Adnan Oktar davasında Oktar Babuna dinlendi

Bütün üstatlar Adnan Bey’e gelir. Adnan Bey, 33. derece masondur”

Adnan Oktar davasında Oktar Babuna  dinlendi


Adnan Oktar suç örgütüne ilişkin davada sanıklardan Oktar Babuna savunma yaptı. Suçlamaların hepsinin yalan olduğunu savunan Babuna, "Amerikalı mason localarında Müslümanlığı anlattım. Bütün üstatlar Adnan Bey’e gelir. Adnan Bey, 33. derece masondur” dedi

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik aralarında örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada savunma yapan Oktar Babuna, fuhuş iddialarına ilişkin "Zina haramdır. Ben evli bir insanım. Asla böyle bir şey yapmayız. Adnan bey bu kadınların bu hayattan kurtulması gerektiğini söyledi" dedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salondaki duruşmada, tutuklu sanık Ahmet Oktar Babuna, savunma yaptı.

'BUNLAR SUÇTUR'

Sanık Babuna, suçlamaların hepsinin yalan ve iftira olduğunu, bunlara inanılsa ortalığın yıkılacağını savunarak, "56 yaşındayım. Çapa Tıp Fakültesi mezunuyum, Amerika'da ihtisas yaptım. Binin üzerinde konferans yaptım. Adnan Oktar'dan Allah razı olsun, Kur'an okumama vesile oldu. Bu pırıl pırıl Müslümanlarla beraberim. Ben bütün ithamlara Kur'anla cevap vereceğim. Örgüt üyeliği çok çirkin iddia. Adli sicillerimiz tertemiz. 12 yargı kararı var, suç örgütü değiliz değil. Adnan Oktar başta olmak üzere hepimiz beraat ettik. Biz hangi fiil için bir araya gelmişiz. Birden örgüt kuruldu deniliyor, amaç yok. 'Camide toplanıp, Kur'an okunuluyordu.' deniliyor. Böyle suç mu olur? PKK'nın ideolojisi var, Türk devletini yıkmaya çalışmaktır. Bunlar suçtur" diye konuştu.

 

Dünyevi bir amaçlarının olmadığını, amaçlarının Allah'ı çok sevmek olduğunu ifade eden sanık Babuna, mehdiliğin Allah'a şirk koşmak olduğunu, Allah'tan korkan bir insanın 'mehdiyim' diyemeyeceğini söyledi.

'İNSAN ÇAMAŞIRINI SAKLAR'

Hakkındaki tecavüz iddialarıyla ilgili olarak Babuna, "Müştekiler, 'Bana tecavüz edildi.' diyorlar. Ne mekan var ne zaman var. İnsan çamaşırını saklar. Hiç şikayet etmemiş, yıllar sonra böyle bir şey ortaya çıkar. Bu insanlar pırıl pırıl insanlar. Kod adım 'oki' diye geçiyor. Telefonlarda böyle kaydedilmiş, böyle kod adı mı olur? Gerçek isim saklanması için yapılır kod adı. Benim adım biliniyor." dedi.

Banka hesaplarının tek tek istenmesini talep eden sanık Babuna, tüm para transferlerinin kız kardeşine yapıldığını, lenfoma tedavisi görürken annesi ve babasının para yardımını kestiğini, bu hastalıktan yaşayan tek kişinin kendisi olduğunu öne sürdü.

Normalde bu hastalığı yaşayan kişilerin 6 ay içinde hayatını kaybettiğini savunan sanık Babuna, "Kız kardeşim, arkadaşlarım yıllarca bana baktı. Adnan Oktar benimle ilgilendi. Adnan Oktar 'Sana dünyanın her yerinde ilik arayacağım' dedi. Bu ortamda şiddet var deniliyor, şiddet varsa kim durur ortamda? 7 profesör olan bir aileden geliyorum. Şiddetin olduğu ortamda durur muyum?" ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk'in "Babanız örgütten 'çık' dediğinde onu dinlediniz mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

 

"1989 yılında babam, Adnan Oktar ile tanıştı. Ailemin onayıyla görüşmeye devam ediyoruz. Babam, Adnan Bey'in evrim teorisi kitaplarını okuyor. Babam her yerde Adnan Bey'in kitaplarını anlatıyor. Babam tam İzmir'e gidecekken yere düşüyor. Hastaneye gitmeyi reddediyor. Adnan Bey, hiç dinlemiyor, eve ambulans gönderiyor. Babam da hastaneye gitmek zorunda kalıyor, az daha ölecekmiş. Babam teşekkür ediyor. Babamın bir kitabı var, Adnan Bey'in kitaplarından hazırlanıyor. Adnan Bey'e sormadan yapıyor bunu. Bu kadar seven bir insandır. Programlarda çıkıp, Adnan Bey'i savunuyor. Hiçbir sorun yok. Fakat nedense 2006 yılında bize söylemeden mahkemede yalancı tanıklıkta bulunuyor. Annem bize gelip gider, görüşürdük. Ben de hatalı olarak bazı açıklamalarda bulundum. Birdenbire annemle babam döndü. 'Arkadaşlarınla görüşmeyeceksin.' dediler. Anneme babama çok önem veren bir insanım. Görüşmeme demelerini kabul edemem. Kur'anı yaşamama vesile olmuş insanlar. Allah 'Ayrılmayın.' diye emrediyor."

Hastalığı döneminde bütün mal varlığını sattığını belirten sanık Babuna, "Ben de malımı devrediyorum. 1999 yılında devrediyorum, en şiddetli tedavimin yapıldığı dönemdi. Tedavi masraflarımı karşıladım." dedi.

'HASTALIĞIMA 1.5 MİLYON DOLAR HARCADIM'

Başkan Perk'in "Gayrimenkullerinizi dosyada diğer kişilere devrettiğiniz iddiaları var. Rahmetli babanız o gayrimenkulleri bırakmasaydı, ne yapacaktınız?" demesi üzerine sanık Babuna, "Ölürdüm. Hastalığım için Amerika'ya gitmek zorunda kaldım. Benim teşhisim New York'ta konuldu. Amerika'da bile tedavi edilemiyordu. Deneysel tedavi uyguladılar. En yüksek kemoterapi verdiler. 1,5 milyon dolarlık masraf oldu. Para havuzu yok. Peygamber Efendimiz diyor ki, 'İki kişinin fazla malı varsa diğerine versin.' İnfak budur. Ben Allah korkusu olan biri olarak infaksız yaşayamam. Benim üzerime mal kalırsa ben bunun hesabını veremem, bunun örgütle alakası yok. Konferanslara gidiyoruz, ücret almıyoruz ki." diye konuştu.

İddianamedeki örgütsel eylem olarak oy kullanmama iddiaları üzerine sanık Babuna, bunların çok komik iddialar olduğunu, iddianamede oy kullandığı seçimlerin yazılmadığını, 3 seçimde oy kullanmadığını, bunların yazıldığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Perk'in cinsel eylemlerle ilgili iddiaları sorması üzerine Babuna, şunları anlattı:

"Biz Allah'tan korkarız. Zina haramdır. Ben evli bir insanım. Asla böyle bir şey yapmayız. Bu genelevlerde olan sistem. Adnan Bey, turnike sistemini eleştirdi, aynı suçlama bize yapıldı. Bu kadınların bu hayattan kurtulması gerektiğini söyledi. Bu iftira bize yapıldı. Neden bu hanım kızlar bize bu iftiraları atıyor? Bu kızlar Adnan Bey'i çok seven insanlar. Korkuttular. İngiliz derin devletinin ekipleri vardır, kumpasçıları kullanıyorlar. Özel ekibi var, 100 kişilik ekip. Kim cezaevine girecek, neyle suçlanacak, planlıyorlar. Etkin pişmanlıktan faydalananların avukatı, cezaevine geldi, bana 'İtirafçı olmazsınız, 30-40 yıl içeride kalacaksınız, suçunuz olmasa bile ceza yiyeceksiniz.' dedi. Aileler tehdit ediliyor. Bu kızlar o yüzden itirafçı oldu. Ben 2000 yılında Amerika'ya gidiyorum, bir itirafçı beyanına göre 2001 yılında ona tecavüz etmişim. Ben 2004 yılında Amerika'dan döndüm. Cinsel istismarla birini itham ediyorsun, niye karakola gitmedin, adli tıp raporu yok. 'Bana tecavüz etmiş.' deniliyor. Sen ispat et deniliyor."

'ÖRGÜT ÜYELİĞİ YOK, PIRIL PIRIL İNSANLAR VAR'

Sanık Oktar Babuna, "Savcılık nasıl sormaz, sana ne zaman tecavüz etti, neden yardım istemedin, ailene söylemedin, onların yanında kalmaya devam ettin? Örgüt üyeliği yok, pırıl pırıl insanlar var. Bakın aslanlar gibi yatıyorlar." dedi.

Bir diğer müştekinin 2018 yılının Mayıs ayında ifade verdiğini, 40 kişinin adını saydığını, bu olay başına geldiğinde 17 yaşında olduğunu aktaran sanık Babuna, "Bu kişi tecavüze uğrasa hastaneden çıkamaz. Bir tane morartı yok. Bu kişi 2012 yılında 17 yaşındaymış, benim bu kişiyle tanışmam, 2015 yılında oluyor. Hastalıkla ilgili her arkadaşım bana danışır. Telefon kayıtlarında ilk kaydımız 2015 yılında. İlk tanışmamız konferansta oluyor. Ama bu kişilere yalan söyletiyorlar" şeklinde savunma yaptı.

Diğer müşteki beyanında ise zaman, yer bilgisi verilmediğini dile getiren Babuna, müştekilerin çoğunluğunun 2018 yılının Haziran ve Mayıs aylarında ifade verdiklerini, bu kişilerin birbirlerini tanımadığını, 5 yıl öncesine dair beyanın da olduğunu, 30 yıl öncesine dayanan olayların da söylendiğini, başına bu işler gelen insanların neden Mali Şube Müdürlüğüne gideceklerini anlamadığını aktardı.

'İLİK KAMPANYASINI DEVLET YAPTI'

İstanbul ve çevre illerde hissedilen Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki deprem, mahkeme salonunda, sanık Babuna savunma yaparken hissedildi. Sanıklar arasında kısa süreli şaşkınlık yaşandı. Duruşmaya ara verilmesine gerek olmadığından Babuna savunmasını yapmaya devam etti.

Sanık Babuna, ilik kampanyasıyla ilgili iddialara ilişkin, "İlik kampanyasını, devlet yaptı. Devletin yaptığı, belgelidir. Devlet yolluyor kanları yurt dışına. Binlerce insanın hayatı kurtuldu. 160 bin kişi kan verdi, Allah devletimizden ve Adnan Bey'den razı olsun. O gün bana kahraman diyenler bir günde döndü. Devletin yaptıklarını iftira olarak bana geri döndüler." diye konuştu.

Babuna, örgüt evliliği yaptığına dair iddialara ilişkin, eşinin pırlanta gibi bir insan olduğunu, canından çok sevdiğini söyledi.

Adnan Oktar ile ilk tanışmasının Bakırköy'deki akıl hastanesinde olduğunu anlatan sanık Babuna, 1987 yılında öğrenciyken Adnan Oktar'ın bir sözünden dolayı akıl hastanesinde bulunduğunu, Oktar'a şizofren tanısı konulduğunu ancak böyle bir hastalığının olmadığını anlattı.

"ADNAN OKTAR 33. DERECE MASON"

Cumhuriyet Savcısı Serkan Akan, "Davanın sanıklarından Sercan Yalva'nın babanızın mirasını tapudan 19 kez sorguladığı görülüyor. Neden sorgulamıştır?" sorusuna sanık Babuna, "Benim muhattabım avukatlarımdır" dedi.

Üye hakim, "Masonlara dini anlattığınızı söylediniz. Masonlardan berat alınmasının sebebi dini anlatmaktan mıdır?" diye sordu.

Sanık Babuna da "Amerikalı mason localarında Müslümanlığı anlattım. Bütün üstatlar Adnan Bey’e gelir. Adnan Bey, 33. derece masondur. Loca kurma yetkisi var. Bütün dünyanın gözü önünde oldu, Kur'an-ı Kerim'i locaya koydurttuk" dedi.

Sanık Adnan Oktar'ın avukatı da söz alarak "Masonluk İçişleri Bakanlığına bağlı resmi bir dernektir" dedi.

Kaynak Yeniçağ: Oktar Babuna: “Adnan Oktar, 33. derece masondur”