Kenan Evren’in anılarını yeniden okuyorum. Sadece Evren’i değil, darbecilerin anılarını okudukça görüyorum ki, darbeler bir günde olmuyor.
Darbe zemini bir günde hazırlanmıyor. Darbeler bir süreç. Bildirilerle, manşetlerle, açıklamalarla asker kışkırtılıyor. TSK içinde cuntalar oluşturuluyor. Darbe bir saplantı haline getiriliyor. Bakınız 12 Mart’a.
28 ŞUBAT’TA DA DENİZCİLER
104 emekli amiralin darbe imalı bildirisi sizi şaşırtmasın, 28 Şubat’ın fitilini de önce denizciler ateşlemişti. Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, Erbakan’ın YAŞ üyelerine verdiği yemekte içki içerek 28 Şubat’ın ilk işaretini vermişti.
EMEKLİ ASKER DARBELERİ
28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı İsmail Karadayı, Sincan’da tankların yürütüldüğünü televizyonlardan öğrenmişti. Cuntacılık budur işte. 27 Mayısçılar ellerini TSK’nın içinden hiç çekmediler. Talat Aydemir ikinci darbe girişimi sırasında emekliydi. 9 Martçılar ise MBK üyesi emekli askerlerdi. Ama darbecilik ruhlarına sindiği için askerin içindekilerle işbirliği yapıp, darbe girişiminde bulunmuşlardı. Emekli amirallerin bir hedefinin de bu olduğu anlaşılıyor.
ÖNCEDEN İRTİCAYDI ŞİMDİ MONTRÖ OLDU
Geçmişte irticayı kılıf yapıyorlardı. Laiklik tehlikede diyorlardı. Emekli amiraller ise Montrö’yü kılıf yapmışlar. Emekli amiraller, Kanal İstanbul gündeme geldiği günden bu yana ekranlarda Montrö’yü savunuyorlar. Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un olmayan bir sözü üzerinden tekrar Montrö gündeme geldiğinden beri de emekli oramiraller, ekranlarda Montrö’yü savunuyorlar. Kimse onlara engel oldu mu? Ne söyleyemiyorlardı da darbe tehdidinde bulunma gereği duydular?
DARBE İMASI
Peki darbe tehditli bildiriye ne gerek var? Nedir bu demokrasiye parmak sallamak? “Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” tehdidi ne anlama geliyor? Bu dil darbe dilidir. Bu dil muhtıra dilidir. Bu dilin sahipleri darbe kışkırtıcılığından hesap vermelidir. Çünkü biz bu demokrasiyi bildirilerle kazanmadık. Biz bu demokrasiyi darağaçlarına, tanklara bedel koruduk. 15 Temmuz’da şehitler verme pahasına, tanklara, savaş uçaklarına, bombalara, kurşunlara karşı durduk. Emekli amirallere yem etmeyiz.
DAHA AĞIRI GELİR
Eğer buna müsamaha gösterilirse arkasından daha ağırı gelir. 28 Şubat’ta Başbakan Erbakan’a küfreden Osman Özbek isimli general korundu da ne oldu? Arkasından daha ağır baskılar geldi. Seçilmiş Başbakan istifa etmek zorunda kaldı. Osman Özbek’ten hesap sorulsa, 28 Şubatçılar cesaretlendirilmezdi. O nedenle darbe tehditinde bulunanlara hesap sorulmalı. Yoksa bu iş yol olur.
9 SUBAY OLAYI ENGELLENSE 27 MAYIS OLMAZDI
27 Mayıs’tan önce 9 Subay olayı yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “Mesele ciddidir. Bu iş, 9 subayın işi değil. Bütün memlekette ordu içinde cuntalar kök salmıştır. Bunların üzerine ciddiyetle gidin, teşkilatı meydana çıkarın” demişti. Ama olmadı. 9 subaydan hesap sorulmadı. 9 subayın tamamı da 27 Mayıs’ın lider kadrosunda yer aldı. 9 subaycılar yakalanınca TSK’daki cuntalar çil yavrusu gibi dağılmıştı. Ancak onlar ceza almayıp, bırakılınca TSK’daki cuntalar yeniden faaliyetlerine başladılar. Ta ki 27 Mayıs darbesine kadar.
CUNTA BAĞLANTISI VAR MI?
Şimdi 104 emekli amiralle ilgili soruşturmanın da ciddiyetle yürütülmesi gerekiyor. Bu bildiri bir sinyal olabilir. Asıl önemli olan nokta, bunların TSK içinde de bir bağlantılarının, cuntaların olup olmadığının ortaya çıkarılmasıdır. Çünkü bunların arasında 28 Şubat ve Cumhuriyet mitingleri bağlantılı isimler var. Celal Bayar’ın, “Dokuz subay olayı iyi değerlendirilmiş olsaydı, 27 Mayıs olmazdı” sözü iktidarın kulağına küpe olmalı.
KILIÇDAROĞLU DESTEKLİYOR MU?
Darbe kokulu açıklama bir demokrasi sınavına dönüştü. Maalesef ki CHP lideri Kılıçdaroğlu, demokrasi sınavında çaktı. 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” diyen CHP lideri, emekli amirallerin darbe tehdidi karşısında ise “Bu sahte gündem tutmaz” dedi. Neyi sahteymiş Sayın Kılıçdaroğlu? Darbe tehdidinin sahtesi olur mu? “Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir”in neresi sahte? Açın okuyun darbe bildirilerini, muhtıra metinlerini okuyun, bu cümlenin tıpkısının aynısı orada değil mi?
Kılıçdaroğlu, darbeye karşı mısınız, değil mi? Bu bildiriyi onaylıyor musunuz, onaylamıyor musunuz?
Hani darbe olduğunda tankın üzerine çıkacaktınız? Bırakın tankın üzerine çıkmayı, kapıya çıkmayı bile beceremediniz. Yaptığınız açıklama darbe tehdidine destek vermekten başka bir anlama gelmiyor. Nokta.
CHP, ÜNİFORMASINI GİYDİ
Kılıçdaroğlu böyle der de CHP yöneticileri ondan eksik kalır mı? Grup başkanvekili Engin Özkoç “Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum” diyerek darbe tehditli bildiriye tam destek verdi. CHP sözcüsü Faik Öztrak ise darbe tehditinde bulunanları değil, demokrasiye sahip çıkanları suçladı. “103 tane amiralin açıklamasından darbe çıkartmak olsa olsa sivil darbecilere mahsus bir özelliktir” diye konuştu. Şaşırmadım. Çünkü Öztrak Ailesi her darbede görev üstlenmiştir. Faik Bey belki heyecanlanmış olabilir ama Türkiye eski Türkiye değil. Üzüldüm çünkü CHP yeniden askeri üniformasını giydi. 27 Mayıs darbesinin ünlü formülü olan, “CHP artı ordu eşittir darbe” denklemi yeniden kuruldu.
İMAMOĞLU NİYE SUSKUN
Siyasi olaylar karşısında açıklama yapmaktan çekinmeyen hele hele HDP’yle ilgili bir sorun olduğunda kendini paralayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu niye sustunuz? Sizin için darbe tehdidi önemli değil mi? Gün demokrasiye sahip çıkma günü değil mi?
AKŞENER VE AĞIRALİOĞLU’NA TEBRİKLER
28 Şubat’ın yiğit kadını olarak Meral Akşener ise bildiri karşısında kararlı bir duruş sergiledi. “Emekli amirallerin canı sıkılmış, bir bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir” dedi. Gece yarısı yayınlanan bildirilerin muhtıraları hatırlattığını ifade etti. Aynı şekilde Yavuz Ağıralioğlu da amirallerin bildirisinde darbe iması olduğunu ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirterek demokratik bir duruş sergiledi.
AYTUN ÇIRAY LEKE SÜRDÜ
İYİ Parti’li Aytun Çıray militarist yönünü önplana çıkarıp, “Bir tbp.teğmen olarak altına imzamı atıyorum” dedi. Böylece darbe tehdidine destek veren ilk siyasetçi oldu. Aytun Çıray, İYİ Parti’nin demokrasi duruşuna leke sürdü.
ERDOĞAN DEĞERLENDİRİYOR
AK Parti MYK bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplanıp, bu bildiriyi masaya yatıracak. Ama ondan önce saat 15.00’te Külliye’de Erdoğan’ın başkanlığında bir değerlendirme toplantısı yapılacak. Bu da Cumhurbaşkanı’nın bu işe ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Erdoğan zaten ilk andan itibaren süreci adım adım takip ediyor.
Bu arada Erdoğan’ın Ankara’ya gelişi bakanlık beklentisi içinde olanları heyecanlandırdı. Çünkü Erdoğan’ın haftasonu Marmaris’te kabine değişikliği üzerinde çalıştığı konuşuluyordu.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/cunta-baglantilari-arastirilmali-41780126
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Cunta bağlantıları araştırılmalı
Kenan Evren’in anılarını yeniden okuyorum. Sadece Evren’i değil, darbecilerin anılarını okudukça görüyorum ki, darbeler bir günde olmuyor.
Darbe zemini bir günde hazırlanmıyor. Darbeler bir süreç. Bildirilerle, manşetlerle, açıklamalarla asker kışkırtılıyor. TSK içinde cuntalar oluşturuluyor. Darbe bir saplantı haline getiriliyor. Bakınız 12 Mart’a.
28 ŞUBAT’TA DA DENİZCİLER
104 emekli amiralin darbe imalı bildirisi sizi şaşırtmasın, 28 Şubat’ın fitilini de önce denizciler ateşlemişti. Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya, Erbakan’ın YAŞ üyelerine verdiği yemekte içki içerek 28 Şubat’ın ilk işaretini vermişti.
EMEKLİ ASKER DARBELERİ
28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı İsmail Karadayı, Sincan’da tankların yürütüldüğünü televizyonlardan öğrenmişti. Cuntacılık budur işte. 27 Mayısçılar ellerini TSK’nın içinden hiç çekmediler. Talat Aydemir ikinci darbe girişimi sırasında emekliydi. 9 Martçılar ise MBK üyesi emekli askerlerdi. Ama darbecilik ruhlarına sindiği için askerin içindekilerle işbirliği yapıp, darbe girişiminde bulunmuşlardı. Emekli amirallerin bir hedefinin de bu olduğu anlaşılıyor.
ÖNCEDEN İRTİCAYDI ŞİMDİ MONTRÖ OLDU
DARBE İMASI
Peki darbe tehditli bildiriye ne gerek var? Nedir bu demokrasiye parmak sallamak? “Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” tehdidi ne anlama geliyor? Bu dil darbe dilidir. Bu dil muhtıra dilidir. Bu dilin sahipleri darbe kışkırtıcılığından hesap vermelidir. Çünkü biz bu demokrasiyi bildirilerle kazanmadık. Biz bu demokrasiyi darağaçlarına, tanklara bedel koruduk. 15 Temmuz’da şehitler verme pahasına, tanklara, savaş uçaklarına, bombalara, kurşunlara karşı durduk. Emekli amirallere yem etmeyiz.
DAHA AĞIRI GELİR
9 SUBAY OLAYI ENGELLENSE 27 MAYIS OLMAZDI
27 Mayıs’tan önce 9 Subay olayı yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “Mesele ciddidir. Bu iş, 9 subayın işi değil. Bütün memlekette ordu içinde cuntalar kök salmıştır. Bunların üzerine ciddiyetle gidin, teşkilatı meydana çıkarın” demişti. Ama olmadı. 9 subaydan hesap sorulmadı. 9 subayın tamamı da 27 Mayıs’ın lider kadrosunda yer aldı. 9 subaycılar yakalanınca TSK’daki cuntalar çil yavrusu gibi dağılmıştı. Ancak onlar ceza almayıp, bırakılınca TSK’daki cuntalar yeniden faaliyetlerine başladılar. Ta ki 27 Mayıs darbesine kadar.
CUNTA BAĞLANTISI VAR MI?
Şimdi 104 emekli amiralle ilgili soruşturmanın da ciddiyetle yürütülmesi gerekiyor. Bu bildiri bir sinyal olabilir. Asıl önemli olan nokta, bunların TSK içinde de bir bağlantılarının, cuntaların olup olmadığının ortaya çıkarılmasıdır. Çünkü bunların arasında 28 Şubat ve Cumhuriyet mitingleri bağlantılı isimler var. Celal Bayar’ın, “Dokuz subay olayı iyi değerlendirilmiş olsaydı, 27 Mayıs olmazdı” sözü iktidarın kulağına küpe olmalı.
KILIÇDAROĞLU DESTEKLİYOR MU?
Darbe kokulu açıklama bir demokrasi sınavına dönüştü. Maalesef ki CHP lideri Kılıçdaroğlu, demokrasi sınavında çaktı. 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” diyen CHP lideri, emekli amirallerin darbe tehdidi karşısında ise “Bu sahte gündem tutmaz” dedi. Neyi sahteymiş Sayın Kılıçdaroğlu? Darbe tehdidinin sahtesi olur mu? “Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir”in neresi sahte? Açın okuyun darbe bildirilerini, muhtıra metinlerini okuyun, bu cümlenin tıpkısının aynısı orada değil mi?
Kılıçdaroğlu, darbeye karşı mısınız, değil mi? Bu bildiriyi onaylıyor musunuz, onaylamıyor musunuz?
CHP, ÜNİFORMASINI GİYDİ
Kılıçdaroğlu böyle der de CHP yöneticileri ondan eksik kalır mı? Grup başkanvekili Engin Özkoç “Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum” diyerek darbe tehditli bildiriye tam destek verdi. CHP sözcüsü Faik Öztrak ise darbe tehditinde bulunanları değil, demokrasiye sahip çıkanları suçladı. “103 tane amiralin açıklamasından darbe çıkartmak olsa olsa sivil darbecilere mahsus bir özelliktir” diye konuştu. Şaşırmadım. Çünkü Öztrak Ailesi her darbede görev üstlenmiştir. Faik Bey belki heyecanlanmış olabilir ama Türkiye eski Türkiye değil. Üzüldüm çünkü CHP yeniden askeri üniformasını giydi. 27 Mayıs darbesinin ünlü formülü olan, “CHP artı ordu eşittir darbe” denklemi yeniden kuruldu.
İMAMOĞLU NİYE SUSKUN
Siyasi olaylar karşısında açıklama yapmaktan çekinmeyen hele hele HDP’yle ilgili bir sorun olduğunda kendini paralayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu niye sustunuz? Sizin için darbe tehdidi önemli değil mi? Gün demokrasiye sahip çıkma günü değil mi?
AKŞENER VE AĞIRALİOĞLU’NA TEBRİKLER
28 Şubat’ın yiğit kadını olarak Meral Akşener ise bildiri karşısında kararlı bir duruş sergiledi. “Emekli amirallerin canı sıkılmış, bir bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir” dedi. Gece yarısı yayınlanan bildirilerin muhtıraları hatırlattığını ifade etti. Aynı şekilde Yavuz Ağıralioğlu da amirallerin bildirisinde darbe iması olduğunu ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirterek demokratik bir duruş sergiledi.
AYTUN ÇIRAY LEKE SÜRDÜ
İYİ Parti’li Aytun Çıray militarist yönünü önplana çıkarıp, “Bir tbp.teğmen olarak altına imzamı atıyorum” dedi. Böylece darbe tehdidine destek veren ilk siyasetçi oldu. Aytun Çıray, İYİ Parti’nin demokrasi duruşuna leke sürdü.
ERDOĞAN DEĞERLENDİRİYOR
AK Parti MYK bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplanıp, bu bildiriyi masaya yatıracak. Ama ondan önce saat 15.00’te Külliye’de Erdoğan’ın başkanlığında bir değerlendirme toplantısı yapılacak. Bu da Cumhurbaşkanı’nın bu işe ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Erdoğan zaten ilk andan itibaren süreci adım adım takip ediyor.
Bu arada Erdoğan’ın Ankara’ya gelişi bakanlık beklentisi içinde olanları heyecanlandırdı. Çünkü Erdoğan’ın haftasonu Marmaris’te kabine değişikliği üzerinde çalıştığı konuşuluyordu.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/cunta-baglantilari-arastirilmali-41780126
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET