ABD'deki Ermeniler Türkiye'ye dava açabilir mi? Bir sonraki hamle ne olacak?

'DİASPORA BUNU EVİRE ÇEVİRE KULLANACAK'

ABD'deki Ermeniler Türkiye'ye dava açabilir mi? Bir sonraki hamle ne olacak?


ABD'deki Ermeniler Türkiye'ye dava açabilir mi? Bir sonraki hamle ne olacak?

Ermenilerin 'soykırımı anma günü' olarak kabul ettikleri 24 Nisan'da ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada 'soykırım' iddiasına da yer verdi. Bu gelişme üzerine 1915'te Amerika'ya göç eden Ermenilerin varislerinin Türkiye'ye yönelik davalar açacağı ve tazminat isteyeceği gündemde. ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan mesajı için avukatlar ve diplomatlar ne dedi? Soykırım denilmesinin Türkiye’ye nasıl bir etkisi olacak? İşte Türkiye'yi bekleyenler...

HAVA ASAL | KARAR

ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan 2021'de  yaptığı açıklamada 1915'te yaşananlara İngilizce olarak "soykırım" dedi. Ronald Reagan 1981 yılında Ermenice "soykırım" diyen ilk ABD başkanı olmuştu. 1915'de Amerika'ya göç eden Ermenilerin torunları bu dönemde dava açmıştı ama soykırım kelimesinin İngilizce yerine Ermenice ifade edilmesinden dolayı ABD'de açılan davalar kabul edilmemişti. Şimdi de Biden'ın İngilizce olarak soykırım demesi ile ABD iç hukukunda dava yolunun açıldığı iddia ediliyor.

2001'den 2006'ya kadar Washington Büyükelçiliği yapan emekli diplomat Faruk Loğoğlu, emekli diplomat ve siyasetçi Ahmet Ünal Çeviköz ve  Ankara Barosu Ceza Enstitüsü Başkanı Hukukçu Bülent Yücetürk İngilizce soykırım denilmesi ile birlikte Türkiye'ye dava yolunun açılıp açılmayacağını ve bundan sonra Türkiye'yi nelerin beklediğini Karar'a değerlendirdi. 

'DİASPORA BUNU EVİRE ÇEVİRE KULLANACAK'

Eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu

"Bu açıklamanın siyasi ve medyatik boyutunun dışında en önemli boyutu hukuki boyutudur. İki türlü görüş var bu konuda. Birisi hiçbir hukuki sonucu olamaz diğeri de bu açıklamanın hukuki sonucu olabilir şeklinde. Ermeni kökenli Amerikan vatandaşları sigorta poliçelerini göstererek bugüne kadar davalar açtı. Bu konunun ehliyetli ve birikimli hukukçular tarafından incelenmesi gerekir. Türkiye şimdi bu konuyu etraflıca inceleyip hazırlık yapmalı. Ben bu konuda bir yorum yapabilirim. Amerikan yargıçları önlerine gelen bu tür davalarda Amerikan Başkanı ve ülkenin çıkarları için karar verir. Ben bu konuda karar veremem yönetim karar verir. Yönetimin başında ise Amerikan Başkanı vardır. Amerika'daki sisteme göre Amerika'nın dış politikasını Başkan ve yönetim belirler. Bu açıklama yapıldıktan sonra 'soykırım' artık Amerikan dış ilişkilerinin bir öğesi olmuştur. 'Ben bunu önüme gelen davalara bakarken dikkate alırım' diyebilir. Yargıç bunu aklından geçirmese dahi Ermeni Diasporası bundan sonra mahkemelere gidince bunu evire çevire kullanacaklardır."

faruk-logoglu.jpgFaruk Loğoğlu

'SOYKIRIM TANIMINA MAHKEMELER KARAR VERİR'

Ankara Barosu Ceza Enstitüsü Başkanı Hukukçu Bülent Yücetürk

"Öncelikle karar siyasi bir karardır. Siyasi bir karar hukuki bir sonuç doğurmaz. Bu mümkün değil. Siyasi karar siyasi sonuçlar doğurur. Olaylar 1915'de Osmanlı İmparatorluğu döneminde oluyor. Türkiye Cumhuriyeti ise yeni bir devlet. Bir de yapılan bir şeyin soykırım olup olmadığına karar verecek olan makamdaki kişiler siyasiler değildir. Bir olayın soykırım olarak tanımlanmasına mahkemeler karar verir. Bugüne kadar Osmanlı'nın ya da Türkiye'nin soykırım yaptığına dair Yüksek Adalet Divanı'nda açılmış olan davalarda soykırım diye verilmiş bir karar yok. Böyle bir dava da açılmadı. 

'AİHM SOYKIRIMI İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ OLARAK GÖRÜYOR'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) vermiş olduğu kararlar da soykırım denilmesini de soykırım değildir denilmesini de ifade özgürlüğü olarak değerlendirmiştir. Ama AİHM bunun soykırım olduğu yönünde bir karar vermemiştir. Dolayısı ile ortada verilmiş bir mahkeme kararı yok. Sadece bir siyasinin iç politikaya yönelik yaptığı bir açıklaması üzerine mahkemelerin bir soykırım vardır ve tazminat ödenmelidir diye verecekleri kararların uluslararası hukukta bir hükmü yoktur. Türkiye açısından da bir bağlayıcılığı yoktur. Amerikan mahkemelerinde ya da başka ülkelerde bu tür davalar açılabilir. Geçmişte de bu tür davalar açıldı. Ama bir şey çıkmadı. Biden'ın soykırım demesinin siyasi sonuçları olacaktır."

bulent-yuceturk.jpgBülent Yücetürk

'TÜRKİYE'YE DAVA AÇILIRSA ŞAŞIRTICI OLMAZ'

Diplomat Ahmet Ünal Çeviköz

"ABD Başkanının soykırım demesinden sonra dava açılması için Amerikan Kongresi'nden bir yasa geçmesi yazım. Sadece bu ifadenin kullanılması hukuki bir sonuç doğurmuyor. Ama bundan yararlanarak Emeni Diasporası Amerikan Kongresi'nden bir şeyler çıkarmaya çalışabilir. Bunu kullanarak eyalet mahkemelerinde dava açabilirler. Reagan'ın Ermenice soykırım demesinden sonra da davalar açıldı. Önümüzdeki dönem Türkiye'ye yönelik davalar açılırsa bu şaşırtıcı olmaz. Ermeniler bu açıklamayı kullanmak isteyecektir. Şimdiki hamleleri kongreden de bu kararı çıkarmak olacaktır."

ahmet-umit-cevikoz.jpgAhmet Ünal Çeviköz

NE OLMUŞTU?

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray resmi sitesinden yaptığı yazılı açıklamada 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımladı. Böylece Biden, 1981 yılında aynı sözcüğü kullanan Ronald Reagan’dan bu yana 'soykırım' diyen ilk ABD başkanı oldu. Biden, açıklamasında “Ermenilerin hikâyesini onurlandırıyoruz. Acılarını görüyoruz. Tarihi teyit ediyoruz. Bunu suçlamak için değil, yaşananların tekrarlanmamasını garanti etmek için yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Açıklamada, “24 Nisan 1915’ten itibaren Konstantinopolis’teki Ermeni aydınlarının ve cemaat liderlerinin Osmanlı yetkilileri tarafından tutuklanmasıyla, bir buçuk milyon Ermeni sınır dışı edildi, katledildi veya bir yok etme kampanyasıyla ölüme yürüdü” ifadeleri yer alırken, “Amerikan halkı 106 yıl önce bugün başlayan soykırımda hayatını kaybeden tüm Ermenileri saygıyla anıyor” cümlesi kullanıldı.

joe-biden.jpg ABD Başkanı Joe Biden

Açıklamasında, Ermenice “büyük felaket” anlamına gelen “Meds Yeghern” kelimesini de kullanan Biden, “Biz nefretin tüm şekillerinin çürütücü etkilerine karşı güçlü duruşumuzu sürdürüyoruz” dedi. Biden, 1915 olaylarından etkilenen birçok kişinin ABD dahil dünyanın birçok yerinde yeni hayat kurduğunu belirterek, uzun yıllardır ABD’deki Ermenilerin ülkeye zenginlik kattığını vurguladı. Biden, insan haklarına saygı duyulan, insanların onur ve emniyetleri ile yaşadığı bir dünya inşa etmek için çalıştıklarını belirterek, “Dünyada bir daha zulüm yaşanmasını engelleme hedefimizi yeniliyoruz. Dünyadaki tüm insanların iyileşmesi ve uzlaşması peşindeyiz. Amerikan halkı 106 yıl önce bugün başlayan soykırımın kurbanı olan Ermenilere saygı duyuyor” görüşünü paylaştı.

SOYKIRIM NEDİR? 

Bloomberg'in soykırıma ilişkin hazırladığı haberde verdiği bilgiler ise şöyle: İlk olarak 1946’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda gündeme gelen bu kavram, Nazilerin Yahudilere uyguladığı kıyımdan sonra ortaya çıkmıştı. Bloomberg'de1948’te imzalanan bir metinde soykırımın içine; öldürme, kısırlaştırma ya da çocuklara el koyma gibi “Irksal, dini ya da etnik bir grubu ya da bir ulusu kısmen ya da tamamen yok etmeye yönelik hareketler” alınmıştı. Birleşmiş Milletler’e göre saldıran grubun fiziksel zarar verme niyeti önemli bir detaydır. 

srebrenitsa-katliami.jpgSrebrenitsa katliamı sonrası çekilen görüntü

SOYKIRIM KELİMESİ NE ZAMAN KULLANILDI? 

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, 1994 yılında Ruanda’daki Tutsilerin öldürülmesinden ve 1995 yılında Bosna’daki Srebrenitsa katliamından sonra kullanıldı. Uluslararası Ceza Mahkemesi dönemin Sudan lideri Ömer el Beşir’i suçlu bulurken, delillerin Darfur’daki üç etnik gruba zarar verme planlarını da içerdiğini ve bunun arkasında el Beşir olduğunu tespit etti. Öte yandan Kamboçya’da Kızıl Kmerler’in lideri de Vietnam ve Cham’daki azınlıklara karşı soykırım uyguladığı iddiasıyla suçlanıyor. Myanmar’da Arakan Müslümanlarına yönelik şiddet de şu an Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından inceleniyor. Myanmar’da “etnik soy kurutma” ve “soykırım amacıyla insanlık suçu” gibi iddialar gündemde.

uluslararasi-ceza-mahkemesi.jpg

ULUSLARARASI CEZA MAHKEMELERİNİN NE GİBİ ETKİSİ VAR? 

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin sınırlı bir gücü var. Öncelikle mahkemenin 2002’de İtalya’nın başkenti Roma’da karara bağladığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Kuruluş Statüsü’ne imza atan ülkeleri bağlar. Fakat BM Güvenlik Konseyi’nin etkisi olabilir. BMGK’nın daimi üyelerinin veto gücü olduğu için ülkelerin ortak karar alması gerekir. Bu ortak hareket etme çerçevesince gerekli durumlar gözaltına alma, kanıt toplama ve görgü tanıklarını koruma gibi adımlar atılabilir. Sonuçta bu mahkemenin hükümetteki yönetimde olan bireyleri insanlık suçu işlemeye ya da soykırım suçlarıyla suçlamaya karşı bir etkisi yok.

KARAR