Şunlar da Çiçek’in -yargının yapması gerekenler nelerdir- sorusuna verdiği cevaplar:
“Videoları seyreden, gazetede okuyan ilgili savcı ya da savcıların harekete geçip gereğini yapmaları lazım. Devlete güveni sağlamak açısından bu gereklidir. Bu boyuttaki iddiaları savcılar araştıracak, gerçek neyse ortaya çıkartacaktır. Suç teşkil eden bir şey varsa, evvela yargı makamlarının harekete geçmesi lazım. Bu bahsedilen konular şikayete bağlı suçlar değil. Ceza hukukumuzda şikayete bağlı suçların sayısı Avrupa Birliği süreciyle alakalı olarak azaltılmıştır. Savcılar, bu iddialar hakkında haberdar oldukları an itibariyle, bu iddialarla ilgili soruşturma başlatmaları gerekiyor. Basında yeteri kadar yer buldu, görmüşlerdir… Suç varsa iddianame tanzim edilir, suç yoksa takipsizlik kararı verir. İddialar doğru değilse de elbette biz gereğinin yapıldığını görür, ‘yalanmış esası yokmuş’ deriz. Ama yargının görevini yerine getirmesi gerekir. Savcılar araştıracak, gerçek neyse ortaya çıkartacaktır. Suç teşkil eden bir şey varsa, evvela yargı makamlarının harekete geçmesi lazım. Bu bahsedilen konular şikayete bağlı suçlar değil. Ceza hukukumuzda şikayete bağlı suçların sayısı Avrupa Birliği süreciyle alakalı olarak azaltılmıştır. Savcılar, bu iddialar hakkında haberdar oldukları an itibariyle, bu iddialarla ilgili soruşturma başlatmaları gerekiyor. Basında yeteri kadar yer buldu, görmüşlerdir… Suç varsa iddianame tanzim edilir, suç yoksa takipsizlik kararı verir. İddialar doğru değilse de elbette biz gereğinin yapıldığını görür, ‘yalanmış esası yokmuş’ deriz. Ama yargının görevini yerine getirmesi gerekir.”
Bu bir hukuk adamının çok yalın değerlendirmesidir. Ne denebilirdi ki, “binde biri bile olsa savcılık el koymalıdır”dan başka? Cemil Çiçek de onu söyledi.
Çiçek’in çok vasfı var: Eski Adalet bakanı, eski Hükümet sözcüsü, eski Meclis Başkanı’ndan başlayıp halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine kadar…
Acaba bu değerlendirmesinin YİK üyeliği ile, yani Cumhurbaşkanı’nın yaklaşımı ile ilgisi var mı?
Bence öyle değil. Bu saf bir Cemil Çiçek yaklaşımı.
Son zamanlarda “kuşatılma” söylemi ile değerlendirilen Cumhurbaşkanlığı çevresi, İbrahim Kalın, Fahrettin Altun, Mehmet Uçum başka tepkiler verdiler.
Bir Süleyman Soylu savunma hattı oluşturuldu orada.
Peker’in iddiaları Süleyman Soylu’ya yönelikti, Pelikan ve Ağar cephesine yönelikti. “Binde biri” bile vahimdi. Peker’in dün durduğu iktidar cenahındaki yere bakılırsa, “korundum, kollandım” sözleri yabana atılır cinsten değildi.
Peker’in cevabını Alaattin Çakıcı vermemeliydi mesela. Dünlerde nasıl Peker’li tehdit söylemleri “kayıtdışı siyaset” örneği ise, bugün Çakıcı’nın alenen siyasi tartışmaya girmesi benzeri bir iştir.
Ya da Peker’e cevap vermek yerine, “bu iddialar araştırılmalı” diyen muhalefete yüklenmenin, işi rayından kaydırmak gibi algılanacağı hesaba katılmalıydı.
Ama iktidar cenahı meseleye, “nasıl olsa işi iktidar - muhalefet kapışmasına dönüştürürsek en azından kitleleri klasik kamplaşma moduna göre politize ederiz ve bu salvo atlatılır” gibi baktı.
Ama bu görüntünün, o alanda sıkışıldığı imajını doğuracağı hesaba katılmamış görünüyor.
Ağar’ın tüm dosyası meydana dökülür böyle durumlarda. Susurluk hatırlanır. Derin Devlet hatırlanır. 90’lar söylemi gelir gündeme oturur.
“Ak Parti bu muydu?” sorusu sorulur.
Cemil Çiçek bana göre, tabii bir refleks sergiledi. Rahat olanlar, her seviyede o refleksi sergilerdi. Rahat olmayanlar lafı kaydırma yolunu tercih ederlerdi.
Ama artık geçenlerde yazdığım gibi “ipin ucu kaçırıldı” ve tabii refleksler gösterilemez oldu.
Süleyman Soylu da, öyle “Abiler, Ablalar, Hocalar” yaklaşımı ile, işin içinden çıkamaz.
Peker dün konuşurken kimse onun kimin tarafından kullanıldığı gibi bir sorgulama yapmıyordu. Yeraltı dünyasının bir mensubunun tehdit içeren duruşunun işe yaradığı düşünülüyordu. Herkes, “başımıza ne gelir?” sorusunu bir kere daha sormalıydı.
Ama bir kere o alan açıldığında neyin ne zaman patlayacağı kestirilemez.
Son söz: Rahat olan Cemil Çiçek’in dediğini yapar. Şu an gördüğümüz rahat olmayanların laf kalabalığı. Cemil Çiçek “Lafın tamamı ahmaklara söylenir” cümlesini de kullandı mı acaba?
Önceki İçerik
Editor Mayıs 28, 2021 0
Editor Aralık 23, 2024 0
Editor Aralık 20, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Ocak 21, 2020 0
Çin'de gizemli virüsle mücadele sürüyor -
Editor Haziran 13, 2020 0
HASTA TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ
Editor Mayıs 4, 2021 0
FED’den Faizi Sabit Tutma Kararı
Editor Ekim 14, 2019 0
Suriye ordu birliklerinin Tel Tamer'e girdiği bildiriliyor.
Editor Haziran 9, 2021 0
Biden-Erdoğan görüşmesinde gündeme gelecek
Editor Eylül 23, 2019 0
Komite dışında bırakılan PYD’den ise tepki açıklaması geldi.
Editor Temmuz 18, 2021 0
Türk Milleti, Ak Parti ve Başkan Erdoğan'dan ümidini kesti!
Editor Mayıs 13, 2021 0
Muhalefeti hedef alan açıklamalar
Editor Kasım 19, 2021 0
Bazı besinler kalori yakmayı kolaylaştırıyor
Editor Ağustos 23, 2019 0
3 Rus kız kardeş, Temmuz 2018'de Moskova'daki dairelerinde, babalarını uykuda bıçaklayıp...