Adnan Oktar davasında ilginç savunma: “Kaşıkla oynayan mehdi mi olur?”
Sanık Bora Yıldız, A9 kanalının reklam almadığını, ciddi masrafları olduğunu belirterek, sadece tebliğ amaçlı yayın yaptığını iddia etti.
Adnan Oktar suç örgütünün yargılandığı davada sanıkların sorgusu sürüyor. İddianamede 4 numaralı sanık olan Bora Yıldız, Oktar için hiçbir zaman ‘mehdi’ demediğini ileri sürerek, "Kendisi de söylüyor. Kaşıkla oynayan mehdi mi olur?" dedi.
Adnan Oktar suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, sanıklar savunma yapmaya bugün de devam etti.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda yapılan duruşmada, iddianamenin 4 numaralı sanığı Bora Yıldız, savunma yaptı.
Tutuklu sanık Bora Yıldız, seküler bir ailede yetiştiğini, Bağdat Caddesi'nde bir koleje gittiğini, ailesinde yeterince dini eğitim görmediğini anlatarak, bir süre sonra Oktar'ın çevresindekilerle daha sonra ise Adnan Oktar'la tanıştığını ve o zamanlar 23-24 yaşlarında olduğunu söyledi.
Adnan Oktar’ı 22 yıldır tanıdığını belirten Yıldız, "Arkadaşlarımla tanıştığımda kızgın çölde su bulmuş gibi oldum. Adnan Oktar’ın kitaplarını okudum, kitaplarını da okumayan çok az kişi vardır. Kuran ahlakını burada gördüm. Adnan Oktar bize sadece 'Kuran'ı okuyun' dedi. Ben tek başıma olsaydım dinimin bir kısmını yaşayabilirdim sadece. Buradaki arkadaşlarımın faaliyetleri vesilesiyle farklı şehirlerde Allah’ın varlığının anlatılması için binlerce konferans verdim” diye konuştu.
'ÇOĞU DOĞAL ARKADAŞIM'
Kendisine "örgüt kurucusu, kız tavlama imamı" gibi suçlamaların yöneltildiğini söyleyen sanık Yıldız, kız tavlama olayının olmadığını, kız tavlama kelimesi ile birçok gazetede haftalarca manşet olduğunu, inşaat mühendisi, büyük projelere imza atmış bir insan olarak mahkemede "kız tavlama imamı" olarak bulunduğunu ifade etti.
Sözde "kız tavlama imamı" iddialarıyla tutuklandığını, soruşturmanın 2016 yılında başladığını, kendisinin 2018 yılında tutuklandığını, tutuklandığı tarihte cinsel saldırı suçundan kimsenin kendisinden şikayetçi olmadığını belirten sanık Yıldız, şöyle devam etti:
"23 yıldır buradayım ben. Biz tutuklandıktan sonra madem baskı kalktığı için müştekiler şikayetçi oldu, 2008 yılında da operasyon geçirdik, zor zamanlardaydık, o zaman neden şikayetçi olmadılar. Ben tutuklandıktan sonra 14 günde 10 tane bayan Mali Suçlar Şube Müdürlüğü'ne giderek, şikayetçi olmuşlar”
'BENİ 3 DAKİKA TANIYAN KIZ DA AYNI CÜMLEYİ KURMUŞ, 3 YILDIR TANIYAN KIZ DA AYNI CÜMLEYİ KURMUŞ'
Yıldız, tanıdığı kadınların yıllar sonra aleyhinde ifade verdiğini aktararak, "Böyle bir şey olabilir mi? İfadelerde beni 3 dakika tanıyan kız da aynı cümleyi kurmuş, 3 sene tanıyan kız da aynı cümleyi kurmuş. Yönlendirme ifadeler vermişler” dedi.
Telefonunun dinlenildiği dönemde irtibat kurduğu kadınların kendisinden şikayetçi olduğunu dile getiren Yıldız, "Şikayetçilerden, Allah şahit, zerre kadar kin duymuyorum. Sırf benimle tapeleri var diye, tutuklanacaklar diye korkuyordum. Ben çok rahatım. 'Oh' dedim rahatladım, iftiraları görünce, 'Onlar kurtulmuş' dedim. Bu aleyhe ifade veren kızların içlerinde birkaç tane flörtüm oldu ama çoğu doğal arkadaşım. Aramızda da dini inancım gereği cinsellik de olmamıştır” ifadelerini kullandı.
'SAÇMA SAPAN İDDİALAR'
Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk’in "İddianamede anlatıldığına göre, zengin görüntüsü vererek tanıştığınız ve ilişkiye girdiğiniz kişileri, örgüt içi telkinlerle diğer örgüt üyelerine sunduğunuz anlatılıyor” demesi üzerine, sanık Yıldız, "Müşteki kızlar ifadelerinde, 'Ben evlenmek için Bora’yla cinsel ilişkiye girdim' diyorlar. Ben konuşurken kendimi tutamam, dinden ayetler söylerim. Benim camiayla olan ilişkimi sakladığımı söylüyorlar. Benim arkadaşlarımla içtiğim su ayrı değildir. İlk tanışmamda eğlendiğim arkadaş grubumla tanıştırırım. Bu arkadaşlarım A9 televizyonunda her gün tv programına katılmıştır. İsimlerini internetten arasalar bulurlardı. Saçma sapan iddialar. Yıllardır hakkımızda bu turnike iddiaları var. Ben bir kıza diyeceğim ki 'Seninle evleneceğim ama 10 tane arkadaşımla beraber ol.' Brad Pitt olsanız kabul etmezler” diye konuştu.
Yıldız, Adnan Oktar’ı çok sevdiğini söylediğini ancak asla "Mehdidir” demediğini anlatarak, "Kendisi de söylüyor. Kaşıkla oynayan mehdi mi olur?" dedi.
'BİR ELİM YAĞDA BİR ELİM BALDA BÜYÜDÜM'
Mahkeme başkanı Perk’in "Televizyon programlarında bayanların giyim tarzları, yaklaşım tarzlarına ilişkin, din buna ne diyor diye düşündünüz mü?" sorusuna Yıldız, "İzmir, Bodrum, Çeşme’ye şu an gidelim kızlar bikinilidir, mini etekle gezer. Mesele bir kız var, koşa koşa yayınlarla gelirdi. Bu kız zaten İstanbul’da mini etekle gezen bir kızdı” şeklinde cevap verdi.
Sanık Bora Yıldız, A9 kanalının reklam almadığını, ciddi masrafları olduğunu belirterek, sadece tebliğ amaçlı yayın yaptığını iddia etti.
Varlıklı bir aileden geldiğini ve lüks peşinde olmadığını savunan Yıldız’ın "Çocukluğumdan beri Porsche’ye biniyorum. Babamın 3 tane benzin istasyonu vardı. Bir elim yağda bir elim balda büyüdüm. Derdim kız tavlamak olsa 6 sene inşaat için gittiğim yerde konteynerde yatar mıyım?" sözleri üzerine mahkeme başkanı, "Bu yaşamı tercih ettiğinizden dolayı ailenizden tepki gördünüz mü?" diye sordu.
Sanık Yıldız soruya, "Yapı olarak inançlı ve agresif bir insandım. Aileme karşı çok dik başlıydım. Tatile gittiğimde tanıştım bu arkadaşlarla. Annem çok teşekkür etmiştir. Annem bana 'eski Bora', 'yeni Bora' der. Eski Bora inatçı, dik başlıydı. Yeni Bora 'Cennet annelerin ayakların altındadır.' diye bakar. Annem beni teşvik eder, babam beni teşvik eder” cevabını verdi.
Aleyhine ifade veren kadınlarla cinsel ilişkisi olmadığını öne süren Yıldız, "Bizim paramız, onlara şefkatli davranmamız, genel sosyal durumumuz olmasa bizle görüşmezler. Bu kadınların benim yanımda olmalarının amacı dini arayış değil. Birçok cemaat var. Onlara giderler. Dini arayışta olanlar benim yanıma dekolte kıyafetle gelmez. Benimle ilgili konuşma taleplerinde hepsine bir heyecan var. Vakit çok oldu 14 ayda, risaleleri okuduğum gibi ifadeleri de okudum. Benim için en rahatsız edici konu cinsellik konusudur. Benim kız tavlama imamı olduğumu iddia ediyorlar. Bununla ilgili bir mekanizma yazmışlar" ifadelerini kullandı.
'KIZ TAVLAMAK İSTEYENİN IRAK’TA ŞANTİYEDE İŞİ NE?'
Yıldız, iddianamede kendisinden sözde iş adamı diye bahsedildiğini söyleyerek, "Şirketlerim de sözde şirketlermiş. Bunları paravan olarak kullanarak kızları etkiliyormuşum. Benim sahip olduğum 3 tane şirket var. Kızları kandırmak için kullandığım iddia edilen, 'Nuri Alço gibi seni meşhur edeceğim' diye kurduğum söylenen şirket, binin üzerinde reklam filmi çekmiş. 15 yıldır her ay 20 tane ayrı reklam filmi faturası kesilmiş. Reklamı çekilenler içinde kendi ürünlerim de var. Tanıtım filmlerini çekmişiz. Dünyanın en büyük reklam şirketlerinden biri benim şirketimi satın almak istedi, satmadım. Ben yüksek inşaat mühendisiyim. İnşaat şirketimden yaptığım inşaatları teslim ettim. Vergilerimi ödedim, 500 milyon ciro yaptım. Bunları kendimi övmek için anlatmıyorum. 'Sözde iş adamı imajı çiziyor.' deniyor. Ben bütün bunları 2 kızı tavlayabilmek için mi yaptım? Kız tavlamak isteyen insanın Irak’ta şantiyede işi ne?" diye konuştu.
FETÖ iltisakı nedeniyle kapatılan Genç Girişimciler Derneği’ndeki yönetim kurulu üyeliğine, derneğin kurucuları tarafından davet edilmesi üzerine dahil olduğunu öne süren Yıldız, darbe girişiminden sonra hakkında takipsizlik kararı verildiğini iddia etti.
Yıldız, bilgisayarında ele geçirilen dijital materyaller arasında, Herkül.org adlı sitenin aplikasyonunun bulunmasına ilişkin ise şunları söyledi:
"Ben, canım gibi sevdiğim Ender Daban ve Kartal Göktan ile birlikte yakalanıp gözaltına alındım. Ender, yazılım işinde çalışır. 2011 yılında Yasin Yalçınkaya isimli bilgisayar mühendisi bir yazılımcı, Ender’in çalıştığı şirkete mobil aplikasyonlar geliştirdiği için başvuruyor. Bir grafikçi işe gelirken yanında daha önce yaptığı işleri getirir. Bu işler arasında herkül.org sitesinin aplikasyonu da var diye Ender’e gönderiyor. Uygulamayı yapan Yasin Yalçınkaya. İş başvurusunda bulunan bir kişi göndermiş, dosyaların içinde duruyor. Zaten o bilgisayar benim değil, Ender’in. Yasin Yalçınkaya’nın kim olduğu dosyada yazıyor. İsim benzerliği var. MİT tırları olayındaki tutuklanmış FETÖ’cü subay diye geçse de bu kişi o kişi değildir.”
Kaynak Yeniçağ: Adnan Oktar davasında ilginç savunma: “Kaşıkla oynayan mehdi mi olur?”