Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak koronavirüs önlemlerine odaklandık ancak toplantının çok önemli bir gündem maddesi daha vardı. Ekonomik, hukuk ve demokrasi alanındaki reformlar ele alındı. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hafta sonu TÜSİAD ve TOBB’la toplantı yaptı. Abdulhamit Gül ayrıca azınlık vakıflarının temsilcileri ile bir araya geldi. Elvan ve Gül, sektör temsilcileri ile yaptıkları toplantılar hakkında Bakanlar Kurulu’na bilgilendirmede bulunmuşlar. TÜSİAD ve TOBB üyelerinin ekonomide yatırım ikliminin oluşması ve güven ortamının sağlanması yönünde somut önerileri olmuştu. Lütfi Elvan, bu öneriler ve kendi çalışmaları hakkında kabine üyelerini bilgilendirmiş. Abdulhamit Gül ise hukuki boyutuna ilişkin öneriler, ihtiyaçlar ve yapılan çalışmalar eksenli değerlendirmede bulunmuş.
REFORMLARIN PERSPEKTİFİ
Adalet Bakanı, perşembe günü TBMM İnsan Hakları Komisyonu toplantısına katılacak. Reform çalışmaları bir süreç içerisinde yürütülüyor. Adalet Bakanlığı’nda 2019-2023 yıllarını kapsayan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin perspektifi doğrultusunda çalışma yapılıyor. Ekonomi ile hukukun üstünlüğü birbirinden ayrılmaz ve birbirinin vazgeçilmezi olarak düşünülüyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar o doğrultuda yürütülüyor.
ADALET BAKANLIĞI ÇALIŞIYOR
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Mülkiyet hakkı, maddi-manevi hakların korunmasıyla ilgili aleyhe olan hükümlerin eskiye götürülmemesi gibi birtakım düzenlemeler olacak” demişti.
Adalet Bakanlığı’nda reformlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Mutfakta bir değil, birkaç hazırlık birlikte yapılıyor. Ancak sektör temsilcileri ile yapılan toplantılardan çıkan sonuçlara göre bu düzenlemeler yeniden şekillendiriliyor. Öncelikler değişebiliyor. Çalışmalar ne aşamada diye araştırdım. Henüz olgunlaşma sürecine geçilmemiş. Sektör temsilcileri ile toplantılar tamamlandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kapsamlı bir sunum yapılacak. Ardından da olgunlaştırılacak paketler Meclis’e sunulacak.
Burada göz ardı edilmemesi gereken bir nokta var: Bir bakan, “Cemil Çiçek’in dediği gibi iş reform yapmakta değil, uygulamada” demişti. Buna rağmen yeni yasal düzenlemeler gelecek ancak daha çok uygulama üzerinde duruluyor. Anayasa Mahkemesi bireysel hak ihlaline ilişkin bir karar aldığında yerel mahkemenin buna uymaması söz konusu olmayacak. O yönde düzenlemeler yapılıyor.
İSTANBUL VE ANKARA’YA KİM ATANACAK?
Önemli bir nokta daha.
Biliyorsunuz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, Yargıtay üyeliklerine seçildi. Asıl önemli olan İstanbul ve Ankara Cumhuriyet başsavcılıklarına yapılacak atamalar olacak. Reformlar sadece kanunlarla değil, onu uygulayacak olan kadrolarla gerçekleştiriliyor.
CHP MİLLETVEKİLİ BAŞARIR: ‘ÜZGÜNÜM’
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır.
İsmindeki Mahir, Mahir Çayan’dan geliyor. Yani öyle sonradan olma değil, çekirdekten devrimci.
Babası 68 kuşağından. Mahir Çayan’ın devrimcilikten arkadaşı. Bir kardeşinin ismi Taylan Özgür. 68 kuşağının öğrenci liderlerinden Taylan Özgür’den geliyor.
Kız kardeşi Yeşim’in ismini ise babasının yoldaşı Ulaş Bardakçı vermiş.
Ali Mahir Başarır’ın “Devletin ordusu Katar’a satılmış” sözü kıyamet kopardı. Çok ağır bir hakaretti.
KILIÇDAROĞLU İKNA OLMUŞ
Dün Ali Mahir Başarır’ı aradım. Telefonları çok yoğundu. Tartışmayla ilgili olarak Kılıçdaroğlu ile iki defa görüşmüş. Neyi kastettiğini anlatmış, sözleri üzerine yaptığı açıklama hakkında bilgi vermiş. Kılıçdaroğlu ikna olmuş. “Gayet yerinde bir açıklama olmuş. Sıkıntı yok” demiş.
BAŞARIR’LA KONUŞMAMIZ
“Sizi eleştireceğim ama önceden konuşmak istedim” dedim. Tartışmalardan dolayı üzgün olduğunu söyledi. “Ben ordunun kurumsal kimliğinden söz etmedim. Benim kastım ordu olamaz. Konu Tank Palet Fabrikası’nın Katar’a satışıydı. Onu kast ettim” dedi. Birkaç kez, “Programda da ordudan kastımın Tank Palet Fabrikası’nın Katarlılara satışı olduğunu söyledim” deme gereği duydu. Programı izlemiştim. Yazı yazmadan önce tekrar izledim. Ali Mahir Başarır, “Devletin ordusu Katarlılara satılmış” dedikten sonra Yaşar Hacısalihoğlu ve Hilmi Daşdemir çok yoğun bir şekilde itirazlar ettiler. Bir anlamda uyardılar. Eren Eğilmez, itiraz edenlere söz verdi. Ali Mahir Başarır bir süre sözlerini savundu. Zaten dünkü konuşmamızda da “‘Sözlerimin arkasındayım’ demeniz, ordunun Katarlılara satıldığına dair sözlerinizin arkasında olduğunuz şeklinde anlaşıldı” dedim. Böyle bir kastının olmadığını söyledi. Ancak Başarır’ın orduya ilişkin sözleri yanlış. Hatta tehlikeli. “Devletin ordusu Katar’a satılmış” cümlesinin başında, ortasında ya da sonunda Tank Palet Fabrikası ibaresi bulunmadığı için de problemli.
PROGRAMDAKİ AÇIKLAMASI
Ayrıca, “Söz ağzından çıkana kadar o senin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisindir” diye bir söz vardır. “O programda orduyu kast etmedim, ama öyle anlaşıldıysa özür dilerim deseydi” daha ikna edici olurdu. Çünkü iletişimde “ne dediğiniz değil, nasıl anlaşıldığınız” önemlidir.
ALKIŞLADIĞIM ASKER
Darbe yapan orduyu eleştirdim. Çünkü en büyük zararı Türk Silahlı Kuvvetlerine veriyordu. Ancak demokrasinin emrindeki orduyu ise alkışladım. Aynen Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na Türk bayrağını diken, Fırat Kalkanı’nda, Zeytin Dalı’nda, Barış Pınarı’nda başarılara imza atan Mehmetçiği alkışladığım gibi.
Ordu milletimizin göz bebeğidir. Peygamber ocağı olarak görürüz. Kurucu genel başkanı Atatürk’ün mareşal olduğu, ikinci genel başkanı İsmet Paşa’nın Garp Cephesi Kumandanı olduğu CHP’de de bu bilinç düzeyi yüksektir.
Mahir Ali Başarır belki ekran şehvetine kapılıp yanlış bir ifadede bulundu. Sonra onu düzeltmeye çalıştı ama ikna edici olduğu söylenemez. Ben sözlerinin arkasında duran, omurgalı insanları severim. Ama Ali Mahir Başarır’ın sözleri arkasında duracak sözler değil.
Niyetini bilemem ama keşke özür dilemenin de bir erdem olduğunu düşünüp daha ikna edici olabilseydi.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/reformlar-sekilleniyor-ama-asil-is-uygulamada-41676387
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET
Reformlar şekilleniyor ama asıl iş uygulamada
Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak koronavirüs önlemlerine odaklandık ancak toplantının çok önemli bir gündem maddesi daha vardı. Ekonomik, hukuk ve demokrasi alanındaki reformlar ele alındı. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hafta sonu TÜSİAD ve TOBB’la toplantı yaptı. Abdulhamit Gül ayrıca azınlık vakıflarının temsilcileri ile bir araya geldi. Elvan ve Gül, sektör temsilcileri ile yaptıkları toplantılar hakkında Bakanlar Kurulu’na bilgilendirmede bulunmuşlar. TÜSİAD ve TOBB üyelerinin ekonomide yatırım ikliminin oluşması ve güven ortamının sağlanması yönünde somut önerileri olmuştu. Lütfi Elvan, bu öneriler ve kendi çalışmaları hakkında kabine üyelerini bilgilendirmiş. Abdulhamit Gül ise hukuki boyutuna ilişkin öneriler, ihtiyaçlar ve yapılan çalışmalar eksenli değerlendirmede bulunmuş.
REFORMLARIN PERSPEKTİFİ
Adalet Bakanı, perşembe günü TBMM İnsan Hakları Komisyonu toplantısına katılacak. Reform çalışmaları bir süreç içerisinde yürütülüyor. Adalet Bakanlığı’nda 2019-2023 yıllarını kapsayan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin perspektifi doğrultusunda çalışma yapılıyor. Ekonomi ile hukukun üstünlüğü birbirinden ayrılmaz ve birbirinin vazgeçilmezi olarak düşünülüyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar o doğrultuda yürütülüyor.
ADALET BAKANLIĞI ÇALIŞIYOR
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Mülkiyet hakkı, maddi-manevi hakların korunmasıyla ilgili aleyhe olan hükümlerin eskiye götürülmemesi gibi birtakım düzenlemeler olacak” demişti.
Adalet Bakanlığı’nda reformlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Mutfakta bir değil, birkaç hazırlık birlikte yapılıyor. Ancak sektör temsilcileri ile yapılan toplantılardan çıkan sonuçlara göre bu düzenlemeler yeniden şekillendiriliyor. Öncelikler değişebiliyor. Çalışmalar ne aşamada diye araştırdım. Henüz olgunlaşma sürecine geçilmemiş. Sektör temsilcileri ile toplantılar tamamlandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kapsamlı bir sunum yapılacak. Ardından da olgunlaştırılacak paketler Meclis’e sunulacak.
Burada göz ardı edilmemesi gereken bir nokta var: Bir bakan, “Cemil Çiçek’in dediği gibi iş reform yapmakta değil, uygulamada” demişti. Buna rağmen yeni yasal düzenlemeler gelecek ancak daha çok uygulama üzerinde duruluyor. Anayasa Mahkemesi bireysel hak ihlaline ilişkin bir karar aldığında yerel mahkemenin buna uymaması söz konusu olmayacak. O yönde düzenlemeler yapılıyor.
Önemli bir nokta daha.
Biliyorsunuz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, Yargıtay üyeliklerine seçildi. Asıl önemli olan İstanbul ve Ankara Cumhuriyet başsavcılıklarına yapılacak atamalar olacak. Reformlar sadece kanunlarla değil, onu uygulayacak olan kadrolarla gerçekleştiriliyor.
CHP MİLLETVEKİLİ BAŞARIR: ‘ÜZGÜNÜM’
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır.
İsmindeki Mahir, Mahir Çayan’dan geliyor. Yani öyle sonradan olma değil, çekirdekten devrimci.
Kız kardeşi Yeşim’in ismini ise babasının yoldaşı Ulaş Bardakçı vermiş.
Ali Mahir Başarır’ın “Devletin ordusu Katar’a satılmış” sözü kıyamet kopardı. Çok ağır bir hakaretti.
KILIÇDAROĞLU İKNA OLMUŞ
Dün Ali Mahir Başarır’ı aradım. Telefonları çok yoğundu. Tartışmayla ilgili olarak Kılıçdaroğlu ile iki defa görüşmüş. Neyi kastettiğini anlatmış, sözleri üzerine yaptığı açıklama hakkında bilgi vermiş. Kılıçdaroğlu ikna olmuş. “Gayet yerinde bir açıklama olmuş. Sıkıntı yok” demiş.
BAŞARIR’LA KONUŞMAMIZ
“Sizi eleştireceğim ama önceden konuşmak istedim” dedim. Tartışmalardan dolayı üzgün olduğunu söyledi. “Ben ordunun kurumsal kimliğinden söz etmedim. Benim kastım ordu olamaz. Konu Tank Palet Fabrikası’nın Katar’a satışıydı. Onu kast ettim” dedi. Birkaç kez, “Programda da ordudan kastımın Tank Palet Fabrikası’nın Katarlılara satışı olduğunu söyledim” deme gereği duydu. Programı izlemiştim. Yazı yazmadan önce tekrar izledim. Ali Mahir Başarır, “Devletin ordusu Katarlılara satılmış” dedikten sonra Yaşar Hacısalihoğlu ve Hilmi Daşdemir çok yoğun bir şekilde itirazlar ettiler. Bir anlamda uyardılar. Eren Eğilmez, itiraz edenlere söz verdi. Ali Mahir Başarır bir süre sözlerini savundu. Zaten dünkü konuşmamızda da “‘Sözlerimin arkasındayım’ demeniz, ordunun Katarlılara satıldığına dair sözlerinizin arkasında olduğunuz şeklinde anlaşıldı” dedim. Böyle bir kastının olmadığını söyledi. Ancak Başarır’ın orduya ilişkin sözleri yanlış. Hatta tehlikeli. “Devletin ordusu Katar’a satılmış” cümlesinin başında, ortasında ya da sonunda Tank Palet Fabrikası ibaresi bulunmadığı için de problemli.
PROGRAMDAKİ AÇIKLAMASI
ALKIŞLADIĞIM ASKER
Darbe yapan orduyu eleştirdim. Çünkü en büyük zararı Türk Silahlı Kuvvetlerine veriyordu. Ancak demokrasinin emrindeki orduyu ise alkışladım. Aynen Kıbrıs’ın Beşparmak Dağları’na Türk bayrağını diken, Fırat Kalkanı’nda, Zeytin Dalı’nda, Barış Pınarı’nda başarılara imza atan Mehmetçiği alkışladığım gibi.
Ordu milletimizin göz bebeğidir. Peygamber ocağı olarak görürüz. Kurucu genel başkanı Atatürk’ün mareşal olduğu, ikinci genel başkanı İsmet Paşa’nın Garp Cephesi Kumandanı olduğu CHP’de de bu bilinç düzeyi yüksektir.
Mahir Ali Başarır belki ekran şehvetine kapılıp yanlış bir ifadede bulundu. Sonra onu düzeltmeye çalıştı ama ikna edici olduğu söylenemez. Ben sözlerinin arkasında duran, omurgalı insanları severim. Ama Ali Mahir Başarır’ın sözleri arkasında duracak sözler değil.
Niyetini bilemem ama keşke özür dilemenin de bir erdem olduğunu düşünüp daha ikna edici olabilseydi.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/reformlar-sekilleniyor-ama-asil-is-uygulamada-41676387
ABDÜLKADİR SELVİ / HÜRRİYET