Adalet Bakanı Abdülhamit Gül keşke gazeteci olsaydı!

Basın Kanunu, AYM, AİHM kararları, Yargı Reform Paketleri hakkında ne düşünürdü?

Editor

Ocak 11, 2022 - 00:22 Updated: Aralık 11, 2023 - 16:59

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül keşke gazeteci olsaydı!

YUSUF İNAN YAZDI...

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül keşke gazeteci olsaydı!

Malum bugün Çalışan Gazeteciler Günü.

Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül de bir kutlama mesajı yayınlamış.

Sayın Bakan çok nazik, kibar, beyefendi bir siyasetçi.

İşte Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Çalışan Gazeteciler Günü kutlama mesajı:

“Demokrasimizin gelişmesine katkı veren ve kamuoyunun bilgilendirilmesinde önemli bir görev üstlenen basın emekçilerinin Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun. Basın-yayın kuruluşlarımızdaki tüm çalışanlara başarılar diliyorum.”

Bakan Abdülhamit Gül’e gazeteciler adına teşekkür ediyorum.

Ancak Adalet Bakanı’nın bilmediği şeyler var bu ülkede.

Basın Kanunu var, ne hakim biliyor, ne savcı...

İfade Özgürlüğü diye bir şey var. Ne hakim biliyor, ne savcı...

İzmir’in en gözde liselerinde 13 -14 yaşlarında kızlar okul müdürü tarafından intihara sürükleniyor. Mobbing uygulanıyor. Hayatları kararıyor. Okul müdürü gazetelere manşet oluyor. Gazeteci haberi yazdığına pişman ediliyor.

İzmir Adliyesi’nde 13 – 14 yaşlarındaki kızları intihara sürüklemek suç değil!

Gazetecinin yaptığı haber suç!

Çalışan Gazeteciler Günü kutlama mesajını bir başka bakan yazmış olsa bunları yazmazdım.

Sayın Bakan İzmir 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/45 Esas sayılı dosyasını lütfen inceletsin.

Mahkemenin hakimi 13 -14 yaşında okula birinci giren öğrencileri intihara sürükleyen okul müdürünü akladı bana da 2100 lira para cezası verdi. Verdiği kararı denetimden kaçırdı.

Para cezası, Avukat masrafı derken 10 bin lira ödedim.

Nerede Basın Kanunu, nerede İfade Özgürlüğü?

Bu ülkede genç kızları intihara sürüklemek, psikiyatri hastası yapmak suç değil. Bir eğitimciye yakışmayacak şekilde davranan okul müdürünü ve süreci haber yapmak suç

Kararı temyiz edemediğimiz için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Bekliyoruz. AYM yapılan başvuruların yüzde 90’ını kabul edilemez bulduğunu açıkladı. Eğer bu başvuru için de kabul edilemez derse, AİHM'e gideceğiz...

Sayın Bakanın bunları bilmeye hakkı var...

Bu dava 2013 yılından bu güne devam ediyor.

13 -14 yaşında iki genç kızı intihara sürükleyen okul müdürü Ömer Aslan 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını gerekçe göstererek 10 bin liralık tazminat davası açtı.

20. Asliye Hukuk Mahkemesi (Dosya No: 2021/8 Esas) hiç yargılamaya gerek görmeden, kendi yargılama iradesini yok sayarak 40. Asliye Ceza Mahkemesi kararına atıfta bulunarak 10 bin lira Manevi Tazminat ödemeye mahkum etti.

3700 lira emekli maaşı alan bir gazeteciye 10 bin lira tazminat!

Vekalet ücretleri mahkeme masrafları derken ödenecek tutar yaklaşık 30 bin lira...

Kararı temyiz ettik!

Bekliyoruz...

Adalet Bakanı biz bir şey yazdık mı, söyledik mi alınıyor.

Sayın Bakan biz ne yapalım?

Türk Milleti ne yapsın?

Öğretmenler çocukları dövüyor, hakaret ediyor, intihara sürüklüyor onlara bir şey olmuyor.

Kabak dönüp dolaşıp haberi yazan gazetecinin başına patlıyor.

Nerede Basın Kanunu, nerede İfade Özgürlüğü, nerede kamu yararı...

Ta 2011, 2012, 2013,2014 yıllarında herkesin cemaat dediği, önlerinde düğme ilikledikleri zamanda eleştirdiğim için Zaman Gazetesi ve Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkımda iki ceza, iki de 10’ar bin liralık tazminat davası açtı.

Yetmedi, illegal olarak telefonlarımız dinlendi. Maillerimiz takip edildi. Gazetenin ofisine onlarca dinleme cihazı konuldu.

Bunları ben söylemiyorum. Ankara’dan özel olarak görevlendirilmiş başsavcı vekili söylüyor.

Şimdi FETÖ olan o ekibin adli ve mali mobbingleri nedeniyle gazetemi kapatmak zorunda kaldım. İki tane şirketimi batırdılar. Dönemin Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın makamına gittim. Bir ay içinde açılan 14 adet dosyayı masasına koydum.

Ak Parti kurucusu bir gazeteci olarak pes ettim.

Gazeteciliğe nokta koyup Ukrayna’ya yerleştim. Evlendim, hayvancılıkla uğraşmaya başladım.

E-Ticaret sitesi kurarak canlı adaklık satmaya başladım. Bilmeden yine bunların ayaklarında dolanmışım. 30 - 40 dolara adaklık satınca FETÖ’nün milyon dolarlık adak ve kurban pazarını çökertmişim.

İftiracılar kim?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, Cumhurbaşkanı'na, Türk Milleti'nin gözbebeği MİT'e kumpas kuranlar kim?

1 -FETÖ’nün Ahıska İmamı

2- FETÖ’nün Ege Bölge İmamı’nın şoförü

3- FETÖ'nün Emniyet Prensi

4- İzmir’de FETÖ Lideri’nin damadı olduğunu iddia eden siyasetçi

İşte ben bu ihanet şebekesinin SAHTE İHBARLARI ile FETÖ'nün adak ve kurban pazarının önünden çekildim.

19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tüm iftiralar çöktü...

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül buraya lütfen dikkat etsin...Çünkü yarın bunlar hep karşısına çıkacak...

Cumhuriyet Savcısı S. Ö... Benim için Kırmızı Bülten talep ediyor. Gerekçe bir akrabası 2011 yılında Bank Asya’dan hesap açıp kapatmış.

Bu gerekçeyle Kırmızı Bülten çıkarmış...

İzmir Adliyesi bir yıla yakın çalıştı. Suç bulamadı. Suç uydurmayı denedi olmadı. Ne yaptılarsa ayaklarına dolandı.

Bir yıla yakın hapis yatırdılar.

2013 – 2014 yıllarındaki köşe yazılarımın içinden cımbızla kelime seçerek FETÖ ile suçlamaya çalıştılar.

Başaramadılar!

Sonunda anladım ki, benim esas suçum, FETÖ’nün milyon dolarlık adak ve kurban pazarını çökertmek.

İzmir Emniyeti, İzmir Adliyesi elbirliği etti, FETÖ’nün adak ve kurban pazarını korumak için beni 4 yıldır Ukrayna’daki evime, aileme göndermediler.

FETÖ'ye hizmet eder konuma düştüler...

Detaylar için TIKLAYIN...