ABD Dışişleri Bakanı hayatını kaybetti

Görevden ayrıldıktan sonraki tartışmalı açıklamaları

ABD Dışişleri Bakanı hayatını kaybetti


Henry Kissinger: Tartışmalı Nobel Barış Ödülü sahibi eski ABD Dışişleri Bakanı hayatını kaybetti

Amerika Birleşik Devletleri'nin en tartışmalı ve etkili dışişleri bakanlarından olan Henry Kissinger, 100 yaşında hayatını kaybetti.

Siyasi danışmanlık şirketi Kissinger Associates'ten yapılan açıklamada, eski diplomatın Connecticut'taki evinde öldüğü belirtildi.

Kissinger uzun yıllar süren siyasi kariyerinde ABD dış politikasında bazıları tartışmalı, kilit roller oynamıştı.

Eylül 1973-Ocak 1977 arasında, Richard Nixon ve Gerald Ford'un başkanlıkları döneminde ABD Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.

Ayrıca 1969-1975 yılları arasında Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevini de yürüttü.

Kissinger, Türkiye'nin 1974'teki Kıbrıs Harekatı sırasında ABD Dışişleri Bakanı'ydı.

Şili darbesine gizlice destek verdiği, Arjantin ordusunun halka karşı yürüttüğü "kirli savaşa" göz yumduğu iddia edilen Kissinger'ın, ABD'nin Vietnam'dan çıkmasını sağladığı için Nobel Barış Ödülü alması eleştirildi.

Nazi Almanyası'ndan kaçış

1923 Almanya doğumlu Kissinger, ailesiyle birlikte Nazi Almanya'sından kaçarak 1938'de ABD'ye yerleşmişti.

20 yaşında ABD vatandaşı olan Kissinger üç yıl ABD ordusunda görev yaptıktan sonra ordunun istihbarat servisinde çalıştı.

Doktorasını da yaptıktan sonra Harvard Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler dersleri verdi.

1969 yılında dönemin ABD Başkanı Richard Nixon, Kissinger'ı Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadı. 1975'e kadar sürdürdüğü bu pozisyon, ABD dış politikasını belirlemede ona büyük bir yetki verdi.

Daha sonra Dışişleri Bakanlığı görevine getirilen Kissinger, Çin Halk Cumhuriyeti'yle diplomatik ilişkileri kurdu, 1973 Arap-İsrail Savaşı'nı (Yom Kippur) bitiren müzakerelerde ve Vietnam Savaşı'nı sonlandıran Paris Barış Anlaşması'nın imzalanmasında etkisi oldu.

Tartışmalı Nobel Barış Ödülü

Kissinger, Vietnam Savaşı'nda ateşkes anlaşmasının imzalanmasındaki rolü nedeniyle 1973'te Nobel Barış Ödülü'nü kazandı ancak bu ödül Nobel tarihindeki en tartışmalı ödüller arasında yerini aldı.

Kamboçya'da gizli bombardımanlar ve Güney Amerika'da ölüm saçan askeri rejimlere destek vermek gibi ABD dış politikasının en eleştirilen hamlelerinden bazılarına dahil olmuş bu kişiye ödül verilmesi epey eleştiri topladı.

Kissinger ödüle, Kuzey Vietnamlı lider Le Duc Tho ile birlikte layık görülmüştü.

Vietnamlı lider ödülü reddederken Nobel Ödül Komitesi'nden iki kişi de Kissinger'a ödül verilmesini protesto etmek için istifa etti.

New York Times ise ödüle Nobel Savaş Ödülü adını verdi.

Kissinger dışişleri bakanı olarak, Amerikan ordusunun Güney Vietnam'dan çekilmesi konusunda Kuzey Vietnam'la (Vietkong) müzakerelere başlamışken, komünistleri asker ve malzemeden mahrum bırakmak amacıyla tarafsız Kamboçya'ya gizli bombardımanlar düzenlenmesi konusunda Nixon'la anlaştı.

Bu politika en az 50.000 sivilin ölümüyle sonuçlandı ve Kamboçya'da istikrarsızlık, iç savaş ve Pol Pot rejimine yol açtı.

Kissinger ödülü "alçakgönüllülükle" kabul etti ve para ödülünü çatışmada ölen Amerikan askerlerinin çocuklarına bağışladı. İki yıl sonra komünist güçler Güney Vietnam'ı ele geçirdiğinde ödülü iade etmeye çalıştı.

Şili'de Pinochet darbesine destek

Şili'de sosyalist Salvador Allende'nin başkan seçilmesi Amerika Birleşik Devletleri'ni rahatsız etti. Küba yanlısı olan yeni hükümet Amerikan şirketlerini kamulaştırmıştı.

Amerikan istihbarat servisi CIA, muhalif grupların yeni hükümeti devirmesine yardımcı olmak amacıyla Şili'de gizli operasyonlar yürüttü. Kissinger bu operasyona izin veren komiteye başkanlık etti.

"İnsanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünistleşmesine neden seyirci kalmamız gerektiğini anlamıyorum" dedi. "Meseleler Şilili seçmenlerin kendi kararlarına bırakılamayacak kadar önemli" diyordu Kissinger.

Sonunda ordu darbe yaptı ve Allende, General Augusto Pinochet'nin iktidarı ele geçirdiği şiddetli bir darbede öldü. Askerlerinin çoğuna CIA tarafından para ödendiği ortaya çıktı.

Daha sonraki yıllarda Kissinger'ın kendisi de insan hakları ihlallerini ve askeri rejim altında yabancı uyrukluların ölümlerini soruşturan bir dizi mahkeme tarafından takip edilecekti.

Görevden ayrıldıktan sonraki tartışmalı açıklamaları

Kissinger 1977'de ABD hükümetindeki görevlerinden ayrılsa da toplumsal ve siyasi konularda önde gelen yorumculardan olmaya devam etti. Kurduğu Kissinger Associates adlı danışmanlık şirketi, ABD yönetimleriyle yakın çalıştı.

Ayrıca birçok şirketin yönetim kurulunda da görev aldı ve 22 kitap yazdı.

Ancak tartışmalar ve eleştiriler peşini bırakmadı.

Columbia Üniversitesi'nde kürsü teklif edilmesi öğrencilerin protestoları sonrasında geri çekildi.

Jimmy Carter ve Bill Clinton'ın dış politikasının güçlü bir eleştirmeni oldu ve başkanların Orta Doğu'da barışa doğru çok hızlı bir sıçrama yapmak istediklerini savundu. Kissinger'a göre bu ancak "santim santim" gerçekleşebilirdi.

11 Eylül'den sonra George W. Bush ondan New York ve Washington'daki saldırılarla ilgili soruşturmaya başkanlık etmesini istedi ancak danışmanlık şirketinin müşteri listesini açıklamayı ve çıkar çatışmalarıyla ilgili soruları yanıtlamayı reddedince birkaç hafta içinde görevinden çekilmek zorunda kaldı.

Başkan Bush ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile 2003'teki işgalin ardından Irak politikası konusunda danışmanlık yapmak üzere toplantılar düzenledi. "İsyancılara karşı zafer, tek çıkış stratejisidir" demişti.

Her zaman etkili olmuş, 2017'de seçildikten sonra Donald Trump'a dış ilişkiler konusunda brifing vermiş ve diğer şeylerin yanı sıra Vladimir Putin'in Kırım'ı işgalini kabul etmesini önermişti.

Ancak 2023'te Ukrayna konusundaki görüşünü değiştirdi. Rusya'nın işgalinden sonra, Başkan Zelenskiy'nin ülkesinin barış sağlandıktan sonra NATO'ya katılması gerektiğini savundu.

Ancak Kissinger eleştirilere kulak asmadı.

Kissinger 100. doğum gününden kısa bir süre önce Amerikan CBS'e verdiği bir röportajda "Bu onların cehaletinin bir yansıması" dedi.

2022'de bir kitap turu sırasında ABC'ye verdiği röportajda Kissinger'a olanağı olsa geri almak istediği bir kararı olup olmadığı sorulduğunda şunları söyledi:

"Hayatım boyunca bu sorunlar hakkında düşündüm. Bu benim mesleğim olduğu kadar hobim de. Yaptığım tavsiyeler o zaman yapabileceklerimin en iyisiydi."

Çin ile ilişkileri

Kissinger 100 yaşına bastıktan sonra geçen Temmuz ayında Pekin'e giderek Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'le görüştü.

ABD ile Çin arasında ilişkilerin gergin olduğu bir dönemde bu ziyaretin gerçekleşmesi eleştirilere neden oldu.

Ziyaret Beyaz Saray'ı kızdırdı ve Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, resmiyeti olmayan "özel bir vatandaşın" Çinli liderlere erişimi varken ABD hükümetinin olmamasını talihsizlik olarak niteledi.

Kissinger aynı zamanda Mao Zedong'dan Şi Jinping'e kadar tüm Çinli liderlerle doğrudan muhatap olan tek Amerikalı oldu.

Kissinger'ın eski özel asistanı ve ABD'nin eski Çin Büyükelçisi Winston Lord, Kissinger'ın ölümünü, "Amerika, ulusal çıkarları için çok önemli bir şahsiyeti kaybetti" sözleriyle duyurdu.

Çin'den yayın yapan CCTV televizyonu Kissinger'ı ABD-Çin ilişkilerinde önemli bir rol oynamış "efsanevi diplomat" olarak tanımladı.

BBC TÜRKÇE