"AB Ordusu" Tartışmaları Yeniden Alevlendi

"AB Kendi Ortak Savunma Gücünü Kurmalı"

"AB Ordusu" Tartışmaları Yeniden Alevlendi


"AB Ordusu" Tartışmaları Yeniden Alevlendi

Avrupa Birliği Afganistan'da kendi yurttaşlarını tahliye edebilmek için ABD ordusuna olan bağımlılığını gördüğü 15 Ağustos'tan bu yana, "operasyonel gücü olan ortak AB gücü" kurma planını yeniden tartışmaya açtı.

AB Dönem Başkanı Slovenya'nın Kranj kentinde, Brdo Şatosu'nda yapılan toplantıda bir araya gelen AB Savunma Bakanları, Afganistan'da yaşanan gelişmelerin, AB'ye etkileri ve AB'nin stratejik geleceğini tartıştı. Tartışmaların ana gündemini "Afganistan krizi, AB'nin, ABD'ye askeri bağımlılığı ve Avrupa'nın savunma kapasitesi" oluşturdu.

"AB Kendi Ortak Savunma Gücünü Kurmalı"

AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell'in Mayıs ayında sunduğu "5 bin kişilik mobil askeri güç" projesini değerlendiren savunma bakanları, AB'nin dünya sahnesindeki geleceği için "Stratejik Pusula" başlığı altında "Acil durumlarda müdahale edebilecek askeri bir birim" oluşturulmasını tartıştı.

Afganistan'da yaşananları "fiyasko" olarak değerlendiren AB savunma Bakanları, gelişmelerin AB ülkelerinde yarattığı "elektroşok'tan faydalı bir sonuç çıkarılması gerektiğini" belirttiler. Savunma bakanları, "AB'nin bir havaalanını bile koruyabilecek kadar gücü olmamasının dünyaya verilen çok olumsuz bir mesaj olduğunu" belirtti.

Slovenya'daki savunma bakanları toplantısına katılan AB diplomasisinin şefi Josep Borrell, "Afganistan, üye devletlere, böyle durumlarda kendi başımıza hareket etme kapasitesine sahip olmak zorunluluğunu göstermek açısından doğru zamanda gelen bir örnektir. Afganistan, stratejik özerklikteki eksikliklerimizin bir bedeli olduğunu ve ilerlemenin tek yolunun, güçlerimizi birleştirmek ve sadece kapasitemizi değil, aynı zamanda harekete geçme isteğimizi de güçlendirmek olduğunu gösterdi" dedi.

AB Askeri Komisyonu Başkanı Claudio Graziano da gazetecilere "Gerçek bir hareket etme iradesiyle, hızlı bir tepki gücü oluşturarak şimdi harekete geçme zamanı geldi" dedi.

ABD Ordusu Afganistan'dan Çekilmeyi Tamamladı

Eleştiriler ve çekinceler

Ancak AB ülkeleri arasında ortak bir ordu kurma ve böyle bir projeyi hayata geçirme konusunda, ciddi çekince ve şüpheler dile getiriliyor. Bazı AB ülkeleri zaten bin 500 kişilik bir askeri güç oluşturulduğunu ve yeni bir mekanizmaya gerek olmadığını savunuyor. AB dönem başkanlığını yürüten Slovenya’nın Savunma Bakanı Matej Tonin, üye ülkelerin çoğunluğunun kabul etmesi halinde, "oy birliği" şartının yerine, oy çokluğu şartının getirilmesini ve gerekli durumlarda gönüllü ülkelerden 5 bin ila 20 bin asker gönderilmesine izin verecek yeni bir sistemin oluşturulması çağrısında bulundu. Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks’se "Zaten elimizde bir güç var. Onu kullanabilecek politik güç var mı, asıl önemli olan bu" dedi.

Ancak AB içinde, uzun süredir savunma konusunda bir bölünme yaşanıyor. AB, özellikle NATO şemsiyesine ve Moskova'ya karşı Amerikan korumasına bağlı olan Doğu Avrupa ülkelerinin, güçlü isteksizliği nedeniyle, savunmada oynaması gereken rol konusunda yıllardır bölünmüş durumda.

AB içindeki tartışmalar, bir Avrupa ordusu ihtimaline şiddetle karşı çıkan İngiltere'nin, AB'den ayrılmasından sonra yeniden canlandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye ve Doğu Akdeniz krizi sırasında NATO'nun beyin ölümünde olduğunu söylemiş, Avrupa'nın kendi ordusunu kurmasının zamanının geldiğini savunmuştu. Ancak bunun NATO ve ABD'ye alternatif anlamına geleceği kaygısını taşıyan Almanya ve Doğu Avrupa ülkelerinden tepki gelmişti.

Savunma bakanları toplantısında konuşan Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer "ABD çekileceğini açıkladığında, kendi kapasitemizin yetersizliğini bildiğimiz için ses çıkaramadık. Afganistan'da Batı yenilgiye uğradı. Daha özerk hale gelmeli ve daha bağımsız hareket edebilmeliyiz. Ancak, NATO'ya ve Amerikalılara alternatif olarak hareket etmememiz çok önemli" dedi.

Kramp-Karrenbauer'in daha sonra paylaşığı Twitter mesajındaysa "Herkesin ortak kararının ardından, gönüllü koalisyon gücü harekete geçebilir" sözleri sürpriz yarattı.

Washington'dan "kıt kaynaklar" uyarısı

Washington yönetimi de AB içinde bir askeri operasyonel güç oluşturulması fikrine açık olduğu mesajını gönderdi. ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price "Daha güçlü ve harekete geçmeye daha hazır, birlik içinde bir Avrupa'nın, bizim de çıkarımıza olduğuna inanmaya devam ediyoruz" dedi. Ancak AB ve NATO'nun, zaten kıt olan kaynakları boşa harcamamasının ve tekrardan kaçınmak için koordineli hareket etmesinin önemine de işaret etti.

Borrell de gazetecilere "Joe Biden, ABD'nin geri çekilmesi konusunda bizi arka arkaya uyaran üçüncü Amerikan başkanı. Bu mesaj alınmalı" diyerek, ABD'nin de Avrupa savunma gücünden yana olduğunu dile getirdi.

Elysee Sarayı'nda, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Macron görüşmesinin ardından yapılan açıklamada "AB'nin askeri, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını içeren stratejik özerklik, Macron'un Avrupa vizyonunun özüdür" ifadesine yer verildi. İki lider Salı günü, "stratejik özerklik” konusunun aciliyet içerdiğini belirten ortak bir açıklama da yayınladı.

Yugoslavya iç savaşından bu yana tartışılıyor

AB, kendi topraklarında kan dökülmesini yıllarca engelleyemediği Yugoslavya iç savaşının ardından 50 bin askerlik bir savunma gücü oluşturmayı tartışmış, ancak proje hayata geçirilememişti.

Daha sonra, 1998 yılında, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’la, İngiltere Başbakanı Tony Blair, AB'nin savunma özerkliği kapasitesi olması gerektiği yönünde ortak açıklama yaptı. 1999 yılında, AB'nin acil durumlarda, 60 gün içinde 50 bin asker kapasiteli güç oluşturması üzerinde uzlaşma sağlandı.

AB içinde 2007 yılında, bin 500 kişiden oluşan bir "Battlegroups/Taktik Birliği" kuruldu, ancak bu birlik de hiçbir zaman aktif hizmet vermedi.

Brexit’le, İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ardından, AB içerisinde uluslararası operasyon gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip çok az ülke kalınca, AB üyeleri arasında savunma alanında da tartışmalar yoğunlaştı. Afganistan örneğiyse, AB'nin kendi savunma gücü olması yönündeki görüşleri alevlendirdi.

Ancak AB ordusu, üye ülkelerin savunma harcamalarını artırması anlamına geliyor. Fakat, birlik içinde her ülke tehditler karşısında farklı tepkiler veriyor. Örneğin, Rusya Baltık devletleri için "hayati tehdit", Almanya için vazgeçilmez enerji partneri, Macaristan içinse "bir müttefik".

Üstelik ülkelerin askeri operasyonları hakkında "ülke hükümet ve parlamentolarının karar vermesi" egemenliklerinin olmazsa olmaz koşulu. AB içinde aşırı sağ hareketler sık sık askeri, ekonomik ve diplomatik kararlarda bağımsız hareket etme çağrısı yaparak, son dönemde daha çok oy almayı da başarıyor.

Karar 16 Kasım'da, uygulama 2022'de

Borrell'in "acil durumlarda konuşlandırılabilecek 5 bin kişilik bir askeri güç oluşturma" önerisine ilişkin son karar, 16 Kasım'da AB'nin savunma gündemiyle yapacağı zirvede verilecek. Yıl sonunda dönem başkanlığını Slovenya'dan devralacak olan Fransa, AB ordusunun en hararetli savunucusu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmaneul Macron, 2022 Nisan ayında yapılacak seçimler öncesi, AB operasyonel güç birliğini kurmayı planlıyor.

voa