"ABD ile S-400 Müzakerelerine Devam Edebiliriz"

Doğu Akdeniz'de makul ve uluslararası hukuka uygun çözüm beklentisi

"ABD ile S-400 Müzakerelerine Devam Edebiliriz"




"ABD ile S-400 Müzakerelerine Devam Edebiliriz"


Türkiye'nin Yunanistan'ın S-300 sistemini kullanmasını örnek göstererek S-400 hava savunma sistemini kullanmaya başlayacağını kaydeden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD yönetimine "ABD’nin teknik anlamda S-400 ve F-35’lerin uyumluluğu konusundaki kaygısını ele almaya hazırız. Ortak çalışma grubu teklifimiz halen masadadır" mesajı verdi.


Cevdet Yılmaz'ın başkan seçildiği TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Savunma Bakanlığı'nın, 2021 yılı bütçe görüşmelerinde Türkiye'nin ABD ve Rusya ile ilişkileri ön plana çıktı.

Milli Savunma Bakanı Akar, uzun menzilli hava savunma sistemi S-400’lerin 780 bin metrekarelik vatan güvenliği için tercih değil zorunluluk haline geldiğini belirtti.

"ABD ile S-400 Müzakerelerine Devam Edebiliriz"

ABD başkanlık seçimi sonrasında olası yaptırımlar konusunda dolaylı şekilde değerlendirmede bulunan Akar, Türkiye'nin Rusya’dan satın aldığı S-400 sistemini kullanmaktan vazgeçmeyeceğini, isim vermeksizin Yunanistan örneğiyle vurguladı. Akar, "Bazı NATO üyelerinde mevcut olan S-300 sistemi, NATO ittifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, S-400 sistemi de bizde aynı şekilde kullanılacaktır. Tedarik ettiğimiz S-400 sisteminin kontrol ve hazırlıklarına planlandığı şekilde devam ediyoruz" açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin, ABD'de yürütülen F-35 askeri uçak projesinde 1,4 milyar dolarlık ödemesini yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini vurgulayan Akar "Türkiye F-35 programının sadece bir müşterisi değil aynı zamanda ortağıdır. F-35 teknolojisinin güvenliği, ABD için olduğu kadar Türkiye için de önemlidir. ABD hükümetinin, F-35 programına ilişkin raporu gösterdi ki; Türkiye'nin programdan uzaklaştırılması, F-35 uçağının kritik parçaları, üretim takvimi ve maliyetin düşürülmesine ilişkin riskler doğurdu. ABD'nin teknik anlamda S-400 ve F-35'lerin uyumluluğu konusundaki kaygısını ele almaya hazırız. Bu kapsamda ortak çalışma grubu teklifimiz halen masadadır" diye konuştu.

Doğu Akdeniz'de makul ve uluslararası hukuka uygun çözüm beklentisi

Hulusi Akar, bütçe sunuş konuşmasında, Türkiye'nin savunma politikalarında diğer başlıklarla ilgili görüşlerini de açıkladı.

Akdeniz'de, Türkiye'nin 1870 kilometre kıyı şeridi bulunduğunu söyleyen Akar, Yunanistan'ın kendi ana karasına 580 kilometre, Türkiye'ye ise yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Meis Adası nedeniyle haksız bir şekilde 40 bin kilometrekarelik deniz yetki alanı talebi bulunduğunu işaret etti. Akar, Fransa'yı, Yunanistan’la Türkiye arasında tansiyonu yükseltmekle suçlayarak "Bu süreçte Fransa, binlerce kilometre uzaktan gelerek provokatif, gerilimi tırmandıran, Doğu Akdeniz'i istikrarsızlık ve çatışma alanına dönüştürmeye yönelik, BM ve NATO üyeliğiyle, AB değerleriyle bağdaşmayan art niyetli bir strateji izlemektedir. Kısacası gücünü ve boyunu aşan roller peşinde koşmaktadır" tepkisini gösterdi.

Akar, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin Fransa, AB, NATO gibi taraflardan beklentisini "Sorunların çözülmesinde üçüncü taraflardan beklentimiz; tarafsız, objektif, makul, mantıklı ve uluslararası hukuka uygun davranmalarıdır" diye açıkladı.

Akar, Ankara’nın bu konuda geri adım atamayacağını söyledi ve "Türkiye'yi Ege Denizi’nde karasularına ve Doğu Akdeniz’de Antalya körfezine hapsetme çabalarına karşı durmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Kimsenin hakkında gözümüz olmadığı gibi, kimseye de hakkımızı çiğnetmeyiz. Şehit oluruz, gazi oluruz; ancak hiçbir oldubittiye de izin vermeyiz" dedi.

Akar, İdlib'teki askeri çekilmeden söz etmedi

Suriye konusunda uluslararası kamuoyunda Türkiye'nin, İdlib'teki 12 gözlem noktasının 4'ünden askeri gücünü çektiği ve 4'ünü daha boşaltmakta olduğu gündemde olmasına karşın Milli Savunma Bakanı Akar'ın, Suriye’yle ilgili sunumunda, İdlib'teki gelişmelere hiç değinmemesi dikkat çekti.

Türkiye'nin Suriye'de sınır ötesi operasyonları çerçevesinde terör örgütleriyle mücadele ettiğini kaydeden Akar "Eğer Suriye'de terör örgütleri tarafından oluşturulmaya çalışılan terör koridoru icra ettiğimiz başarılı operasyonlarla yok edilmeseydi, engellenmeseydi, bugün çok farklı tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya olmamız kaçınılmazdı. Bu operasyonların sonucunda yaklaşık 450 bini İdlib'de olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli kardeşimiz, evlerine ve topraklarına gönüllü ve güvenli dönebilmişlerdir. Yapılan mutabakatlar doğrultusunda bölgede, kalıcı barışın sağlanması için Rusya ve Amerika’yla iş birliği ve koordinasyon faaliyetlerimiz sürdürülmektedir" dedi.

Akar'ın sunumu kapsamında Suriye topraklarında 8 bin 342 kilometrekarelik terör örgütlerinden temizlenmiş bir alan oluşturulduğu bilgisi paylaşıldı.

Bu arada Türkiye'nin, sınır bölgelerinde mayın temizliğine devam ettiğini belirten Akar, Türkiye'de çoğunluğu doğu ve güney sınırlarında 22,9 kilometrekarelik alanın temizlendiğini ve 81 bin 812 mayının imha edildiğini söyledi.

"Türkiye ortak barışgücünde yer alacak"

"Ermenistan'ın, Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve 7 rayonu yaklaşık 30 yıldır haksız ve hukuksuz şekilde işgal ettiğini" kaydeden Akar, bu işgal sürecinde insani açıdan oluşan olumsuz süreçlere karşın Minsk Grubu Eş Başkanları olarak Amerika, Rusya ve Fransa'nın, sorunu çözme konusunda hiçbir somut adım atmadıklarını dile getirdi. Son çatışmalar sonrasında ise bir ateşkes anlaşması imzalandığını vurgulayan Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le ateşkesin şartları ve kalıcı olması konusunda görüşmeler yaptığını belirterek "Bu çerçevede 11 Kasım'da, bölgedeki ateşkesin kontrol ve denetimi için oluşturulacak, Türk-Rus Ortak Gözetleme Merkezi'ne ilişkin mutabakat zaptı imzalanmıştır. Böylece Türkiye, anlaşmanın uygulanmasını gözetmek ve denetlemek üzere ortak barış gücünde yer alacaktır" açıklamasında bulundu.

"Karabağ'da Rusya ile Ortak Gözlem Noktası Kuruyoruz"

Akar Türkiye'nin NATO'daki gücüne ve rolüne dikkat çekti

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin NATO'nun 68 yıllık bir üyesi ve ikinci büyük ordusuna sahip ülkesi olduğunu vurgulayarak "Türkiye, NATO'nun güvenliğinin merkezinde yer almaktadır. Türkiye, NATO misyon, operasyon ve karargahlarına yaklaşık 3 bin personelle iştirak etmekte olup sıralamada ilk beş ülke arasındadır. Külfet paylaşımı bakımından da Gayri Safi Milli Hasıla'nın yaklaşık yüzde 2'lik oranıyla, ilk 8 ülke arasında yer almaktadır. Tatbikatların, kuvvet yapısı ve kadrolarına katkımız, salgına ve bölgemizdeki tehdit ve risklerle meşguliyetimize rağmen kesintisiz bir şekilde sürmektedir. Son zamanlarda bazı NATO üyeleri tarafından, münferiden, ülkemize karşı müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan tutum ve davranışlar sergilenmiş olsa da NATO makamlarıyla uyumlu ve ahenkli bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. NATO müttefikliğine önem veriyor ve eğitim, tatbikat, harekât ve terörle mücadelede sorumluluklarımızı layıkıyla yerine getiriyoruz" ifadelerini kullandı.

VOA