Afganistan: Putin ve Merkel ile görüşen Erdoğan, 'Tedbirler alınmazsa göç dalgası kaçınılmaz' dedi

Cuma günü çekilen bu fotoğrafta bir çocuk Taliban bayrakları satıyor.

Afganistan: Putin ve Merkel ile görüşen Erdoğan, 'Tedbirler alınmazsa göç dalgası kaçınılmaz' dedi




Afganistan: Putin ve Merkel ile görüşen Erdoğan, 'Tedbirler alınmazsa göç dalgası kaçınılmaz' dedi

Kabil'de Taliban'ın gelişiyle sokaklarda yaşam değişiyor. Cuma günü çekilen bu fotoğrafta bir çocuk Taliban bayrakları satıyor.

Afganistan'ın kontrolünü ele geçiren Taliban yeni hükümet kurmaya hazırlanırken, başkent Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı ve çevresindeki kaotik bekleyiş ise gittikçe umutsuz ve tehlikeli bir hal alıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği'nin (AB) Taliban'ı tanımadığını açıkladı. Erdoğan ise Putin ve Merkel ile Afganistan'daki gelişmeleri ele aldı.

Erdoğan, Putin ile görüşmesinde, Kabil Havalimanı'nın güvenliği ve işletilmesi sorumluluğunu, uygun şartların oluşması halinde gelecekte de devam ettirebileceklerini söyledi. İki liderin, kurulacak hükümetle geliştirilecek ilişki konusunda eşgüdüm içinde olma noktasında mutabık kaldığı belirtildi.

Afganistan'da yumuşak bir geçiş olmasını temenni ettiklerini belirten Erdoğan, Taliban'ın geçmişteki hatalarını tekrarlamamasının, tüm etnik gruplara yönelik kucaklayıcı bir anlayışla hareket etmesinin ve verdiği sözleri hayata geçirmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Erdoğan, kurulacak hükümetin Afgan halkının çeşitliliğini yansıtacak şekilde kapsayıcı ve temsil edici olması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumartesi akşam saatlerinde Almanya Başbakanı Angela Merkel'le de görüştü. AA'nın haberine göre Erdoğan-Merkel görüşmesinde, Afganistan'daki gelişmeler ve göçmen konusu başta olmak üzere bölgesel konular ile ikili ilişkiler ele alındı.

Erdoğan, Afganistan ve İran'da gerekli tedbirler alınmazsa yeni göç dalgasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Leyen: AB Taliban'ı tanımıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği'nin (AB) Taliban'ı tanımadığını ve siyasi temas kurmadığını açıkladı.

AB kurumlarında çalışan ve Kabil'den tahliye edilen Afganların getirildiği Madrid'deki Torrejon de Ardoz askeri üssünü ziyaret eden Leyen, burada düzenlediği basın toplantısında "Taliban ile sadece insan hayatını kurtarmak için operatif temasımız var" dedi.

Leyen, "Kabil'deki insanların havalimanına getirilmesini sağlamak istiyoruz. Çocukların ve kadınların haklarını yok sayan bir rejime bir euro bile verilmeyecek" diye konuştu.

"Afganistan'a insani yardımların devam etmesi" çağrısında bulunan Leyen, Afgan mültecileri kabul eden ülkelere gerekli yardımı yapmaya hazır olduklarını söyledi.

Leyen'in askeri üsteki ziyaretine İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de katıldı.

AB Konseyi Başkanı Michel, "Uluslararası toplum, temel ilkelerini Afganistan'da savunmaya çalışmaya devam etmelidir. Şimdiye kadar yapılanların yitirilmemesi için çalışacağız. Afganistan'da daha fazla istikrar istiyoruz" açıklamasında bulundu.

Taliban'la temaslar konusunda fikir ayrılığı

Afganistan'da kısa sürede kontrolü ele geçiren Taliban'la hangi düzeyde temas kurulacağı, ülkeler arasında fikir ayrılıklarına neden olmuştu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Afganistan için "bir çözüm bulmak" adına Taliban'la birlikte çalışabileceğini açıklamıştı.

AB kurmayları ve İspanya Başbakanı Sanchez, Kabil'den tahliye edilenlerin getirildiği karşılama merkezini ziyaret etti.

Çin, Afganistan'da yeni ve meşru bir hükümet kurulana kadar "Taliban'ı meşru bir otorite olarak görmeyeceğini" ancak örgütle çalışmaya hazır olduğuna dikkat çekerken, Rusya'nın da Taliban'la yakın temas geliştirme arayışında olduğu ileri sürülmüştü.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise ülkesinin Taliban'ı Afganistan'ın resmi hükümeti olarak tanımayacağını belirtmişti.

Erdoğan: Taliban'la görüşmeler yapabiliriz, buna kapalı değiliz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün gazetecilere yaptığı açıklamada Taliban'dan gelen "değişim" sinyallerinin olumlu olduğunu söylemiş, Taliban ile görüşebileceklerini belirtmişti.

Erdoğan, "Taliban'la görüşmeler noktasında biz gerekirse Taliban'la da görüşmeler yapabiliriz, buna kapalı değiliz. Ortada bir gerçek var, kapı çalındığında kapımızı açar, görüşmelerimizi yaparız. Afganistan halkı bizim Müslüman kardeşlerimizdir, biz onlara kapımızı kapatacak değiliz. Yatırımlar yapan yatırımcılarımızı da bırakamayız. Bunları Kabil'den İslamabad'a oradan ülkemize getirmeye devam ediyoruz" demişti.

Rusya'nın ve ardından ABD'nin Afganistan'a müdahaleleri sırasında "Batı dünyası ve İslam dünyasının sağlıklı bir yaklaşım sergilemediği" eleştirisinde bulunan Erdoğan, "Biz ise Afganistan'a tüm imkanlarımızla gerek altyapı gerek üstyapıda elimizden gelen gayreti gösterdik. Halen de oralarda altyapı üstyapı noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye de eklemişti.

Taliban sözcüsü Süheyl Şahin, dün verdiği bir röportajda "Sağlık, inşaat ve enerjide, yer altı zenginliklerinin işlenmesinde Türkiye ile işbirliği" yapmak istediklerini belirtmişti.

Afganistan'da son gelişmeler neler?

Taliban, kısa sürede Afganistan'ın kritik vilayetlerini ele geçirmiş, ardından başkent Kabil'i de 15 Ağustos Pazar günü kontrolü altına almıştı.

Örgüt, yeni ve "kapsayıcı" olacağını söylediği hükümeti kurmak için görüşmeler yürütürken, Katar'ın başkenti Doha'daki barış görüşmelerinin sona ermesi sonrası Taliban liderleri Afganistan'ın başkenti Kabil'e geliyor.

Son olarak Afganistan'ın yeni lideri olması beklenen Taliban'ın kurucularından Molla Abdulgani Baradar'ın başkentte olduğu bildirildi.

1994 yılında Afganistan'da Taliban'ı kuran dört kişiden biri olan Baradar, ABD'nin Afganistan işgali sırasında ayaklanmanın önemli isimlerinden olmuş, 2010'da Pakistan'da yakalanarak hapse girmişti.8 yıl sonra ABD ile Taliban arasındaki görüşmelerde varılan anlaşmayla serbest bırakılmıştı.

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan örgütün üst düzey bir yetkilisi Baradar'ın "cihatçı liderler ve siyasetçilerle kapsayıcı bir hükümetin kurulması" amacıyla görüşmeler yürüteceğini söyledi.

AFP'nin haberine göre, ABD'nin en çok aranan teröristler listesinde olan ve başına 5 milyon dolar ödül konan Halil Hakkani ve diğer Taliban liderleri de son günlerde Kabil'de görüldü.

Öte yandan binlerce Afgan ve yabancı ülke vatandaşı başkent Kabil'i terk etmeye çalışıyor. Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'ndaki kaotik bekleyiş ise gittikçe umutsuz ve tehlikeli bir hal alıyor.

Pazar gününden bu yana havalimanı içerisi ve etrafında yaşanan kaos nedeniyle en az 12 kişi yaşamını yitirdi. Havalimanı çevresindeki sokaklar kalabalık, trafik ise pek çok noktada tıkanmış durumda.

Cuma günü de ülkeden yabancı vatandaşların tahliyesi için çalışmalar devam etti.

ABD Başkanı Joe Biden, tahliye çalışmaları devam ederken ülkesinin Taliban ile "yakın temas" halinde olduğunu söyledi.

Taliban'ın kontrolü ele geçirmesi sonrası Afganistan politikası nedeniyle eleştirilen Biden, Beyaz Saray'da düzenlenen basın toplantısında ABD'nin ülkeden askerlerini çekme kararını bir kez daha savundu.

Biden, Kabil'de tahliyeler sürerken havalimanında yaşanan kaos sonrası "müttefiklerinin güvenini kaybettiklerine inanmadığını" kaydetti.

Ağustos ayının sonuna kadar tahliyeleri tamamlayacaklarını duyuran Biden, havalimanı ve çevresinde yaşanan kaos nedeniyle önümüzdeki günlerde çok daha fazla insanın yaşamını kaybedebileceği uyarısında bulundu.

NATO'dan Taliban'a 'tahliye operasyonunu engellemeyin' çağrısı

NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanları dün, video konferans yöntemiyle Afganistan gündemiyle olağanüstü toplantı düzenlemişti.

Altı maddelik ortak açıklama yayımlayan NATO dışişleri bakanları, Taliban'a tahliye operasyonlarını engellememesi yönünde çağrıda bulunmuştu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de toplantı sonrasında yaptığı açıklamada Taliban'dan beklentilerinin "yabancı ülke vatandaşları ve ülkeden ayrılmak isteyen Afganların güvenli bir şekilde çıkarılmasını sağlaması" olduğunu kaydetmişti.

Stoltenberg, Afganların havalimanına gelmesini sağlamakta zorlandıklarını belirterek "Tahliye edebileceğimiz kişilerden daha fazla uçağımız var" demişti.

BBC TÜRKÇE