Afganistan'da Geçirilen 20 Yıla Değdi mi?

Peki 20 yıllık savaşa değdi mi?

Afganistan'da Geçirilen 20 Yıla Değdi mi?




Afganistan'da Geçirilen 20 Yıla Değdi mi?


2001 Noeli’nde Afganistan’ın güneyine konuşlandırılan ilk ekip içinde bulunan 19 yaşındaki onbaşı William Bee şanslı olduğunu düşünüyordu, çünkü ABD, Dünya Ticaret Merkezi binalarını yerle bir eden el Kaide militanlarını cezalandırma fırsatı bulmuştu.

Şimdi 39 yaşına gelen Bee, o dönemki düşüncesini “heyecanlıydık, çünkü açılışı biz yapacaktık” diye açıklıyor. Ama sonraki yıllarda üç kez daha Afganistan’a gönderilen Bee, o kadar da şanslı olmadığını fark etmiş.

Kararını değiştirmesine neden olan şeyi de 2008’deki dördüncü ve son Afganistan görevinde yaşamış. O dönem çavuş rütbesine getirilen Bee, Helmand’da bir gece başından yaralanan arkadaşını yaşama döndürmeye çalışan sıhhiyecilerin, askerin nefes borusunu açabilmek için boğazını kestiğini görmüş. O anda ağzından Afgan halkına yönelik bir küfür çıktığını söyleyen eski asker şimdi artık, “Tek derdim arkadaşlarımın eve dönmesi” diye konuşuyor.

ABD Afganistan macerasını sona erdirmeye yaklaşırken Amerikalılar ve Afganlar 20 yıllık savaşın maliyetine gerçekten değip değmediğini sorguluyor. 3 binden fazla ABD ve NATO askeri, onbinlerce Afgan öldü. ABD’nin yaptığı trilyonlarca dolarlık harcamanın bedelini sonraki nesiller ödeyecek. Üstelik 20 yıl sonra gelinen noktada Afganistan, Taleban’ın eline düştü, düşecek.

Savaşın ilk dört yılında Usame bin Ladin’in liderliğini yaptığı el Kaide örgütü çökertildi, Taleban bozguna uğratıldı. George W. Bush ve Barack Obama’nın başkanlığı sırasında Beyaz Saray’ın Irak ve Afganistan savaşlarından sorumlu ulusal güvenlik danışman yardımcılığını yapan Douglas Lute, birinci aşamada hedefe ulaşıldığını savunuyor. Çünkü el Kaide’nin 2005’ten itibaren batı ülkelerinde kayda değer bir saldırı düzenleyebilme fırsatı elinden alındı. Associated Press’e konuşan Lute, “Bölgede, Afganistan ve Pakistan’da el Kaide’yi un ufak ettik” diyor.

Ancak Afganistan savaşının daha da uzun sürecek ikinci aşaması, özellikle Bee gibi askerler için yıpratıcı hale geldi: Defalarca Afganistan’a gönderildi, ölümlerden döndü, yaralandı ve arkadaşlarının ölümüne tanık oldu.

Lute ve diğer uzmanlara göre savaşın ikinci yarısı, sadece zaman kazanmayı amaçladı. Afgan hükümetine, ordusuna ve sivil toplumuna kendi başına ayakta durabilmeleri için zaman tanındı.

Uluslararası güçlerin idaresi altında Afganistan’da yaşam kalitesi bir nebze iyileştirildi, ama Amerika’nın bu ülkeye akıttığı milyonlarca dolar yolsuz yerel politikacıları besledi. Bebek ölümleri yarıya indi. 2005 yılında Afganların dörtte birinden azının evine elektrik giderken, 2019’da neredeyse her eve elektrik ulaştırıldı.

Ayrıca Afganistan’daki savaşın ikinci aşamasında, Taleban’ın özgürlüklerini aldığı kadınlara daha fazla fırsatlar yaratıldı. Doğuştan itibaren uluslararası güçlerin koruması altında yaşayan genç Afgan kızların üçte birinden fazlası okuma-yazma öğrendi.

Ancak savaşın, daha uzun süren bu ikinci yarısı, her şeyin boşa gittiğinin işaretlerini de vermeye başladı. Özellikle Taleban’ın bir hafta içindeki hızlı ilerleyişi karşısında geçmişteki tüm kazanımlar kayboldu. Afganlar, geçmişte ülkeyi şeriat düzeniyle yöneten militan örgütün insafına kalmış durumda.

Başkan Biden, bir ay önce bir basın toplantısında aniden yaşadığı, “Başarılmış bir görev yok” dediği öfke patlamasının ardından sözlerini düzeltme ihtiyacı hissetti; “Dünyanın bu bölgesinden bir daha Usame bin Ladin ve terör (tehdidi) çıkmaz. Başarıya ulaşan görev o oldu” diye konuştu.

ABD Savunma Bakanlığı’yla savaş zayiat ve maliyetini hesaplayan bir projeden elde edilen verilere göre, 2 bin 448 Amerikan, 1144 NATO ve müttefik ülke askeri, 47 binden fazla Afgan sivil ve en az 66 bin Afgan asker ve polisi bu savaşta öldü.

Eski asker William Bee, şu sıralarda Afganistan'daki askerlik anılarını bir kitapta toplamakla meşgul.
Eski asker William Bee, şu sıralarda Afganistan'daki askerlik anılarını bir kitapta toplamakla meşgul.

Peki 20 yıllık savaşa değdi mi?

Şimdi Jacksonville, Kuzey Carolina’da yaşayan eski asker William Bee, savaş sırasında hayatlarını olumlu etkiledikleri insanlar olduğunu düşünüyor. Şu sıralarda anılarını bir kitapta toplamakla meşgul olan Bee, yine de “Tek bir Amerikan askerini bir avuç dolusu Afgan köyüne feda etmem artık” diyor.

Ama aynı soru Afganistan’dakilere sorulduğunda yanıtlar daha farklı.

Taleban’ın son bir haftaki ilerlemesinden önce konuşan bazı Afganlar, kendi başlarına ayakta durabilmeleri için zaman tanınmasından daha fazla kazanımları olduğunu düşünüyor.

Kabil'de bir konferansı izleyen Afgan kadınlar
Kabil'de bir konferansı izleyen Afgan kadınlar

21 yaşındaki Şükufe için 20 yıllık Amerikan askeri varlığı ona daha fazla kazanımlar getirmiş. Şükufe, Taleban’ın misillemesinden korktuğu için Associated Press muhabirinden soyadını paylaşmasını istemiyor.

Şükufe daha bebekken, babası alacaklılarına kızını beşik kertmesiyle vermiş. Ancak yaşı ilerledikçe yolu, Afgan genç kızlara sağlıklı yaşam ve liderlik konusunda rehberlik sağlayan batılı bir sivil toplum kuruluşuyla kesişmiş. Afganistan’daki uluslararası güçlerin varlığı, çok sayıda STK’nın bu ülkede faaliyetine de olanak sağladı.

STK’larla teması, Şükufe’nin yaşamını değiştirmiş. Önce ailesinin onu kuzeniyle zorla evlendirme planlarını bozmuş, sonra çalışmaya ve ardından işletme lisansı eğitimi almaya başlamış.

Şükufe şimdi bu kazanımlarının hepsini kaybedeceği korkusu içinde. Uluslararası güçlerin çekilme zamanının yaklaştığı ve Taleban’ın Kabil’i ele geçirmesinin an meselesi haline geldiği bugünlerde Şükufe son not olarak şunları ekliyor: “Afganistan’da yaptığınız her şey için teşekkür ederim. Bizimle kalmalarını isterdim.”

(NOT: Haberin yazarı AP muhabiri Ellen Knickmeyer, 2001 yılında Afganistan’daki Kuzey İttifakı’nı, 2002’ye kadar da Kandahar’daki ABD askeri operasyonlarını izledi.)

VOA