Afgan Müzakereleri Türk-ABD İlişkilerini Etkiler mi?

“Afganistan’da askeri çözüm olamayacağı aşikar”

Afgan Müzakereleri Türk-ABD İlişkilerini Etkiler mi?


Afgan Müzakereleri Türk-ABD İlişkilerini Etkiler mi?


ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah’a mektubundaki önerisiyle Türkiye, çatışmanın taraflarını, Katar’ın başkenti Doha’daki müzakereler sonrasında, bu ay içerisinde ağırlamaya hazırlanıyor.

VOA Türkçe’yle değerlendirmelerini paylaşan eski NATO daimi temsilcisi emekli Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan, Afganistan sürecine ev sahipliğiyle Türkiye’nin ABD’yle ilişkilerinde yeni bir sayfa açabileceği umudunu taşıyor. Afganistan’da NATO adına görev yapmış Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin ise ülkenin barış süreci açısından hem kadınlar hem de ekonomik sorunlar açısından duyduğu endişeyi ifade ediyor.

Katar ile işbirliği halinde Birleşmiş Milletler bünyesinde İstanbul’da yapılması planlanan toplantı hazırlığı, geçen hafta ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad’ın ziyaretide değerlendirildi. Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Tacikistan’da “Asya’nın Kalbi” toplantısı dolayısıyla Afganistan Cumhurbaşkanı Gani ile görüştü.

Çavuşoğlu, “Geçen yıl Doha’da ABD ile Taliban arasındaki barış mutabakatı önemli bir kilometre taşıydı. Bununla birlikte şiddet halen devam ediyor. Siyasi bir çözüm için kapsamlı bir ateşkese ihtiyacımız var. Bu düşünceyle ve Afgan tarafların talepleri üzerine, Doha görüşmelerini tamamlamak ve canlandırmak için Türkiye'de üst düzey bir toplantıya ev sahipliği yapacağız. Afganistan’ın gelecekteki siyasi yol haritasına ilişkin tartışmalarda anlamlı ilerleme kaydedileceğini umuyoruz. Bu toplantının eş düzenleyicileri olarak Katar ve BM’ye teşekkür ediyorum. Türkiye kardeş Afganistan'ın barışı, istikrarı ve refahı için çalışmaya devam edecektir” açıklaması yaptı.

Şimdi gözler, İstanbul’da bu ay içerisinde Afganistan’daki taraflarca üst düzey katılım sağlanmasıyla barış müzakerelerinde ilerleme olup olmayacağına çevrildi.

“Afganistan’da askeri çözüm olamayacağı aşikar”

NATO’nun 2003-2006 döneminde Kıdemli Afganistan Temsilciliği görevini yürütmesiyle bu ülkedeki gelişmelere yakından tanıklık etmiş olan Hikmet Çetin, kısa vadede hızlı çözüm beklememekle birlikte Türkiye’nin ev sahipliği yapacağı süreçle ilgili “ihtiyatlı da olsa iyimser” olduğunu söyledi.

Eski Dışişleri Bakanı olarak da Türkiye’nin Afganistan ile ilişkisinde yetkin isimlerden birisi olan Çetin, VOA Türkçe’nin barış süreci toplantısıyla ilgili sorularını yanıtladı. Türkiye’nin ev sahibi ülke olmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti. Afganistan uzun yıllardır silahlı mücadeleye sahne olduğunu belirten Çetin, ‘’Siyasi çözüme ihtiyaç olduğu aşikar. Askeri strateji ile bir çözüm sağlanması mümkün değil. Başka bir çözüm seçeneği gözükmüyor. Baktığımızda 2002’den beri NATO ve uluslararası güçler orada. Ancak askeri çözüm olmadı. Şimdi ihtiyatlı iyimserlik yaşıyorum” diye konuştu.

NATO adına görevi sırasında barış müzakereleri için “Negotiation Peace” kitapçığı hazırlandığında uluslararası kamuoyunda o dönem de siyasi çözüm gerektiği görüşü bulunduğunu söyleyen Çetin, ancak ülkeler hemfikir olmasına rağmen siyasi çözüme yönelik uygulamaya geçişte ciddi sıkıntılar ortaya çıktığını ve bugüne değin çözüme ulaşılamadığını anlattı.

“Afganistan’da barış için kadınlar bedel ödememeli”

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Halilzad’ın uzun yıllardır bu süreci yürüttüğünü işaret eden Çetin, geçen yıl Şubat’ta Doha’daki toplantıyla ilk kez önemli bir aşamaya gelindiğini kaydederek, “Ancak Doha’daki müzakere Afganistan’daki taraflar açısından üst düzeyde yürütülmediği için siyasi çözüm yönünde önemli kararlar alınamadı. ABD’nin 1 Mayıs itibariyle Afganistan’dan çekilmesi vaadi söz konusu ama bunun nasıl yapılacağı kısmen belirsiz görünüyor, çok az süre kaldı, geri çekilme ne zaman ve nasıl yaşanacak soruları gündemde. Şimdi Türkiye’nin ev sahipliğinde Hindistan, Pakistan, Rusya, İran, katılımıyla uluslararası barış toplantısı yapılacak görünüyor. Siyasi çözüm açısından geçiş hükümeti kurulması gerekli ancak Taliban’ın hangi bakanlıkları, kabinede kaç sandalye talep edeceği meselesi var” tespitlerini aktardı.

“En önemli endişem Afganistan’da barış için kadınlar bedel ödememeli. Afgan kadınları Taliban döneminde çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Umarım yeni sıkıntılara yol açacak bir sürece kapı aralamaz” diyen Çetin, yürütülecek müzakere sürecine dair endişesini paylaştı.

Afganistan’da siyasi çözüm sürecini mutlaka ekonomik yardım mekanizmasıyla desteklemek gerektiğini de söyleyen Çetin, “Kalıcı barışa zemin hazırlanabilmesi için ekonomik sorunlara çözüm için de adım atılmalı. Afganistan’da işsizlik, açlık, yoksulluk çok üst düzeyde. ABD başta olmak üzere NATO üyesi ülkeler, Afganistan’daki askeri operasyonel varlıklarına yaptıkları harcamalar yerine bu ülkeye ekonomik desteğe bütçe ayırmalı” dedi.

Ceylan: ‘’Türkiye’nin ABD’yle ilişkileri açısından da önemli’’

Emekli Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan, Dışişleri Bakanlığı’nda Orta Asya bölgesinden sorumlu olduğu dönem ve sonrasında Türkiye’nin NATO Daimi Temsilciliği görevlerinde bulunmasıyla Afganistan’daki sorunu yakından izleyen diplomatlardan birisi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ceylan, NATO bünyesindeki müttefik ülkeler arasında Türkiye’nin Afganistan ile geçmişi olumlu köklere sahip bir ülke olduğunu işaret etti. Mesela İngiltere’nin de Afganistan ile yakın bağı olduğunu ancak sömürgeci güç olması nedeniyle bunun pek olumlu algı oluşturmadığını kaydeden Ceylan, Atatürk’ün öncülüğüyle 1920’lerden itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin ise Afganistan’da ordu kurulması için çaba gösterdiğini ve farklı alanlarda bu ülkeye destek olmaya çalıştığını belirtti.

Ceylan, “Baktığımızda NATO müttefikleri içerisinde Afganistan ile ilişkileri tarihsel, kültürel köklere geniş kapsamlı olan bir ülkeyiz. Katar ile kıyaslayınca Doha’nın henüz Körfez ülkeleriyle ilişkileri de yavaşça normalleşme halinde dolayısıyla uluslararası arenada Türkiye’nin ev sahipliğini daha anlamlı görüyorum. Taliban da Türkiye’nin ev sahipliğine itiraz etmedi. ABD ile Taliban arasında Şubat 2020’de önemli bir adım attı. Şimdi Türkiye’nin davetiyle Afganistan ile ilgili umuyoruz daha ileri adımlar atılabilecek” görüşünde.

Türkiye’nin Afganistan barış süreci toplantısına ev sahipliği yapmayı Washington’la ilişkiler açısından da önemli bulduğunu belirten Ceylan, “Umuyorum Türkiye’nin Afganistan konusunda üstlendiği, üstleneceği olumlu rol, ABD ile başka alanlarda yaşanan sorunlara emsal oluşturabilir. ABD ile Türkiye ilişkilerinde sorunlu başlıklara çözümler geliştirilmesine zemin yaratabilir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin o coğrafyada ciddi yatırımları var ve Afganistan’ın komşuları Türk Cumhuriyetlerinde yatırımları, menfaatleri artmaya devam ediyor. Yine Çin ile demiryolu projemiz var. Ancak Afganistan kaynaklı o coğrafyada istikrarsızlığın sürmesi Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerine de engel oluşturuyor. Bir başka husus da Afganistan kuzeyinde Türk soylu dediğimiz Özbekler var. Dolayısıyla Özbek nüfusu bakımından da çözüme aracılık edilmesi önemli” diye konuştu.

“Taliban’ın nasıl bir güç talep edeceği meselesi var”

Barış süreci bakımından ise radikal gruplar saldırılara devam ettiği için Afganistan’da kırılgan bir zemin olduğunu söyleyen Ceylan, “Türkiye’nin çaba ortaya koyması ve bölgesel aktörleri de buluşması nispeten daha iyi bir adım. Kısa vadede çözüm beklenmesi mümkün değil ama orta vadeli iyi bir adım atılması. Bu noktada artık birincisi, Taliban’ın kendi içerisinde varacağı mutabakat önemli. İkinci Taliban’ın Afgan hükümetine yönelik güç paylaşımında hangi noktada duracağı önemli. Elbette üçüncüsü de Afganistan Hükümeti’nin buna yanıtı ne olacak meselesi var. Sonrasında Pakistan’daki Taliban’ın nasıl bir konuma evrileceği ve sürece nasıl etkide bulanacağı meselesi de. Her halükarda çözüm yönünde adımlar atılabilmesi Türk diplomasisi adına da başarı olacaktır” dedi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

    VOA