AB'nin yeni kara para aklamayla mücadele kurumu AMLA'ya ev sahipliği yapma yarışını Frankfurt kazandı.

Almanya'nın finans merkezi, 22 Şubat'ta yapılan ve AB kurumlarının gelecekteki yerleşimi için yeni bir emsal oluşturabilecek oylama prosedüründe Paris, Madrid ve Roma gibi büyük şehirleri geride bıraktı.

Avrupa Komisyonu'ndan Mairead McGuinness gazetecilere yaptığı açıklamada, "Son yıllarda kara paranın geleneksel finansal sistemi yoluyla aklanması konusunda çok sayıda alarm zili çaldığını duydu. Bu gece bu çağrılara cevap veriyoruz," ifadelerini kullandı.

Kurum, büyük nakit işlemlerine sınırlamalar getirilmesini, futbol menejerleri ve sponsorları için yeni kimlik kontrolleri yapılmasını öngören AB reformunun son ayağını oluşturuyor.

Karar, Danske Bank'ın Tallinn şubesi aracılığıyla yüz milyarlarca dolarlık karanlık Rus fonunu aklamaktan suçlu bulunduğu skandalın, Malta'nın Pilatus ve Letonya'nın ABLV gibi kredi kuruluşlarının çöküşünün ardından geldi.

Avrupa Komisyonu ve parlamento gibi büyük AB kurumları Brüksel, Lüksemburg ve Strazburg'da bulunurken, daha uzmanlaşmış veya analitik görevlerle ilgilenen ajansları bloğun dört bir yanına dağılmış durumda.

Ülkeler genel olarak AB'nin kurumlarını yayma ve karar alma mekanizmalarını evlerine yaklaştırma fikrini desteklese de uzakta bulunan kurumlar personel bulmakta zorlanabiliyor.

Oylama süreci

AMLA için dokuz aday varken, yetkililer son ana kadar net bir sonuç çıkacağına ikna olmuş değillerdi.

Pratikte Konsey, Frankfurt'un zaferini neredeyse garanti altına alacak şekilde oylama yaparak anlaşmaya varmış gibi görünüyor.

Gizli oylamanın son turunda Frankfurt 28, Madrid 16, Paris altı ve Roma dört oy alırken, Milletvekili Eva Maria Poptcheva (İspanya/Yenilenen Avrupa) gazetecilere yaptığı açıklamada, Frankfurt'un AP üyelerinin favori tercihi olmadığını söyledi.

Poptcheva milletvekilleri için önemli sayılan bir kritere atıfta bulunarak "Almanya kara para aklamayla mücadele çerçevesi açısından en iyi performans gösteren ülke değildi," dedi.

Poptcheva, yeni sürecin "yasal bir emsal teşkil etmediğini" ancak "muhtemelen temelde işleyen bir süreç olduğunu" söyledi. Bu da bloğun gelecekte yaptırımlar ya da çocukların cinsel istismarı ile ilgili kurumları seçmek için benzer bir sistem kullanabileceğini gösteriyor.

AMLA'nın bloğun en riskli 40 bankasını doğrudan denetlemekten sorumlu olduğu düşünüldüğünde, büyük bir finans merkezinin tercih edilmesi pratik kaygıları da yansıtıyor olabilir.

EURO NEWS