ABD İstihbaratından Seçim Güvenliği Uyarısı
“Beyaz ırkçı gruplar en ölümcül iç tehdit”
ABD İstihbaratından Seçim Güvenliği Uyarısı
Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve İç Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan bilgi notlarında, ülke içindeki aşırıcılardan seçimle bağlantılı hedeflere yönelik tehditlerin 3 Kasım’a kadar uzanan dönemde muhtemelen artacağı ifade ediliyor.
Bu uyarılar şimdiye kadar çoğunlukla kurum içi paylaşımla sınırlı kaldı. Ancak New Jersey eyaletinin iç güvenlik dairesi sıra dışı bir adım atarak, geçen hafta internet sitesine koyduğu bir raporda bu tehdidin altını çizdi.
New Jersey İç Güvenlik ve Hazırlılık Dairesi Direktörü Jared Maples, “Amerika’nın tarihinde hiç görülmemiş bir cadı kazanıyla karşı karşıyayız, Eğer görüldüyse de on yıllardır belki de yüz yıllardır ilk kez oluyor” ifadesini kullandı.
Irkçılık ve polis şiddetini protesto için ülke genelinde son aylardaki gösteriler büyük oranda barışçı geçse de zaman zaman şiddet olayları da yaşandı. Olayların bazısı aşırılık yanlısı sol ve sağcı gruplar arasında meydana geldi.
ABD bir yandan da Corona virüsü salgını, yüksek işsizlik oranı ve seçime çok az bir zaman kala kutuplaşmış bir siyasi iklimin etkileriyle baş etmeye çalışıyor.
Posta yoluyla oy kullanmanın güvenilirliği konusunda derin şüpheler dile getiren Başkan Donald Trump geçen hafta bir gazetecinin sorusunu yanıtlarken, seçimleri Demokrat rakibi Joe Biden’a karşı kaybetmesi halinde sonuçları kabul edeceği sözünü vermemişti.
FBI’ın da kısa süre önce yayınladığı kurum içi bir bültende, farklı ideolojilere sahip yerel aşırıcılık yanlılarının hükümete ve seçimle bağlantılı hedeflere giderek artan bir tehdit oluşturmasının muhtemel olduğu uyarısı yapıldı. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye dayandırılan haber ilk olarak Yahoo News’da yer almıştı.
FBI sözcüsü, sözkonusu belgeyle ilgili yorum yapmadı ancak kurumun, “hizmet ettikleri toplulukları koruma görevini yerine getirmelerine yardımcı olmak için güvenlik daireleriyle düzenli olarak bilgi paylaştığını” söyledi.
İç Güvenlik Bakanlığı’nın 17 Ağustos tarihli bir belgesinde de ideolojik güdümlü aşırıcılık yanlıları ve diğer grupların, seçimle alakalı olarak şiddete başvurma yönünde “süratle harekete geçebileceği” belirtiliyor. Bu belge de ilk olarak Yahoo News tarafından haberleştirilmiş, konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak da Reuters’a haberi doğrulamıştı.
Belgede, beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar ve diğer “kişiselleştirilmiş ideolojilere” sahip ve yalnız hareket eden bireylerin ölümlere neden olan şiddet tehdidini en fazla barındıran gruplar olduğu kaydediliyor.
İç Güvenlik Bakan Vekili Chad Wolf da Eylül ayı başında yaptığı bir açıklamada, bakanlık olarak “şiddet yanlısı aşırılıkların her türüyle, özellikle de yalnız hareket edenler ve küçük hücrelerin oluşturduğu tehditlerle mücadele amacıyla daha önce eşi görülmemiş düzeyde adımlar attıklarını” söylemişti.
Trump ve yönetiminin diğer üst düzey yetkilileri henüz kamuoyuna açık bir ortamda şiddet yanlısı grupların seçimlere yönelik herhangi bir tehdidinin altını çizen bir açıklama yapmadı.
Trump yönetimi yetkilileri genelde protestolar sırasındaki şiddet olaylarından solcu anarşistler ve faşizm karşıtı grupları sorumlu tutan beyanlarda bulundu ancak federal mahkeme kayıtlarına göre, şiddete başvurmaktan tutuklananların aşırı solcu gruplara mensup oldukları yönünde pek kanıt yok.
“Beyaz ırkçı gruplar en ölümcül iç tehdit”
Bununla birlikte, geçen hafta İç Güvenlik Bakanlığı’nın iki üst düzey yetkilisi Kongre’de katıldıkları oturumlarda, beyaz ırkın üstünlüğünü savunan grupların son yıllarda ABD’ye yönelik en ölümcül ülke içi tehdidi oluşturduğunu kabul etti.
FBI Başkanı Christopher Wray ay başında katıldığı Kongre oturumunda, FBI’ın beyaz ırkın üstünlüğünü savunan ve faşizm karşıtı gruplar dahil ülke içindeki şiddet yanlısı aşırıcılar üzerinde soruşturmalar yürüttüğünü belirtmiş, soruşturmaların en büyük “parçasını” ise beyaz ırkın üstünlüğünü savunan grupların oluşturduğunu söylemişti.
Nefret suçlarına karşı çalışmalar yürüten New York’taki İftira ve İnkarla Mücadele Birliği’nin hazırladığı verilere göre, beyaz ırkın üstünlüğünü savunanlar, Yahudi karşıtları, devlet karşıtı ideolojilere sahip gruplar, son 10 yılda ülkede rapor edilen 454 ülke içi aşırıcı cinayetin yüzde 77’sinden sorumlu tutuluyor. Birlik bu verileri geçen hafta Kongre’yle de paylaştı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Ullyot Reuters’a yaptığı açıklamada, Trump’ın en büyük önceliğinin “ABD’yi hem yabancı hem de yerel nitelikli tüm tehditlerden korumak” olduğunu vurguladı.
New Jersey’deki iç güvenlik dairesi direktörü Maples, 2016’da seçim öncesi bir tehdit değerlendirmesi yayınlamadıklarını ama bu sefer bunu gerekli gördüklerini belirtti.
Üç senaryo
Dairenin raporu Kasım seçimleri için üç olası senaryo çiziyor: 1- seçim sonuçlarının süratle belli olması 2- Kazananın kim olduğunun aylar sonra belli olacağı uzun bir süreç 3- Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzanacak bir hukuki ihtilaf
Rapora göre, bu senaryoların her biri aşırıcı şiddete neden olabilir. Protestocular arasında ya da polis yetkililerini hedef alan ölümcül şiddet olayları olasılığına da raporda değiniliyor.
Dairenin raporunda, aşırıcıların muhtemelen “anarşistler, hükümet karşıtları ve ırkçı güdümle hareket edenler” olacağı ifade ediliyor ancak en büyük tehdidi hangi grupların oluşturduğu belirtilmiyor.
Uzmanlar da, ülke içi aşırıcı tehdidin her zaman mevcut olduğuna ancak bu yıl daha öne çıktığına işaret ediyor.
Washington’daki düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi CSIS’in Haziran ayında yayınladığı bir raporda da seçimlerin sonucunun aşırı sağ ya da aşırı sol kaynaklı şiddet olaylarına yol açabileceği ihtimaline dikkat çekilmişti. Raporda, “Başkan Trump seçimleri kaybederse, bazı aşırılık yanlıları şiddete başvurabilir çünkü, yanlış da olsa, hile yapıldığına ya da Demokrat aday Joe Biden’ın seçilmesinin kendi aşırıcı amaçlarına zarar vereceğine inanıyorlar. Diğer yandan, Başkan Trump yeniden seçilirse de aşırı solcu bazı çevreler teröre başvurabilir” ifadeleri kullanıldı.
VOA