Ağız sağlığımıza dikkat ederek tüm vücudumuzu etkileyebilecek birçok hastalıktan korunabiliriz
Pandemide artan diş sıkma hastalığı eklem problemlerine yol açabiliyor
Ağız sağlığımıza dikkat ederek tüm vücudumuzu etkileyebilecek birçok hastalıktan korunabiliriz
Pandemi döneminde artan kaygı ve anksiyete diş sıkma problemlerini artırırken ertelenen diş hekimi kontrolleri ağız ve diş sağlığı problemlerinde artışa yol açtı. İhmal edilen ağız ve diş sağlığı ise ilerleyen dönemde kalp, diyabet ve obezite gibi sistemik rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. Terapötik ürünler kullanarak ağız ve diş bakımına gereken özeni göstermek tüm vücut sağlığını korumada kilit rol oynuyor.
Toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenmesine katkı sağlamak amacıyla 22-28 Kasım arası Türkiye’de “Ağız ve Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanıyor. Hekimler ağız ve diş sağlığının aslında bütünsel vücut sağlığı için çok önemli olduğunun altını çiziyor. Ağız ve diş sağlığıyla ilgili sorunların romatoid artrit, kardiyovasküler hastalıklar, inme, obezite, diyabet ve böbrekle bağlantılı sistemik sorunların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı konusunda uyaran hekimler, ağız ve diş sağlığının psikolojik sağlık açısından da önem taşıdığını ve ağız bakımını günlük rutinimizin bir parçası yaparak, doğru ürün tercih ederek ağız bakımına gereken özeni göstermenin birçok sistemik hastalıktan korunmaya katkı sağladığı belirtiyor. Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Başkanı Diş Hekimi Tarık İşmen, EDAD (Türk Estetik Dişhekimliği Akademisi Derneği) Başkanı Diş Hekimi Kübel Özkut ve MINEC Türkiye Bilimsel Kurul Üyesi Diş Hekimi Prof. Dr. Aslan Yaşar Gökbuget ağız sağlığının tüm vücut sağlığına etkilerini paylaşırken, GSK Tüketici Sağlığı Türkiye Genel Müdürü Özlem Kaynak ağız sağlığı alanında hayata geçirdikleri farkındalık projelerinden bahsetti.
Doğru ürün ve diş fırçalama tekniğiyle diş eti iltihaplarının önüne geçin
Sağlıklı beslenmeyle ağız ve diş sağlığı arasında yakın ilişki olduğunu ifade eden Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Başkanı Diş Hekimi Tarık İşmen, “Hazır gıda endüstrisinin gelişmesi ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle ağız sağlığında, dolayısıyla genel vücut sağlığında bozulmalar ortaya çıktı. Doğal beslenmenin yerini alan hızlı tüketim yiyecekleri içerdikleri katkı maddeleriyle birlikte çürük riskini artırıyor. Sağlıklı beslenme ve sağlıklı diş etleri için protein alımını artırmalıyız, yiyecekleri daha uzun süre çiğnemeliyiz ve günde en az 2 defa dişlerimizi fırçalamalıyız” diyor. Ağız ve diş bakımı alışkanlıklarının çok erken yaşlarda başlaması gerektiğini vurgulayan İşmen, 3-12 yaş aralığında süt ve karışık dişlenme dönemlerinde çocuklara diş fırçalama alışkanlığı kazandırılmasının kritik olduğunu belirtiyor: “Ebeveynler çocuklarıyla birlikte diş fırçalayarak onlara örnek olmalılar. Bu dönemde çocukların seveceği çikolata, bisküvi ve şeker gibi gıdalar kontrollü verilmeli, sonrasında dişler fırçalanmalı veya ağız suyla çalkalanmalıdır. Bebeklerde ise süt çürüğüne dikkat edilmeli, gece yatmadan önce süt verilmemeli, veriliyorsa dişler ıslak gazlı bezle temizlenmeli.”
Pandemide artan diş sıkma hastalığı eklem problemlerine yol açabiliyor
Pandemiyle birlikte kaygı ve anksiyete oranlarında artış yaşandığını belirten EDAD (Türk Estetik Dişhekimliği Akademisi Derneği) Başkanı Diş Hekimi Kübel Özkut, bu dönemde özellikle diş sıkma vakalarında artış yaşandığını belirtiyor. Diş sıkmanın ağız ve diş sağlığı için olumsuz etkileri olduğunu söyleyen Özkut, ağız sağlığına yeterli özenin gösterilmesi gerektiğini belirtiyor: “Pandemi döneminde değişen yaşam şartları, belirsizlik kaynaklı artan stres düzeyi ve ertelenen diş hekimi kontrolleri sebebiyle ağız ve diş sağlığı problemlerinde artış gözlemledik. Bu süreçte en çok diş eti problemleri, beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerden kaynaklı çürükler, stresle artış gösteren diş sıkma problemleri (bruksizm), restorasyon ve protezlerin kırılması ve doku uyumlarının bozulması gibi rahatsızlıklarda artış yaşandı.”
Artan bruksizmin tedavi edilmezse şiddetli kas, baş ve boyun ağrılarına, ilerleyen dönemdeyse eklem problemlerine yol açabildiğini belirten Kübel Özkut şöyle devam ediyor: “Yüzeysel çürükler tedavi edilmediğinde derinleşerek sıcak soğuk hassasiyetinin artmasına, ilerleyen dönemde ise dişin sinirlerine ilerleyerek enfeksiyonlara sebep olabiliyor. Ağız sağlığını etkileyen bu rahatsızlıklar çiğneme fonksiyonlarında kayıplara sebep olduğundan sindirim sistemi problemlerini beraberinde getirebiliyor. Ağız ve diş sağlığının bozulması kalp ve damar hastalıkları, diyabet gibi sistemik hastalıkları tetikleyebiliyor.”
MINEC Türkiye Bilimsel Kurul Üyesi Diş Hekimi Prof. Dr. Aslan Yaşar Gökbuget ise diş eti hastalıklarıyla kardiyovasküler hastalıkları tetikleyici unsurların benzer olduğunu dile getiriyor ve şöyle devam ediyor: “Bu iki hastalık grubu sigara, kontrolsüz tip 2 diyabet ve obezite gibi birçok ortak risk faktörlerinden etkilenebiliyor. İnsan vücudu aslında bir bütündür ve vücudun bir bölümünde meydana gelen bir anormallik diğer birçok bölümü etkileyebiliyor. Kardiyovasküler hastalıklar halen dünya çapındaki ölüm nedenlerinin başında geliyor. Diş eti iltihabı gibi kronik enfeksiyonların yol açtığı bakteriyemi ve konak kaynaklı enflamatuar ürünler koroner kalp hastalığına yatkınlık oluşturabiliyor.” Diş eti hastalıklarından korunmak için ağız bakımına önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aslan Yaşar Gökbuget, günde iki kez üç dakika süreyle amaca uygun bir macun ve fırçayla diş fırçalamanın önemli olduğunu belirtiyor. Gökbuget ayrıca fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenmenin yanı sıra sigaradan uzak durulması gerektiğinin altını çiziyor.
“Dünyada hızla artan kişisel bakım devrimine ağız sağlığı da dahil edilmeli”
İleri yaşlarda oluşabilecek ağız ve diş eti rahatsızlıklarını minimuma indirmek ve fiziksel ve psikolojik sağlığımızı korumak için erken yaşlarda diş fırçalama alışkanlığı edinmenin çok önemli olduğunu söyleyen GSK Tüketici Sağlığı Türkiye Genel Müdürü Özlem Kaynak, ağız sağlığı ve hijyenin temel bir insan hakkı olduğunu belirtiyor. GSK Tüketici Sağlığı olarak Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği içinde çalıştıklarını ifade eden Kaynak, dünyada hızla artan kişisel bakım devrimine ağız sağlığının da dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor: “Dünyada yaklaşık 2,5 milyar insan çeşitli ağız sağlığı problemleri yaşıyor. Türkiye’de 20 ila 60 yaşları arasındaki her iki kişiden birinde diş çürüklerine rastlanıyor. IPSOS verilerine göre Türkiye’de 2020 yılında hane başı ortalama 4.2 adet diş macunu satın alınmış. Kişi başına yılda 1.1 diş macunu düşüyor diyebiliriz. Bu veriler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'de ağız sağlığının çok önemsenmediği söylenebilir.”
Bir halk sağlığı meselesi olan ağız ve diş sağlığı konusunda Türkiye’de farkındalık yaratma ve toplumun sağlık okur yazarlık seviyesini yükseltme hedefiyle çalıştıklarını belirten Özlem Kaynak, şöyle devam etti: “Yıllardır yürüttüğümüz bilimsel araştırmalar, tüketici beklentileri ve uzmanlığımız ışığında geliştirdiğimiz terapötik ürünlerimizi herkes için ulaşılabilir kılarak insanların günlük hayatlarına dokunuyoruz. Bu alanda bilimsel araştırmalara ve inovasyona yatırım yapıyoruz. Türkiye'de faaliyet gösteren sağlık profesyonelleri için hazırladığımız online portalla ağız sağlığı alanıyla ilgili bilgilendirme çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Biz insanların sağlıklı günlük yaşam alışkanlıkları edinmeleri için çalışırken, Türkiye’de ve dünyada tüketicilerin sağlıklı yaşam bilinci artıyor ve yenilikçi ürünlere olan talep büyümeye devam ediyor. Hem bu ihtiyaca cevap vermek hem de doğru ağız bakım alışkanlıklarının yaygınlaştırılmasına katkı sunmak için diş hekimleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla çalışarak bu alana yatırım yapmaya devam edeceğiz.”
Doğru Ağız Bakımı için 6 İpucu
- Güne dişlerinizi fırçalayarak başlayın.
- Doğru ağız bakım ürünleri tercih edin.
- Günde 2 kez 3 dakika süreyle doğru teknikle dişlerinizi fırçalayın.
- Temizlik ve muayene için diş hekiminizi yılda bir veya iki kez ziyaret edin.
- Diş fırçanızı 3-4 ayda bir değiştirin.
- Şekerli gıdalardan uzak durun.