Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e açık mektup!

Elif ve Ayşe 718 gündür babalarından ayrı, bu hukuksuzluk ve çile daha kaç gün sürecek?

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e açık mektup!


Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e açık mektup!

Sayın Bakan’a adaleti, hukuku ve vicdanı hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm.

Sayın Bakan her fırsata adalete vurgu yapıyor. Hukuki değerler üzerinden uyarılarda bulunuyor. 

Sayın Bakan’ın tarihe geçecek açıklamalarından biri:

“Yargı kılı kırk yararak masumla suçluyu ayırt etmeli.”

12 Temmuz 2018 – 29 Haziran 2020.

Tam tamına 718 gün önce 12 Temmuz 2018 tarihinde beş yıldır yaşadığım Ukrayna’da gözaltına alındım. 15 Temmuz 2018 günü özel uçakla Türkiye’ye getirildim. Türkiye’ye geldiğimde şahsımın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kumpasla karşı karşıya olduğu ortaya çıktı.

Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Savcısı Yusuf İnan’ı suçlamak için bir kanıta sahip değildi. Dosyada bir tane bile suç teşkil eden bir kanıt ve somut bir veri yoktu. Asliye Ceza Mahkemesi  Twitter paylaşımını gerekçe göstererek tutukladı.   Twitter'da köşe yazılarım dışında “Şehit Kızları Babalarına Böyle Koşar" başlıklı bir fotoğraf  vardı.


Haksız ve hukuksuz olarak 11 ay cezaevinde yatırıldım. 

Cumhuriyet Savcısı 11 ay sonunda iddia ettiği suçlamalara ait  bir tane kanıt ortaya koyamadı. 

FETÖ Üyesi suçlaması ile yargılanan Yusuf İnan’ın FETÖ mağduru olduğu, İzmir ve İstanbul Adliyesinde FETÖ Üst Yönetimi ile mahkemelik olduğu, hakkında iki adet ceza, iki adet tazminat davası açıldığı, dolaylı olarak onlarca soruşturma, onlarca dava açıldığı UYAP Sisteminde ve devletin resmi kayıtlarında yer alan belgelerle ortaya konuldu, ispat edildi. 

Ağır Ceza Mahkemesi hiçbir suç bulamayınca, 6 -7 yıl öncesine ait on binden fazla haber ve köşe yazısının üç – beş tanesinin içinden cımbızladığı kelimelerle 22 yıldır Şehitlerin ve  Şehit Ailelerinin haklarını savunan SehitlerOlmez.com sitesinin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmenini “Terör Örgütü Propagandası Yapma” suçlamasıyla yargıladı.  31 Mayıs 2019 tarihinde tahliye etti.

Dosya İstinaf Mahkemesi’ne gönderildi. 

Bu arada 1. Yargı Reform Paketi yasalaştı.

7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik?Yapılmasına Dair Kanun, 24 Ekim 2019 Tarihli ve 30928 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.
MADDE 13 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasına üçüncü cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”

Bölge Adliye Mahkemesi yaklaşık bir yıl dosyaya elini sürmedi.

Bölge Adliye Mahkemesinin 25 Mayıs 2020 tarihli inceleme raporu: 

Dosyada bulunan bilgi ve belgelerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın hukuki nitelendirilmesinin, kanunlara ve hakkaniyete uygun verilip verilmediğinin yeniden yargılama ile giderilebileceği anlaşıldığından CMK'nın 280/1-g maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi gerektiği değerlendirilmektedir. 

Bölge Adliye Mahkemesi altı ay sonraya duruşma günü verdi. 

Avukatım 10 Mart 2020 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesi’ne Yurtdışı Çıkış Yasağı’nın kaldırılması ile ilgili bir dilekçe verdi. 

Dilekçe içeriğinden bazı bölümler:

3- Ancak, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere müvekkil uzun süredir yaşamını Ukrayna’da sürdürmekte ve orada ikamet etmektedir. Müvekkilin Ukrayna’da bir eşi ve iki de çocuğu bulunmaktadır. 
4- Müvekkilin gözaltına alınıp, tutuklandığı süreden bu zamana kadar yaklaşık 2 sene gibi uzun bir zaman geçmiştir. Bu süre zarfında müvekkilin eşi Ukrayna’da tek başına çocuklarına bakmak zorunda kalmış durumdadır. Her hangi bir işte de çalışmadığından bir geliri olmamasına rağmen bu süre zarfında elinden geldiğince çocuklara bakmaya çalışmıştır. Kaldı ki, müvekkilin eşinin göz rahatsızlığı bulunup, görme sıkıntısı çekmekte ve ameliyat olması da gerekmektedir. Ancak, çocuklara bakacak kimse olmadığından ve tek başına ameliyat masraflarını karşılama durumu da olmadığından ameliyat olamamaktadır. 
5- Aradan geçen bu kadar süre zarfında müvekkil çocuklarını hiçbir şekilde görememiş, hayvancılık ile uğraştığı içinde tüm hayvanları bakımsızlıktan telef olmuştur.
*
14- Dilekçe ekinde sunmuş olduğumuz fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere, geçen hafta Ukrayna’da meydana gelen fırtına nedeni ile müvekkilin ailesinin yaşadığı evin çatısı uçmuş durumdadır. Müvekkilin ailesinin yaşadığı ev şuanda çatısız bir şekilde durmakta ve evde ciddi bir tadilat gerektirmektedir. Ukrayna’daki hava şartları düşünüldüğünde bu tadilatın vakit kaybetmeksizin ve acilen yapılması gerekmektedir. Bu durumda iki küçük çocuğun hastalanma riski kuvvetle muhtemeldir. 
15- Müvekkilin ailesine bakacak hiç kimse de bulunmamaktadır. Bu işlerle uğraşacak kimseleri de yoktur.
*
Dilekçede yer almayan bir diğer husus tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını Ukrayna’da da etkisini göstermiştir. Ukrayna’da da  hayat durmuştur Eşim iki küçük çocukla şehir dışında ıssız bir bağ evinde ulaşım imkanı da olmadığı için açlığa ve ölüme terk edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi dilekçenin üzerinden  111 gün, 3 ay  19 gün geçmesine rağmen hiçbir hukuki dayanağı olmayan Yurt Dışına Çıkış Yasağıyla ilgili bir işlem yapmadı.

Altı ay sonraya duruşma günü verdi. 

Bugün itibariyle avukatım İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne Yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasıyla ilgili  ikinci kez dilekçe verdi.

Sayın Bakan, Sayın Cumhurbaşkanı ve Türkiye bu gerçekleri bilmeli.

1-Yusuf İnan 11 ay cezaevinde eşi ve çocuklarıyla telefonla görüştürülmedi. 
2-Ukrayna’da yaşadıkları için ziyarete de gelemediler. 
3-Yusuf İnan’ın çocukları 718 gündür babalarını göremedi.

(Bu fotoğraftaki  Elif ve Ayşe 718 gündür  Ukrayna'da ıssız bağ evinde babalarını bekliyor...)


Babaları çocuklarını hasta olduklarında hastaneye götüremiyor.

Fırtınada evin çatısı uçuyor, ev kış günü kar ve yağmur altına kalıyor, babaları çocuklarının yardımına gidemiyor.

Annesi ve babası olmayan bir kadın iki sabi çocukla ölüme terk ediliyor.

Koronavirüs salgını tüm dünyayı sarsıyor, Yusuf İnan’ın çocukları böylesine zor bir süreçte de babasız ve yardımsız bırakılıyor.

Sayın Bakan’a sormak istiyorum;

Bu haksız ve hukuksuzluklar ne zaman sona erecek?
Yusuf İnan’ın çocukları  babalarına ne zaman kavuşacak?
Elif ve Ayşe’nin çilesi ne zaman bitecek?

Yusuf İnan bir CHP’li olsaydı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Elif ve Ayşe’nin hakkını savunurdu.

Ne talihsiz çocuklarmış ki, babaları Ak Parti kurucusu…
Üstelik gazeteci.

Ne hazindir ki, derdini kurucusu olduğu Ak Parti'ye dahi anlatamıyor. 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt SELÇUK  parçalanmış bir aile hakkında ne düşünüyor?

Her fırsatta üç çocuk yapın diyen Sayın Cumhurbaşkanı, Elif ve Ayşe bebeklerin Ukrayna'da ıssız bağ evinde  ölüme ve çaresizliğe terk edilmesi hakkında ne düşünüyor?

Anayasa'ya aykırı bu durum hakkında Anayasa Mahkemesi Başkanı  Prof. Dr. Zühtü ARSLAN ne düşünüyor?

Anayasa’nın 23. Maddesi yerleşme ve seyahat hürriyetini düzenlemiştir. Bu madde aynen “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir” demektedir. 

Yine Anayasa’nın 19/7 maddesi “Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir” demektedir. 

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3 ay 19 gündür başvuruya cevap vermiyor. Daha ne yapalım?

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]