1988 yılında İskoçya’da düşen ve 270 kişinin hayatını kaybettiği yolcu uçağını hatırlattı.

21 Aralık 1988 Çarşamba günü, Londra Heathrow Havalimanı'ndan New York John F. Kennedy Uluslararası Havaalanı'na sefer yapan Pan Amerikan Havayolları'na ait Boeing 747-121 tipi uçağı, İskoçya'nın güneyindeki Lockerbie kasabasında, uçağın bavul bölümünde yaşanan patlamanın ardından düştü. Uçakta bulunan 243 yolcu ve 16 mürettebatın tümü yaşamını yitirdi. Uçağın büyük parçaları İskoçya'nın güneyindeki Lockerbie kasabasına düşünce yerde bulunan 11 kişi daha hayatını kaybetti.

Tarihe “Lockerbie Olayı” olarak geçen facianın ardından soruşturma başladı.

1991 yılında sonlanan soruşturmanın ardından, 14 Kasım 1991 yılında ABD ve İngiltere Libyalı Abdül Basset al-Megrahi ve Al-Amin Khalifa Fahima’yı olaya karıştığını ifade etti ve Libya’yı sivil yolcu uçağını düşürmekle suçladı. Libya tüm iddiaları reddetti.

1992 yılında Libya zanlıların yargılanacağını söyledi ancak Batı bunu kabul etmedi ve Libya’ya çok ağır yaptırımlar uygulanmaya başlandı. Dönemin Libya devlet başkanı Muammer Kaddafi adeta kıskaç altına alındı ve hava, silah, diplomatik, ekonomik yaptırımlar başladı.

29 Eylül 1993 yılında Libya, İskoçya’daki mahkemeyi kabul etmediğini ancak zanlıların isterlerse katılabileceklerini açıklamıştı. Bunun üzerine Libya’ya uygulanan ambargolar daha da arttı.

1994 yılında Kaddafi, ambargonun hafiflemesi için Lahey’de kurulacak bir mahkemenin sorunu çözebileceğini ifade etti.

1995 yılında ABD, Libyalı zanlıların yakalanmasını sağlayacak bilgileri verenlere 4 milyon dolar ödül vereceğini bildirdi. 1996 yılında Kaddafi ambargoları kısmen delmek isteyince, ABD ve İngiltere’nin başını çektiği devletler çok daha sert yaptırımlar Libya’ya karşılık verdi.

1997 yılında Libya, Birleşmiş Milletlere ambargonun 23.5 milyar dolara mal olduğunu bildirdi.

Dönemin Libya lideri Muhammer Kaddafi, tüm baskılar sonunda önce şüphelileri teslim etti, ardından da 2003 yılında Libya'nın Lockerbie faciasıyla ilgili sorumluluğunu kabul etti. Kaddafi, Lockerbie’de hayatını kaybeden 270 kurbanın yakınlarına toplam 2 milyar 700 milyon dolar tazminat ödedi. Ancak Kaddafi, Lockerbie faciasında kendisinin hiçbir dahli olmadığını söylemişti.

1988 yılında meydana gelen Lockerbie faciası, Libya ve Kaddafi’nin üzerinde sopa gibi kullanılmış ve Libya yaptırımlarla on milyarlarca dolar kaybetmişti.

Tarih tekerrür mü ediyor?

Bu kez suçlanan ülke Libya değil İran. Fakat suçlayan ülkeler aynı.

Yine bir yolcu uçağı düştü. Onlarca masum insan hayatını kaybetti.

32 yıl önceki Lockerbie faciasının ardından Libya’yı hedef alan ülkeler, bu kez aynı sopayı İran için mi uygulayacak?

Diğer yandan aynı yıl, yani 1988 yılında İran'a ait bir yolcu uçağı düşürülmüştü.

3 Temmuz 1988'de, İran'ın Bandar Abbas Havalimanından Dubai'ye uçmakta olan İran Havayollarına ait 655 uçuş kodlu Airbus A300B2 tipi bir yolcu uçağı, 274 yolcusu ve 16 mürettebatıyla birlikte, ABD Donanmasına ait USS Vincennes savaş gemisinden ateşlenen SM-2MR füzelerinin hedefi olmuştu. Saldırıya uğrayan yolcu uçağının infilak etmesi sonucu tamamı sivil 290 kişi hayatını kaybetmişti. ABD'li yetkililer saldırı sonrasında, İran'a ait yolcu uçağını bir savaş uçağı ile karıştırdıklarını iddia etmişlerdi.

Sonrasında ne mi oldu?

Saldırı emrini veren USS Vincennes gemisinin kaptanı Amiral William C. Rogers olaydan bir yıl sonra bütün suçlarından aklanmış, hatta Başkan George Bush tarafından 'üstün hizmetlerinden dolayı' Legion of Merit (Liyakat) Nişanı ile ödüllendirilmişti.

Odatv.com