40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA BU 8 BELİRTİYE DİKKAT!

Ciddiye alınması gereken sinyallere dikkat!

40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA BU 8 BELİRTİYE DİKKAT!


40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA BU 8 BELİRTİYE DİKKAT!

Menopoz yaşı dünya genelinde 45-55 arası olarak kabul ediliyor. Ülkemizdeyse bu rakam ortalama 46-48 olarak gösteriliyor. Özellikle 40’lı yaşlardan sonra kadınlarda birçok fizyolojik değişim yaşanıyor. Bu değişimler bazen menopozun bazen de ciddi jinekolojik sorunların habercisi olabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. N. Melih Gündüz, 40 yaş üstü kadınların dikkat etmesi gereken jinekolojik belirtiler hakkında önemli bilgiler verdi. 

Menopoz dönemine doğru östrojen oranının da değişmesiyle birlikte kadınlarda bazı değişimler görülmektedir. Çeşitli kistler oluşabilir, polip ve miyomlar artabilir. Aynı şekilde rahim ağzı kanserine yol açan human papiloma virüse (HPV) bağlı kanser öncüsü belirtilerde de bu dönemde artış görülebilir. 

Bu artışın en yaygın sebepleri; sigara, sağlıksız beslenme, erken yaşta cinsel ilişki, çok eşlilik (Sadece kadın için değil, eşin de birden fazla partnerle birlikte olması) jinekolojik hastalıkların ve kanserlerin oranının artmasına sebep olmaktadır.

Ciddiye alınması gereken sinyallere dikkat!

Menopoz dönemine yaklaşan kadınların dikkat etmesi gereken öncelikli belirtiler şöyle sıralanabilir: 

  • Adet kanaması miktarındaki artış veya azalma
  • Adet dışı ara kanamalar
  • Adetin gecikmesi veya erken gelmesi
  • Adet kanamasının 7 günden uzun sürmesi
  • Kasık ağrıları
  • İlişki sonrası kanamalar
  • Geçmeyen kötü kokulu akıntı 
  • Vajinal bölgede siğil

Smear testi ve kolposkopi çok önemli 

Jinekolojik hastalıklarda şüphesiz erken tanının önemi yadsınamaz. Erken tanı için de taramaların düzenli yapılması önem taşımaktadır. Jinekolojik hastalıklarda uygulanan tanı yöntemlerinin başında smear testi gelmektedir. Rahim ağzından akıntı örneği alınarak hücrelerin incelendiği smear testinde ASCUS, LGSIL, HGSIL adı verilen hücresel anormallikler varlığı söz konusuysa ya da muayene esnasında fark edilen anormallikler görüldüyse tanı amaçlı biyopsi alınarak incelenmektedir. Kolposkopi adı verilen bu işlem muayene sırasında yapılabilen basit mikroskobik bir yöntemdir. Ultrasonografi yöntemiyle ise polip ve miyomlar ile yumurtalık kistleri varlığı araştırılmaktadır. Jinekolojik hastalıklarda erken teşhisin önemi göz ardı edilmemelidir. Yaşanan değişimler takip edilmeli ve düzenli kontroller aksatılmamalıdır.

Adet değişiklikleri birçok sebebe bağlı olabilir 

40 yaş üzerinde yumurtalık hastalıklarından en fazla karşı karşıya kalınan sorun kistlerdir. Bunun dışında adet değişkenliklerine sebep olan vücutta başka organlarda da bozukluklar olabilir. Tiroit beziyle ilgili hastalıklar, karbonhidrat metabolizma bozukluğuna bağlı insülin direnci, kilo problemi gibi sorunlarda adet düzensizlikleri oldukça sık karşımıza çıkar. Yumurtalık kanserleri genelde değişik adet şekilleriyle karşımıza çıkar. Ya gecikerek, ya aşırı adet görerek ya da parçalı kanamalar şeklinde ki buna beraberinde kasık ağrısı da eşlik eder. Ancak 40-50 yaş arasında yumurtalık tümörleri varlığında adet kesilmesinden ziyade genelde adette değişiklikler meydana gelir. Beraberinde kilo kaybı, hormonel kaynaklı tümörlerde tüylenme ya da başka endokrin bozukluklar karşımıza çıkabilmektedir. Yine kanama değişkenlerinin yanında en sık karşılaşılan sorun kasık ağrısıdır. Bu ağrı bazen bele de vurur. Kitlenin büyüklüğüne bağlı olarak kabızlık ya da sık idrar problemi de eşlik edebilir. Adetten kesilme 40 yaş üstünde erken menopozda da karşımıza çıkabilen bir durumdur. Ultrason ve beraberinde hormon tahlilleri, ardından hastanın sıcak basmaları, sinirlilik, gerginlik ve kontrol altına alınamayan kilo alımı bize erken menopozu düşündürür.    

Jinekolojik hastalıklardan korunmak bu önlemlerle mümkün olabilir

  • Karbonhidrat ve rafine şekerden uzak, doğal bir beslenme biçimi benimsenmelidir.
  • Düzenli egzersizler atlanmamalı, günlük en az 30 dakika yürüyüş yapılmalıdır.
  • Obezitenin tüm kanserlerin oluşumunda önemli bir risk faktörü olduğu unutulmamalı, uzman eşliğinde kilo kontrolü sağlanmalıdır. 
  • Günde en az 2 litre su tüketilmelidir. 
  • Genetik yatkınlık faktörü önemlidir. Bu nedenle ailede kanser öyküsü olan kadınlar jinekolojik tarama ve muayenelerini aksatmamalıdır. 
  • Jinekolojik hastalıklardan özellikle rahim ağzı kanserinden korunmak için çok eşlilikten ve erken yaşta cinsel deneyimden kaçınılmalıdır.
  • 40 yaş sonrası istenmeyen gebeliğin getireceği riskler göz ardı edilmemeli, doğum kontrol yöntemleri doğru uygulanmalıdır.
  • 9-43 yaş arası rahim ağzı kanserlerinden korunmak için mutlaka HPV aşısı yaptırılmalıdır.
  • En önemlisi düzenli jinekolojik muayene ve testler (kişiye göre değişmekle birlikte genelde yıllık olarak) aksatılmamalıdır.