ABD Arakanlı Müslümanlar’a "Soykırım"ı Tanıdı

Seçim izleme grupları, herhangi bir yolsuzluk kanıtı bulamadı.

ABD Arakanlı Müslümanlar’a "Soykırım"ı Tanıdı




ABD Arakanlı Müslümanlar’a "Soykırım"ı Tanıdı 

Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD'nin, Myanmar ordusunun Arakan Müslümanları’na karşı uyguladığı şiddeti resmen soykırım ve insanlık suçu olarak tanıdığını açıkladı. Blinken, cunta iktidarda olduğu sürece ülkede kimsenin güvende olmadığı konusunda uyardı.

İlk olarak Pazar günü Reuters tarafından bildirilen kararı bugün açıklayan Blinken, Arakan Müslümanları hedef alan saldırıların "yaygın ve sistematik" olduğunu ve kanıtların, çoğunluğu Müslüman olan azınlığı yok etme niyetini açıkça gösterdiğini söyledi.

Aktivistler ve Amerikalı yetkililer, ABD'nin soykırımın işlendiğine dair net bir açıklama yapmasının, Myanmarlı generalleri bu suçlardan sorumlu tutma çabalarını destekleyebileceğine ve daha fazla vahşetin önlenmesine yardımcı olabileceğine inanıyor.

Blinken, başkent Washington'daki ABD Holokost Anıt Müzesi'nde yaptığı konuşmada, başından vurulmuş, tecavüze uğramış ve işkence görmüş kurbanların trajik ve ürpertici hikayelerini okudu.

Myanmar'ın silahlı kuvvetlerinin 2017 yılında başlattığı askeri operasyon, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Arakan’dan en az 730 bin kişinin evlerinden ayrılmasına neden olmuş ve komşu Bangladeş'e sığınmaya zorlamış, çok sayıda kişi cinayet, toplu tecavüz ve kundaklamaların kurbanı olmuştu. Myanmar ordusu 2021'de yaptığı darbeyle yönetimi ele geçirdi.

Blinken, "Darbeden bu yana, Burma ordusunun aynı taktiklerin çoğunu kullandığını gördük. Ancak şimdi ordu Burma'da, baskıcı yönetimine karşı olduğunu veya baskıcı yönetimine zarar verdiğini düşündüğü herkesi hedef alıyor" dedi.

Dışişleri Bakanı Blinken, "Darbeden önce farkına varmamış olanlar için, Şubat 2021'den bu yana ordunun başlattığı vahşi şiddet iktidarda olduğu sürece Burma'da kimsenin güvende olmayacağını açıkça ortaya koydu" dedi.

ABD Başkanı Joe Biden'ın göreve başlamasından günler sonra, Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing liderliğindeki Myanmarlı generaller, Kasım 2020'de yapılan genel seçimleri kazanan demokrasi ödüllü Aung San Suu Kyi'nin partisinin yolsuzluk yaptığı iddiasının ardından 1 Şubat 2021'de iktidarı ele geçirdi. Seçim izleme grupları, herhangi bir yolsuzluk kanıtı bulamadı.

Silahlı kuvvetlerin, darbeye karşı ayaklanmayı bastırması sırasında bin 600'den fazla kişi öldürüldü. Siyasi Mahkumlara Yardım Derneği adlı hak örgütüne göre, Suu Kyi gibi sivil liderler dahil olmak üzere yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı ve bu da ayaklanmanın fitilini ateşledi.

Darbeye yanıt olarak, ABD ve Batılı müttefikler cuntaya yaptırım uyguladılar, ancak generalleri Rusya ve Çin'den askeri ve diplomatik destek aldıktan sonra yeniden sivil yönetim kurmaya ikna edemediler.

Hak savunucuları, otomatik olarak herhangi bir cezai yaptırımı olmayan ancak siyasi ağırlık taşıyan bu açıklamanın, dünya çapındaki yargı çabalarının cuntayı sorumlu tutmasına yardımcı olabileceğini, ancak daha fazla önlem alınması gerektiğini söylüyorlar.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Asya Direktörü John Sifton, "ABD hükümeti Myanmar ordusuna yönelik kınamalarını eylemle birleştirmeli. Çok uzun süredir ABD ve diğer ülkeler Myanmarlı generallerin pek azının cezalandırıldığı vahşet olayları işlemesine izin veriyor" dedi.

ABD'nin soykırım ve insanlığa karşı suçları tanıması, esas olarak geçen yılki darbeden önce 2017'deki olaylara atıfta bulunuyor. Bu adım, biri 2018'de, diğeri 2020'de başlatılan iki Dışişleri Bakanlığı incelemesinin bir sonuca varamamasının ardından geldi.

Bazı eski Amerikalı yetkililer Reuters'e, bunların daha sonra iktidarı ele geçiren Myanmarlı generallere sağlam bir mesaj göndermek için kaçırılan fırsatlar olduğunu söyledi.

VOA