Ağıralioğlu “Türk milletinin ayağa kalkmak için tarihe değil, programa ihtiyacı var”

“HİPERENFLASYON ZAMANINA GİRDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Ağıralioğlu “Türk milletinin ayağa kalkmak için tarihe değil, programa ihtiyacı var”




İYİ Parti Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, iktidarın 2053 ve 2071 söylemlerine tepki göstererek “Türk milletinin ayağa kalkmak için tarihe değil, programa ihtiyacı var” dedi.

İYİ Parti Türk Dünyası ve Yurt Dışı Türkler Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuştu. Ağıralioğlu’nun gündeminde ekonomik gelişmeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin arasındaki rektör diyaloğu, doğalgaz kısıntısı ve diğer gelişmeler vardı.

HİPERENFLASYON ZAMANINA GİRDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ”

“Biz hiperenflasyon zamanına girdiğimizi, önümüzdeki dönem karşı karşıya kalacağımız en büyük problemin hiperenflasyon olacağını düşünüyoruz.” diyen Ağıralioğlu, ”Enflasyonda üç haneli rakamları bekliyoruz ama ekonomi kurmayları bize tek haneli rakamları göreceğimizi söylüyorlar. Bu TL’den sıfır atmak gibi bir şey değildir. Gerçeklikten kopmuş ekonomi programı uygulayanların kafalarında herhalde enflasyon rakamlarından virgül atmak gibi bir stratejileri var. Virgül atmadan şu anda gördüğümüz politikalarla enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek hayal bile değildir. Allah yönetim kalitesini kaybetmiş bu iktidardan memleketi ciddiyetle teslim alacak ve problemlerini çözebilecek bize iktidar nasip etsin.“ ifadelerini kullandı.

BU BERBAT BİR OLİGARŞİ”

Türkiye’nin başkan ve adamlarından ibaret bir yönetimle temsil edildiğini ifade eden Ağıralioğlu, “Bu berbat bir oligarşidir. Bu parti yönetimi bile değildir. Bu dediğimin ne kadar gerçek olduğunu AK Parti’deki arkadaşlarımız da bilir. AK Parti ile siyasete başlamış ve şu güne şahit olan herkes benim ne demek istediğimi anlayacak problemlerle karşı karşıyadır. Tayyip Bey ve adamlar, Tayyip Bey ve adamları, Tayyip Bey ve yakın olanlar, Tayyip Bey’in kıymet verdikleri… Bu memlekette kurumsal, bürokratik, akademik hafızamız kaybolmuştur. Bu memlekette sadece Tayyip Erdoğan ve Tayyip Erdoğan’ın kıymet verdiği adamlar vardır. Başkan ve adamlarından ibaret olan bir yönetim tarzı Türkiye’nin 2022 yılında razı olacağı bir yönetim tarzı değildir” şeklinde konuştu.

GAZİANTEP’TEKİ REKTÖR DİYALOĞU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gaziantep ziyareti sırasında Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'le arasında geçen rektör diyaloğuna dikkat çeken Ağıralioğlu, ”Rektör kimdir bilmiyorum ama böyle mevzu edilerek rektörlükte kalmak yerine yerinde kalmamayı tercih eden bir rektör olmasını tercih ederim. Merak ediyorum, kendisi böyle konuşulan bir adam olarak Fatma Şahin'le görüşmeye kalkmış mıdır, sayın Cumhurbaşkanı'na ulaşmaya çalışıyor mudur? Bunları yapmak yerine böyle mevzu edilen bir yerde akademinin itibarını korumak için benim yapacağım iş istifa etmektir diyebilir mi acaba?” dedi.

DOĞALGAZ KISINTILARI

Doğalgaz kısıntılarıyla ilgili mağduriyet yaşayan üreticilerden ciddi tepkiler geldiğini dile getiren Ağıralioğlu ayakta zor duran firmaların sırtına dayanılmaz yükler eklendiğini savundu. Ağıralioğlu bu durumun hükümete eksi puan olarak geleceğini ifade etti.

KKTC SEÇİMLERİ

KKTC seçimlerine değinen Ağıralioğlu, “Devamlı seçim yapma yorgunluğuna rağmen aklıselim kazanmıştır. Koalisyonun çok kolay kurulacak diye tahmin ediyoruz. Kıbrıs'ın, milli davamızın, Kıbrıs hassasiyetlerimizin arkasında ciddiyetle durabilecek bir hükümetin kurulacağına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

RUSYA UKRAYNA GERİLİMİ

Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlikte Kırım’ın gözden çıkarılmamasını altını çizen Ağıralioğlu, “Görünün o ki, dünya her tarafta sıkışıyor. Kırım'da, Ukrayna'da, Suriye'nin kuzeyinde sıkışıyor; Irak'ın kuzeyinde sıkıştı, İran'da sıkışıyor, Doğu Türkistan'da sıkışıyor, Afganistan'da sıkışıyor, Kazakistan'da sıkışıyor. Dünya daha çok Türkler'in etrafında sıkışıyor. Bütün bunların karşısında bizlerin vereceği cevap ‘Kınıyoruz, izliyoruz, takip ediyoruz, takipteyiz, endişeliyiz’ falan değil. "Görüyoruz, müdahale edecek kadar güçlüyüz" imkanına kavuşmak zorundayız. ‘Olanı biteni daha önce fark ettik, hazırlıklıyız’ açıklamalarını bekliyoruz. ‘Bunları daha önce tahmin etmiştik. Tedbirimiz var. İnsiyatif ile sahadayız. Sahada şartları değiştirebilecek kadar kudret ve kuvvet biriktirdik’ devletine ihtiyacımız var. Hazinesi dolu, bürokrasisi olana bitene çok önceden tedbir alabilecek kadar, strateji üretebilecek kadar maharetli, asgari gücü caydırma potansiyeli, iktisadi varlığı, bölgede kendisi aleyhine düzenlenebilecek her tertibi bozabilecek kadar güçlü-kudretli bir devlet olmak zorundayız.” açıklamasında bulundu.

2023 HEDEFLERİNE YAKLAŞAMADILAR”

“Türk milletinin ayağa kalkmak için tarihe değil, programa ihtiyacı var” diyerek 2053 ve 2071 söylemlerine tepki gösteren Ağıralioğlu, “Ömrümüz o kadar uzun değil. Türk milletinin ayağa kalkmak için 30-40 yıl oyalayacak hedeflere değil, bugünü avantaja çevirecek yönetim marifetine ihtiyacı var. Hükümetin bizi 53-71 diye oyalamasından bıktık. 23 bittiği için oraya konsantre durumdalar. 2023 hedefleri 2022'den sonra dile kolay gelen ve başarılabilir hedefler için de öngörülebilir bir takvim ihtiva eden bir tarih. 2023 hedeflerinin hiçbirine yaklaşamadılar. Merkez Bankası marifeti ile kalkınma programınızda yüzde 5 enflasyon hedefi vaat ediyorsunuz. Utanmadan enflasyonun müdahale edilmiş 36.1 açıklamasını "hedeflerimizde biraz sapma var" diye takdim ediyorsunuz. O yüzden hükümet memleketi bu dil ile taşıyamaz.” ifadelerini kullandı.

SİYASİ DİL SİZİNLE BOZULDU”

Ağıralioğlu şöyle devam etti:

“Türkiye'de siyaseten en çok muzdarip olduğumuz konulardan biri siyasetin dili. Siyasi tartışmalar içinde "Cumhurbaşkanı'mıza hakaret ettiniz", "Sayın Cumhurbaşkanı'na bu laf denir mi?" sitemlerinin içerisinde muhalefeti bu araba parmak sallayarak terbiye etmeye çalışan bir dil var. Şunun peşinen bilinmesini isteriz; Türkiye'de hakaret asla müsemma gösterilmemesi gereken bir şeydir. Türk siyaseti içinde rastlamayacağımız, rastladığımız zaman da herkesin toplu olarak tepki göstermesi gereken bir zafiyettir. Bu memlekette hiç kimseye hakaret edilmesini meşru sayamayız ama 20 yıldır iktidarı yönetenlerin hakaret eşiklerinin bu kadar aşınmasına sebep olan dillerini görmesi lazım. Bugün terbiyeden, nezaketten, sorumluluktan, fikir hürriyetinden bahsederek yaşadığımız ve tasvip etmediğimiz bu nezaket hatırlatmalarının içerisinde bizim iktidara hatırlatacaklarımız var. Bugün sayın Bahçeli'nin sayın Cumhurbaşkanı'nın terbiye edep adına, nezaket zarafet adına, merhamet ve devlet ciddiyeti adına bütün bunlardaki aşınma eşiklerini temsil ettiklerini hatırlatıyoruz onlara. Siyaseti o kadar çok hakaretle yaptınız ki... Rüzgar ektiniz, fırtına biçiyorsunuz. Siyasette o kadar çok meyil ettiniz ki, insanlar sizden hakaretin normal bir şey olduğunu öğrendiler. Devlet Bey, Cumhur İttifakı içinde AK Parti için çok nazik biri olabilir ama muhalefet oldukları zamanlarda birbirlerine ettikleri lafları hatırlatmakta haya ediyoruz. Tonlamayı o kadar çok artırdılar ki, hafıza tazelensin isterim. Sayın Cumhurbaşkanı Başbakan olduğunda, Devlet Bey de muhalefetteyken birbirlerine ağzımıza alırken utanacağımız laflar ettiler kendilerine. Kimin kime 'şerefsiz' ve 'namussuz' dediğini hatırlasınlar. Kimin kime 'zürriyetsiz', kimin kime 'aşını yaptın mı' dediğini hatırlasınlar. Memlekette siyaseti bu kadar düzeysiz hale getiren, siyasi kamplaşmanın müsebbibi sizsiniz. Siyaset, evlenmemiş bir genel başkana 'zürriyetsiz' diyecek kadar savrulmuş. Zannedersiniz ki, bunlar saraydan çıkma adabı muaşerette zirveler. Normalde Cumhurbaşkanlığı makamı sadece devletin başını değil nezaketin de başını temsil etmek zorundadır. Memlekette siyaset kurumuyla, cumhurbaşkanıyla, başbakanıyla bir araya gelmesi mümkün olmayan lafları bu toplum sizden işitti. O kadar çok işittiler ki, bizim söylediklerimiz sizinkilerin yanında hakaret değil iltifat kalır zannettiler. Millet böyle zannetmeye başladı. Bu memleketteki siyasi dil sizinle bozuldu. Her değeri siz aşındırdınız. Bu memleketteki siyasi terbiyeyi siz bozdunuz. Dönün kendinize bakın. Geçmişte birbirinize dediklerinize bakın.