Afganistan'dan daha çok erkekler göç ederken, Etiyopya, Filipinler ve Orta Asya ülkelerinden göç edenlerin çoğu kadın
Dünya genelindeki göç hareketlerinden kadınlar ve çocuklar da etkileniyor
Afganistan'dan daha çok erkekler göç ederken, Etiyopya, Filipinler ve Orta Asya ülkelerinden göç edenlerin çoğu kadın
Afgan sığınmacıların neden genellikle genç erkeklerden oluştuğu sorusu kamuoyunda sorulsa bile Oxford Üniversitesi'nde göç üzerine dersler veren Emre Eren Korkmaz'a göre her göçün kendine göre özelliği var
Afganistan'dan Türkiye'ye gelen düzensiz göçmenlerin genellikle genç erkeklerden oluşması kamuoyunda merak konusu olmuştu.
Bu konuya dair İndependent Türkçe'ye de konuşan Afganistanlı sivil toplum temsilcileri ailelerin zorlu koşullardan dolayı öncelikle genç erkeklerini göçe gönderdiklerini söylemişti.
Oxford Üniversitesi'nde Uluslararası Kalkınma Fakültesi'nde 2016 yılından bu yana öğretim üyesi olarak çalışan ve göç yüksek lisans programında ders veren Emre Eren Korkmaz'a göre Türkiye kamuoyunda tartışılan bu konu aslında dünya genelindeki göç hareketlerine bakılınca hiç de şaşırtıcı değil.
Korkmaz, göçlerle alakalı sorularımızı yanıtladı.
"Etiyopya ile Filipinler ve Orta Asya ülkelerinden göç edenler genellikle kadınlar"
Türkiye kamuoyunda Afgan sığınmacıların neden genellikle erkek olduğu sorusu var. Dünya genelindeki düzensiz veya düzenli göçlere baktığımız zaman cinsiyete göre bir sınıflandırma yapmak mümkün mü?
Her göçün kendine özgü özellikleri var. Özellikle hedef ülkeden öncesinde resmi izin almadan sınırları aşmaksa mesele bunun tehlikeleri de hesaba katılmalıdır. Aynı zamanda göçte hedef ülkenin uzaklığı, yol şartları, kaçakçı networkleri gibi olgular hesaba katılmalı. Tüm bunlar bir araya geldiğinde birçok göç hareketliliğinde genç erkeklerin sayısal çoğunluğunu görüyoruz. Afganistan'ın yanı sıra Afrika'dan Avrupa'ya yaşanan göçte de benzer durum var. Tarihsel olarak da yasal ve yasadışı sınır geçişlerinde veya ülke içinde iç göçte gençlerin ve erkeklerin yoğunlukta olduğunu görüyoruz. Kadınların yoğunluklu olduğu göçler ise genellikle ev içi işler için görülüyor. Filipinler'den, Orta Asya ülkelerinden veya Etiyopya'dan farklı ülkelere göç edenler arasında kadınların yoğunlukta olduğu görülüyor. Bunda temel etkenlerden biri işgücü talebi. Ev içi işlerde kadın emeği öne çıkıyor. Veya 60'lı yıllarda Türkiye'den Almanya'ya göçte sanayi ve maden işçilerinin önemli kısmı erkeklerdi.
"Türkiye'ye gelen Afgan kadınlar yolda yakınlarını kaybettiğini veya cinsel saldırıya uğradıklarını açıkladılar"
Afganistan'dan Türkiye'ye gelen kadın göçmen de oluyor mu?
Afgan göçü açısından da bilhassa İran ve Türkiye üzerinden göç edenler için İran-Türkiye sınırı ve Türkiye-AB sınırları tehlikeli olduğu için, aynı zamanda pahalı olduğu için genç erkek yoğunluklu. Aile biriktirdiği parasıyla ailenin genç erkeğini gönderiyor. Onun ileride kendilerini aldırmasını, aldırmasa dahi çalışıp para göndermesini bekliyor. Burada sadece ekonomik amaçlar olduğu anlaşılmamalı. Şiddetten, savaşan taraflara dahil olma baskısından kaçmak yakıcılığını koruyor. Yani sadece ekonomik göç olarak tanımlamak Afganistan'daki savaşı ve yıkımı yok saymak demektir. Türkiye'ye gelen Afgan kadınlar da var ama bizim görüştüğümüz kadınların önemli kısmı yolda yakınlarını kaybettiğini veya cinsel saldırıya uğradıklarını açıkladılar.
"Komşu ülkelere aileyle göç edilirken, daha uzak mesafelere gençler gidiyor"
Aileleriyle gelemezler mi?
Komşu ülkelere ailecek göç etmek mümkünken daha ileri doğru gidişlerde ailenin arkada bırakılması tercih edilebilir. Afganistan'dan komşu İran ve Pakistan'a ailecek göç ediliyor. Örneğin geçen günlerde İran'da Afgan kadınlar Taliban karşıtı yürüyüş yaptılar. Veya Suriye'den Türkiye'ye ailecek göç ediliyor ama Türkiye'den Almanya'ya giden Suriyelilerin çoğunluğu genç erkekler.
Kamuoyundaki kaygılar haklı mı yoksa konu abartılıyor mu?
Bir diğer konu da Afganistan'dan göçün 40 yıldır sürdüğüdür. Türkiye'de ilk kez bu kadar gündem oluyor. Çünkü eskiden Türkiye'de kalınmayacağı düşünülüyordu ve Suriyeli mülteciler daha çok gündem oluyordu. Bugün Afganların Türkiye'de kalıcı olacağı, AB'ye geçemeyecekleri kaygıları besleniyor. Oysa İçişleri Bakanlığı'na göre sadece 2019 yılında 454 bin düzensiz göçmen yakalanıyor. 2020'de bu sayı 122 bin. Bunların önemli kısmı da Afgan. Yüzbinlerce kişi ise geri gönderilmiş. UNHCR'e göre ülkede uluslararası koruma altında da 110 binden fazla Afgan var. Dahası kayıtlı olmayan, yakalanmayan veya Avrupa'ya geçen de on binler var. Yani genç erkek yoğunluklu göç oluyordu. Bugün bunun sayısal olarak artması ve ülkede kalması konusu gündemde yer almasına neden oluyor.
"Afganistan'dan göçün boyutlarını 3-5 hafta sonra anlayacağız"
Taliban'ın gelişi ile Afganistan'dan göç artabilir mi?
Bugün Türkiye sınırından geçen Afganistanlıların yola 3-5 hafta önce çıktığını hesaba katmak gerekiyor. O zaman Kabil'in bu kadar hızlı düşeceği belli değildi. ABD'nin çekilme tarihi belliydi. Bu da ailenin genç erkeğini gönderme kararında etkili oluyordu. Bugün alandan gelen bilgiler Kabil'in hızlı düşmesi nedeniyle aileler halinde göç edildiği üzerine. Aile üyeleri İran'da mı kalacak yoksa ailecek Türkiye'ye geçmeye çalışacaklar mı konusunu da 3-5 hafta sonra anlayacağız. Belki o tarihlerde daha karma bir yapı gösterebilir.
"Göç yolundaki can kayıpları oldukça yüksek"
Dünya genelindeki en tehlikeli ve zorlu düzensiz göç güzergahları nereler?
Bunu bir sıralaması, ölçümü var mı bilmiyorum. Ancak Afganistan'dan ve Afrika'dan Avrupa'ya, Latin Amerika'dan Meksika üzerinden ABD'ye ve Avustralya'ya göçler oldukça tehlikeli. Hem çok uzun mesafeler hem de denizler, okyanuslar, dağlar, çöller aşılıyor. Yolda can kayıplarının oldukça yüksek olduğu tahmin ediliyor.
"Düzensiz göçlerin ağırlıklı kısmı az gelişmiş ülkelerin içinde yaşanıyor"
Düzensiz göçler artmaya devam edecek mi? Yakın gelecekte göçler yoluyla ne kadarlık nüfusun yer değiştirmesi bekleniyor?
Bugün hala göçün ağırlıklı kısmı legal göçler. İnsanlar vize alıp göç ediyor. Düzensiz göç edenlerin çoğunluğu ise yasal bir vizeyle hedef ülkeye gelip vize bitiminde dönmemek şeklinde oluyor. Ayrıca göç konusunda ABD, AB gibi coğrafyalar öne çıksa da göçün ağırlıklı kısmı az gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin kendi içinde yaşanıyor. Bunun geleceğe dair sayısını tahmin etmek mümkün değil. Ancak emperyalist müdahaleler, işgaller, iç savaşlar ve diğer şiddet türleri birçok ülkede varlığını sürdürdükçe, kapitalist ekonominin krizleri devam ettikçe, yani yoksulluk ve şiddet oldukça insanlar göç etmeyi gündemine alacaklar.
The Independentturkish