Sonra sordu:
-Kanunda ne eksik?
Dedi:
-Bize topyekün bir tevbe-i nasûh lazım. Reform kelimesi çok aşındı, kimse bir şey beklemesin.
….
Haksız değil Cemil Çiçek “Kanunda ne eksik?” sorusunu sorarken.
Sorun bakalım, yasal olarak ne değişti de ekonomi yönetiminde iki kişinin değişmesiyle Dolar 8.50’den 7.70’e düştü? Sır Naci Ağbal ve Lütfi Elvan’da mı? Tabii ki değil. Lütfi Elvan düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığından bahisle “Başkanlarımıza ‘kanun ne diyorsa, neyi emrediyorsa onu yapacaksınız’ dedim” diyor sadece. “Merkez Bankası Kanunu açık, elbette bağımsızdır. Bu konuda daha fazla söyleyecek bir şeyim yok.” Bu kadar basit. Onları Cumhurbaşkanı Erdoğan getiriyor oraya bu önemli. Demek ki sözlerinin arkasında Cumhurbaşkanı da var. Demek ki o da Lütfi Elvan’ın söylediklerini söylüyor. Yani Merkez Bankası’nın ve diğer düzenleyici – denetleyici kurumların bağımsızlığını. Bu kurumların en çok Cumhurbaşkanı’nın tasarruflarından etkilendiği bilindiğine göre herhangi bir reforma gidilmeden, sadece birkaç jestle işler normale dönebiliyor.
Peki ama insan davranışı nasıl değişecek?
Bir gün önce şöyle, ertesi gün böyle, bunun bir kuralı olmayacak mı, yani belirleyici konumdaki herhangi bir kişinin herhangi bir ruh haliyle vereceği karar mı belirleyecek ülkenin gidişatını?
Şimdi deniyor ya, “ekonomi, hukuk ve demokraside reform.”
Yani demek ki bu üç alan – üç alan deyip geçmemek lazım, bir sistemin insana dokunan her yanı neredeyse- sorunlu ve reform – yani yeniden biçimlendirme – yeniden kurma gerektiriyor.
Bilmem Adalet Bakanı’nın demesi yeterli midir, çünkü Lütfi Elvan’ın demesi, Berat Albayrak’ın yerine Cumhurbaşkanı tasarrufu ile o makama geldikten sonradır ve etkisi de o sebepledir, Adalet Bakanı değişmeden, oraya Cumhurbaşkanı tasarrufunun tılsımı girmeden Abdülhamit Gül kalksa ve “Yeterli kanunlar var, en alt mahkemeden en üstüne kadar herkes Anayasa’nın ve kanunların dediğine uysun, aradığımız adalettir, sadece adalet” dese, hukuk alanında yaşanan çarpıklıklar birdenbire sona erer mi?
Ne dersiniz, umutlu musunuz?
Bugüne kadar sayın Gül defalarca yaptı bunu. En son “Adalet olsun isterse kıyamet kopsun” bile dedi. “Adalet adına ‘Pardon’ demeyin” dedi defalarca. “İnsanları haksız yere tutuklamanın onlara ödettiği bedeli düşünün” dedi. “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı bir alt mahkemenin tanımıyor olmasının kabul edilemeyeceğini” söyledi. Daha ne desin? Ama olmadı.
Ne dersiniz, acaba Adalet Bakanı’nın söyleyip netice alamadığı şeylerin gerçekleşmesi için mesela sayın Cumhurbaşkanı’nın ya da yeni tayin edeceği Adalet Bakanı’nın “Sadece adalet istiyoruz. Hiç kimseye haksızlık yapılmasın. Kimse haksız yere tutuklanmasın. Tutukluluk istisnai olsun. Kimse tutukluluğu peşin ceza gibi yaşamasın. Kimse bizim hoşumuza gidiyor diye kanunları çarpıtmasın. Kimse bizim siyasi rakibimiz hatta düşmanımız diye kötü muameleye maruz bırakılmasın” demesi mi gerekiyor?
Bu “Reform” söylemi nasıl oluştu bilmiyorum Beştepe muhitinde?
Berat Albayrak olayı bir sonuç mu başlangıç mı?
Cumhurbaşkanı Merkez Bankası pimini çektiğinde Damat Bey’in gideceğini düşünmüş müdür? Tasarruf Merkez bankası ile sınırlı idi de, Damat Bey gidince onun yeri de mi dolduruldu, yoksa Damat Bey her halükarda gidecekti ve Lütfi Elvan ismi önceden mi hazırlanmıştı?
İş birdenbire mi “Demokrasi – Adalet – Ekonomi reformu” boyutu kazandı yoksa böyle bir noktaya gelinmişti de “Bu işin en flaş kısmı Damat’ın gitmesi ile olur” kanaati mi hasıl oldu? Damat bey Devlet’te istihdam edilmeye başlandığında böyle ortaya dramatik sonuçlar çıkabileceği hiç düşünülmemiş miydi?
Gelinen noktanın en kritik vasfı “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi alanını kısıtlama” kararı vermiş olabileceği ihtimalidir. Çünkü sistemin en tartışılan yönü “Tek Adam’ın belirleyici olması”dır ve o da Tayyip Erdoğan ismiyle somutlaşmıştır. Yani sistem içinde hiçbir kimse, bakanlar, genelkurmay başkanı, yargının herhangi bir birimi, hatta Meclis, Erdoğan’a denk bir irade beyanı noktasında görülmüyor. Fiili durum bu. Reformlar bu fiili durumu mu değiştirecek? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu anki “İrade beyanı” “Ekonomi ekonomi gibi, adalet adalet gibi, demokrasi demokrasi gibi işlesin” şeklinde midir?
Eğer böyleyse reforma ne gerek var diyeceğim ama, bu iş de öyle tek kişinin irade beyanı ile olmaz ki, diyor hukuk devleti mantığı.
Hele iktidar medyasının aktörleri “Herkes Tayyip Erdoğan’a râm olacak” davulunu çalarken…
AHMET TAŞGETİREN / KARAR
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Mayıs 28, 2021 0
Editor Aralık 23, 2024 0
Editor Aralık 20, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Aralık 25, 2024 0
Editor Şubat 10, 2021 0
Aydın, kişinin de fiziksel, ruhsal, duygusal ve zihinsel titreşimlerin bir toplamından...
Editor Ekim 4, 2019 0
500’ü aşkın markanın binlerce ürünü sergilenecek
Editor Ağustos 16, 2020 0
Politicians from the ruling Justice and Development Party (AKP) and several opposition...
Editor Haziran 25, 2021 0
TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri Temsilciler Meclisi ve Senato üyeleriyle görüştü.
Editor Kasım 1, 2019 0
Türkiye NATO'nun üyesi mi? Üyesi.
Editor Ocak 2, 2022 0
Bunların başında Ukrayna krizi geliyor.
Editor Haziran 5, 2020 0
Benan Kepsutlu Independent Türkçe için yazdı
Editor Kasım 21, 2019 0
Yargıtay 16'ıncı Ceza Dairesi'nin bozma kararına direnilmesini ve sanıkların cezalandırılmasını...
Editor Haziran 15, 2020 0
Hareketlenme başlayınca tehlikeler de artıyor!