Adaletin önceliği vicdandır!
Adaletin önceliği vicdandır”
Adaletin önceliği vicdandır!
Ankara’nın en kara gündemi arasında önceki akşam Devlet Tiyatroları’nın ilk kez sahneye koyduğu Sefiller oyununu izledik. Bilet bulmakta zorlandığımıza sevindik. Günler öncesinden bitmiş. Güneş doğa için neyse, sanat toplum için o.
En son Moliere’in Cimri’sinde başrolde izlediğimiz Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt’a bu sevincimizi ilettik.
Victor Hugo’nun iki asır önce yazdığı Sefiller’de yaşama dair bütün duygular var. Böyle bir romanı tüm özünü yansıtacak biçimde sahneye koymak hayli zor. Rejisör İpek Atagün Gezener’den metin danışmanı Erdal Ozan Metin’e, romanın kahramanı Jean Valjean’ı oynayan Durukan Ordu’dan koreograf Aslı Güneş Sümer’e kadar böyle bir eserin sahnelenmesinde payı olan herkesin emeğine sağlık.
***
Sokrates’in dediği gibi insan gittiği yere kendini de götürüyor. Oyunu izlerken ister istemez bugün de aklımızdaydı. Ekmek çaldığı için tutuklanan ve kürek mahkûmu olan Valjean 19 yıl hapsi yatıyor. 5 yılı ekmek hırsızlığından, 14 yılı sürekli kaçmaya teşebbüsten. Hapisten sonra zenginlikten sefilliğe çok şey yaşayan Valjean’ın yeri geldikçe kullandığı replik şuydu:
- Adaletin önceliği vicdandır!
İzlerken bu sözü not aldık.
Sonra bir an düşündük; 200 yıl öncesini mi izliyoruz bugünü mü?
Oyun bittikten sonra da “Adaletin önceliği vicdandır” sözü beynimizde dolaştı durdu.
Gerek ülkemizde gerekse dünyada adaletin, vicdanı zindana koyduğunu gösteren onlarca örnek geldi geçti kafamızdan.
En sıcak örnek dört yıl önce meydana gelen Çorlu tren faciasına ilişkin davadan. 25 kişinin yaşamını yitirdiği kazada en büyük suçlu adaletin yerini bulması için çırpınan kayıp yakınlarıydı. Oğlu Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz başta olmak üzere onların inatçı mücadelesi sonucu yıllar sonra TCDD Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu hakkında tutuklama kararı verildi.
Vicdan bu adaletin neresinde?
Gelinen noktada iktidarın siyasal hasım olarak gördüğü kişi ve kurumlara ilişkin açtığı davaların neredeyse tümü kirlendi. Yıllar süren tutukluluklar artık bir “önlem” değil, doğrudan “infaz” halini aldı.
En büyük adalet-vicdan dengesizliği ekonomide. Bir ülkenin bütçesinde her şeye yetecek para vardır. Mesele bunların önceliğidir. Bir tarafta bir kişiye beş maaş, bir tarafta beş kişi bir maaşla geçinmeye mahkûm! Bir tarafta zarar etmesi imkânsız şekilde hazırlanmış doğrudan kâr amaçlı milyarlık ihaleler, bir tarafta süt üretimi için aldığı ineğini besleyecek yemi ne zaman hangi fiyata alacağını bilemediği için hayvanını kesime gönderenler!
Adalet-vicdan dengesi bu bütçenin neresinde?
Halkın haber alma hakkına yönelik kısıtlamalar beyinlerin sefilleşmesine yönelik. Meclis’te “Yalan habere karşı düzenleme yapıyoruz” diye yasa çıkarttığınız saatlerde Halk TV, Tele1 ve KRT’ye “İktidar milletvekilini küçük düşürdün” diye ceza verirseniz, sormazlar mı?
Adalet-vicdan dengesi verilen kararla çıkartılan yasanın neresinde?
***
Sefiller bizi tiyatro sahnesinden aldı, ülkenin dört bir yanına savurdu.
Ne kadar evrensel bir kavram:
Adaletin önceliği vicdandır!
Ya hayata geçen?
Aklımıza olmadık tanımlar geliyor:
Adaletin önceliği intikamdır!
Adaletin önceliği kendini korumak ve güçlü tutmaktır!
İşte böyle Victor Hugo usta... Senden sonra da dünyanın dengesinde değişen fazla bir şey yok.
Bir yanda ekmeğe muhtaç sefiller...
Bir yanda doymak bilmeyen filler!
Ortada da denge arayan gafiller!
MUSTAFA BALBAY / CUMHURİYET