Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Süleyman Soylu kavgası ayyuka çıktı.

Erdoğan da kavgayı durduramadı, sizce kimin koltuğu gidecek

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Süleyman Soylu kavgası ayyuka çıktı.




Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Süleyman Soylu kavgası ayyuka çıktı.

Erdoğan da kavgayı durduramadı, sizce kimin koltuğu gidecek

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, son konuşmasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef aldı.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Masumiyet Karinesi ve Lekelenmeme Hakkı Sempozyumu"nun açılışında konuştu.

Gül’ün konuşmasında kullandığı ifadeler iki bakan arasındaki gerilimi yeniden yükseltti. 

Gül, “Değerli arkadaşlar bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti" dedi. 

SÜLEYMAN SOYLU NE DEMİŞTİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, muhtarlara yönelik yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:

“110 bin metruk bina vardı, biz bunun 75 binden fazlasını yıktık. 15 binini de restore ettik. Geçen gün vilayetlere gidiyorum; Diyarbakır, Adana ve İstanbul da dahil olmak üzere, muhtarlarımız diyor ki ‘Efendim şurada metruk bina var burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz.’ Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin. Çünkü o bina orada durdukça orada uyuşturucu kullanılıyor. Vatandaş geliyor diyor ki muhtara “Bu binayı ne yapacaksın.” Muhtar “mahkeme kararı var yıkamayız” diyor. Ben de diyorum ki gece yarısı dozer gelsin yıksın kim yıktı biz nereden bilelim ya!”

SOYLU - GÜL ARASINDAKİ TARTIŞMA

Soylu ile Bakan Gül arasında geçen Ocak ayında tartışma yaşanmıştı. Soylu, annesine sosyal medya üzerinden küfür eden kişinin serbest bırakılmasına, Twitter üzerinden tepki göstermişti.

Gül'ün yanıtı ise "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz" şeklinde olmuştu.

Gül, paylaşımının ardından Soylu'nun annesine yapılan hakareti kınamış ve bir kez daha ihtiyaç duyulması halinde bu tür suçlara yönelik yaptırımların artırılabileceğini ancak bunun tartışma yerinin "sosyal medya değil, parlamento olduğunu" vurgulamıştı.

CANLI YAYINDA İSYAN ETMİŞTİ

Soylu, Gül ile yaşadığı tartışmanın ikinci perdesini organize suç örgütü liderliği iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılan Sedat Peker'in videolarına cevap vermek için 24 Mayıs'ta katıldığı Habertürk canlı yayında açtı.

Peker'in kardeşi Atilla Peker'in Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili gözaltına alınması gerektiğini belirterek isim vermeden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ü işaret eden ve "Benim görevim önleyiciliktir" ifadeleriyle yine Adalet Bakanlığı'na yüklenen Soylu şu tepkiyi vermişti:

"Anama sövdüler itirazımı dile getirdim. Hala sosyal medyada itiraz ediyorum, sizin adınıza itiraz ediyorum. Bugün bunun (Atilla Peker) alınması için KOM Dairesi'ne yazı yazdım. Benim mi yazdırmam lazım, resen devreye girilmesi lazım değil mi? Benim görevim İçişleri Bakanı olarak önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an müdahale etmektir. Olay çıktıktan sonra olay sonu raporu yazmak değil. Kutlu Adalı cinayetinde en ufak bir şey açık duruyorsa bizim namus meselesidir."

GÜL YENİDEN 'KILICINI ÇEKTİ'

Gül, Bakan Soylu ile geçen Ocak'ta yaşadığı polemiğin ardından yaptığı açıklamada işaret ettiği kanunları değiştirme ihtiyacı ortaya çıkmışsa bunun yerinin TBMM olduğunu, Haziran ayında yeniden vurgulayarak şunları söyledi: 

"Hakim, özellikle de ceza hakimi, bir yaptırım söz konusu olduğunda kanunun lafzını tekrar etmek zorundadır. Hakimin adeta 'pozitif kanun koyucu'ya dönüşmesi hiçbir şekilde kabul edilemez, sistemimizde zaten bu mümkün de değildir. Yargının kendi tabii ve doğal mecrası içinde çalışması beklentisi, bu tabii ve doğal işleyişe saygıyı da gerektirir. Kanunu uyguladığı için savcının, hakimin itham edilmesi, hedef haline getirilmesi hiçbir şekilde mazur görülemez. Uygulaması gereken mevzuatı uyguladığı için yargıya ithamda bulunulması hukuk devletinde alışık olunan bir durum değildir. Kanunu değiştirme ihtiyacı ortaya çıkmışsa kanunda bir eksiklik olduğu düşünülüyorsa bu işlemin adresi bellidir. Ortaya çıkan sosyal veya hukuki ihtiyaçlar doğrultusunda kanunu değiştirmek veya düzenlemek Meclis'in görev ve yetkisindedir."

yeni çağ