Adalet Bakanı Gül, TBMM Adalet ve İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin önerilerini aldı
Başvuruların dörtte biri "adil yargılanma hakkı ihlali"
Adalet Bakanı Gül, TBMM Adalet ve İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin önerilerini aldı
- Ayşe Sayın
- BBC Türkçe, Ankara
Ekonomi yönetimindeki değişimin ardından "yargı ve ekonomi" alanında yapılacak düzenlemeler için Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan ile iş dünyasının temsilcileri ile görüşmeler yürüten Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Adalet Komisyonu üyelerinin "insan haklarının geliştirilmesi"ne ilişkin önerilerini dinledi.
Milletvekillerinin yargı bağımsızlığı, uzun tutukluluk sürelerinin indirilmesi, ifade özgürlüğü, cezaevlerindeki hak ihlalleri, çocuk ve kadına istismar/şiddet alanında düzenleme yapılması taleplerini ilettiği Gül, "En iyi iyi reform anayasa metinlerinden, kanunlardan ziyade malumdur, uygulamadır" dedi.
AKP Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar ise "çocuğun cinsel istismarı" suçu kapsamına giren erken yaşta evlilik nedeniyle hapis cezası alanların "mağdur" olduğunu belirterek cezayı düşürücü düzenleme yapılmasını istedi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ilk olarak TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri ile bir araya geldi.
Toplantının başında söz alan Gül, geçen yıl açıkladıkları Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki hedeflerden birisinin İnsan Hakları Eylem Planı'nın güncellenmesi olduğunu anımsatarak, bu yöndeki çalışmaların sürdüğünü ifade etti.
Bakan Gül'ün, milletvekillerinden insan hakları ve yargı alanında atılması gereken adımlara ilişkin görüş ve önerilerini aldığı açıklandı.
Komisyon Başkanı ve AKP Bursa milletvekili Hakan Çavuşoğlu, komisyonun, kurulduğu günden beri hak ihlalleriyle ilgili başvuruları kabul ettiğini ve alt komisyonlar marifetiyle görüş ve düşünceleri içeren raporlar tanzim ederek, denetim fonksiyonunu etkin bir şekilde yerine getirdiğini söyledi.
Başvuruların dörtte biri "adil yargılanma hakkı ihlali"
AKP Bursa Milletvekili ve Komisyon Başkanı Hakan Çavuşoğlu, 27. dönem başından itibaren komisyona yapılan 6 bin 414 başvurunun 5 bin 49'unu cezaevleri, 1214'ünü ise yargıya ilişkin sorunların oluşturduğu bilgisini verdi.
Çavuşoğlu, yargıya ilişkin şikayetlerin ise suçsuzluk karinesinin ihlal edilmesi, tutukluluk sürelerinin uzunluğu, tutuklamaya alternatif önlemlerin uygulanmaması ve savunma hakkının engellenmesi şeklinde sıralandığını ifade etti.
Komisyona yapılan toplam başvurunun 4'te 3'ünü ceza ve infaz kurumlarında yaşanan sorunlar oluşturduğunu belirten Çavuşoğlu, nedenlerini ise "nakil taleplerinin reddedilmesi, revir ve hastanelere zamanında sevk edilmemesi, doktor ve hasta mahremiyetini engelleyecek şekilde görevli nezareti, kelepçeli muayene, görüş sürelerinin çocuğu olan hükümlüler yönünden düzenlenmemesi, hükmün infazının ertelenmesinin uygulanmaması, annesiyle barındırılan çocukların yaşadığı zorluklar" olarak sıralandığını vurguladı.
"Çocuk haczi"ne karşı düzenleme talebi
Çavuşoğlu, kamuoyunda da tartışılan "çocuk haczine" karşı yasal düzenleme yapılmasını istedi. Ebeveyn anlaşmazlıkları nedeniyle, velayet sahibi tarafından çocuğun diğer ebeveyne tesliminin icra yoluyla yapıldığını anımsatan Çavuşoğlu, " Çocuğun taşınır bir mal gibi teslimini öngören icra yolu, çocuğun üstün yararı ilkesiyle bağdaşmayan bir uygulamadır, çocuğun icra sisteminden çıkarıldığı yeni bir düzenleme yapılması gerekmektedir" görüşünü dile getirdi.
Çavuşoğlu hükümlü ve tutuklu nakillerinde ailevi durumun gözetilmesini ve gerekirse bu konuda yasal düzenleme yapılmasını önerdi.
Çocukla evlenenlere ceza indirimi talebi
Komisyon Başkanvekili ve AKP Van milletvekili Osman Nuri Gülaçar ise "çocuğun cinsel istismarı" suçu kapsamına giren erken yaştakilerle evlilik nedeniyle hapis cezası alanların mağdur olduğunu savundu. Verilen cezanın "orantısız" olduğunu savunan Gülaçar, bu konuda yasal düzenleme yapılmasını istedi:
"Ben de uzun zamandır beklediğimiz ve kamuoyunun da bizden beklentisi olarak genç yaşta evlilik yapanların artık sorunlarının bitirilmesi noktasında, özellikle Sayın Bakanımızdan istirhamımız bu konunun gündeme getirilip bu işin de çözülmesidir çünkü çok fazla mağdur aile söz konusu. Aileler, anneler dışarıda, evlatlar, çocuklar dışarıda; babalar içeride ve bunlar da orantısız çok ciddi cezalar almış durumdalar. Bu mağduriyetin giderilmesi noktası da sayın bakanımdan istirhamımdır."
Gülaçar, geçen nisan ayında da söz konusu düzenlemenin "infaz paketinden" çıkarılması üzerine sosyal medya hesabından, "Erken yaşta evlilik mağdurlarından haklı olarak çok fazla mesaj alıyorum. Arkadaşlar son infaz paketinde yer alsın diye çabaladık. Ancak bazı sebeplerden ötürü yetişmedi. Bayramdan sonraki ilk genel kurul çalışmalarında en öncelikli konularımızdan olduğunu bilmenizi isterim" mesajı paylaşmıştı.
Ancak başta kadın örgütleri olmak üzere kamuoyu tepkisini dikkate alan AKP, düzenlemeyi askıya almıştı.
"İstismarcı 10 yıl izlensin"
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, insan haklarından sorumlu bakanlık kurulmasını önerdi. Tanal ayrıca, insanların yıllar önce yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle haklarında dava açılabildiğine dikkat çekerek, sosyal medya paylaşımlarında şikayet süresinin 6 ay-1 yıl gibi bir süreyle sınırlandırılmasını istedi.
Tanal, cinsel istismar suçundan hüküm giymiş olanların infazını tamamladıktan sonra 10 yıl süreyle izlenmesine dönük bir yasa teklifi verdiklerini belirterek bu konuda düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı. Tanal ayrıca Basın Yasası'nda değişiklik yapılarak, internet gazeteciliği yapanların da söz konusu yasaya tabii olması ve basın kartı verilmesini gerektiğine dikkat çekti.
"Kadın cezaevi banyosuna kamera" iddiası
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise yargı alanındaki en önemli sorunlardan birisinin uzun tutukluluklar olduğuna işaret ederek, son çıkarılan yargı reformu düzenlemeleriyle de bu sorunun giderilemediğine işaret etti.
Cezaevindeki hasta mahkumların haklarının ihlal edildiğini ve çok sayıda ölüm yaşandığına işaret eden Gergerlioğlu, bu durumda olanların infazının en az 1 yıl ertelenmesini istedi.
Komisyon olarak cezaevi ziyaretleri sırasında Diyarbakır'da kadın cezaevinde banyoların önünü gören kameralar yerleştirildiğini raporlara geçirdiklerini belirten Gergerlioğlu, "Ama ben sonrasını takip ettim, ne Kırıkkale F Tipi Cezaevinde bıyık makası, cımbız, ıvır zıvır gibi şeylerin içeri alınmasının engellenmesi durmuş ne de Diyarbakır Kadın Cezaevinde kadınların banyolarının önünü gören kameralar engellenmiş; olacak iş değil" dedi. Gergerlioğlu cezaevlerinde covid-19 hastalarına bile çıplak arama yapıldığını anlattı.
Tanrıkulu: İşkence sistematik yöntem olarak kullanılıyor
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Van Çatak'ta iki yurttaşın helikopterden itildiği daha sonra linç girişiminde bulunulduğu yönünde Bağımsız İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'ın hazırladığı raporu anımsatarak, olayla ilgili soruşturmanın akıbeti hakkında bilgi verilmediğini söyledi.
AKP'nin, 2003'te "İşkenceye sıfır tolerans" açıklaması yaptığına işaret eden Tanrıkulu, gözaltılarda işkencenin artık "sistematik yöntem" olarak kullanıldığını söyledi:
"Bu yaşam hakkı ihlalleri konusunda almadığınız tutum, sonuçta Türkiye'de güvenlik güçlerine bir keyfilik kazandırıyor ve bir cezasızlıktan faydalanıyorlar ve cezasızlık, sistematik olarak bir hükümet politikasına, bir devlet politikasına dönüşmüş oluyor. Dolayısıyla, herkesin gözü önünde gerçekleşen bu olaylar noktasında inandırıcı olması açısından hükümetinizin bir tutum alması lazım. Yani, işkence, gözaltı merkezlerinde, sokakta özellikle gözaltına alınırken çok açık bir biçimde sistematik olarak bir yöntem olarak kullanıyor."
Cumhurbaşkanının 60 bin yurttaşıyla "davalı" olduğunu belirten Tanrıkulu, "İfade özgürlüğü bakımından da bu tablo ortada durduğu sürece "Türkiye'de ifade özgürlüğü vardır diyemezsiniz" dedi.
"Sayın Soylu" tartışması
Bağımsız İstanbul milletvekili Ahmet Şık ise yargının sorunlarına kendisinin "kişisel hikayesinden" örnek vererek değinmek istediğini belirterek, "Çünkü iktidarınız müddetince önce Fethullahçı çete tarafından "Ergenekoncu" diye suçlanmak, sonra da o çetenin tasfiye edilmesinin ardından o boşluğu dolduran ve kendine "Pelikan" diyen bir ekip tarafından FETÖ'cü olarak suçlanıp, hapse girip çıkan biri olarak bence bunu daha sık görüşmeli ve daha çok fikir alışverişinde bulunmalıyız diye düşünüyorum" dedi.
Şık, konuşmasında eleştirdiği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yla ilgili "sayın diyemeyeceğim" ifadesini kullanınca tartışma çıktı. AKP ve MHP'li üyeler, "Terörle, teröristlerle bu kadar mücadele eden Bakanımıza bunu söyleyemezsiniz" diye tepki gösterirken, Çavuşoğlu, sözleri nedeniyle uyardığı Şık'ın mikrofonunu kapattı. Gerginliğin yatışmasının ardından sözlerini sürdüren Şık, geçen hafta bazı başsavcıların HSK tarafından Yargıtay'a atanması ile ilgili iddialara dikkat çekti:
"O kişilerin görevden alınması kişisel olarak beni çok rahatlattı, reform ihtiyacı hisseden sizi ve Bakanlığınızda sizin gibi düşünen insanları da rahatlattığını düşünmeye çalışmak istiyorum. Ama dün çıkan bazı iddialar var. Haberler, o kişilerden birinin Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday olduğunu ama aday olmakla kalmayıp diğer adaylara kendi lehine çekilmesi yönünde baskı yaptığına dair birtakım iddialar çıktı ortaya ki umarım doğru çıkmayacaktır diye bir beklentim var."
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ise kadına yönelik şiddetin ayrı bir suç olarak tanımlanmasını ve cezaların ağırlaştırılarak iyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulanmamasını istedi. Kılıç ayrıca, çocuklara özgü infaz düzenlemesine ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Adalet Bakanı Gül: En iyi reform, uygulamadır
Milletvekillerinin konuşmalarının ardından söz alan Adalet Bakanı Gül, çalışmasını sürdürdükleri İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki temel yaklaşımlarının tüm kamu kurumlarının hak ihlaline sebebiyet verecek tutum ortaya koymaması olduğunu vurguladı. Getirilen her türlü önerinin kendileri için önemli olduğunu, bir kamu görevlisinin yaptığı hatanın tüm amaçlara kurban edilemeyeceğini belirten Gül, " Dolayısıyla o konuda da sıfır tolerans ve biz gerekli tüm çalışmaları da teftiş olsun, müeyyide olsun, disiplin cezaları olsun; bunların hepsi yapılıyor, takip ediliyor. Bu konuda sıfır toleransa devam edeceğiz ve açıklamamızı yapacağız ama en iyi reform anayasa metinlerinden, kanunlardan ziyade malumdur, uygulamadır. En iyi uygulama olsun, en iyi reform aslında budur" dedi.
Şık'ın Soylu'ya yönelik sözlerine göndermede bulunan Gül, "Süleyman Bakanımızla ilgili burada hem bulunmaması sebebiyle de bir anlamda vekaleten söylemek gerekir ki güvenlik-özgürlük bir dengedir, dolayısıyla hem güvenliği sağlayacağız hem özgürlüğü" diye konuştu. Gül, güvenlik özgürlük dengesini koruyarak özgürlüğü artırıcı önlemler atılacağını söyledi.
Adalet Komisyonu'nu da dinledi
Adalet Bakanı Gül, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısının ardından Adalet Komisyonu üyeleriyle de bir araya geldi. Ancak Gül'ün Adalet Komisyonu üyeleri ile toplantısı basına kapalı olarak yapıldı.
BBC TÜRKÇE