Kim ilgi göstermeyebilir, kim seyretmeyebilir, kim “Geç canım, boş iş onlar” diyebilir ki.?
Son yayınlanan “Hadi Özışık’la yaptığı görüşme”ye ilişkin video ile rakam 15 milyona mı ulaştı?
Sedat Peker’i tüm Türkiye heyecanla izliyor, bu gerçek.
Üstelik, “altıncısı, yedincisi ne zaman?” gibi bir merakla, heyecanla.
Çünkü her bölümde hikaye - hikayeler var. Soylu var, Ağar var, uyuşturucu ticareti iddiaları var, aile var, siyaset var.
Sedat Peker “Ben kız babasıyım, diyor. Sen bana pislik dedin, benim kızlarım okula gidiyor, onlara -senin baban pislikmiş- dediklerinde onların ne hissedeceğini anlayabiliyor musun?” diyor.
Peker, evinin aranmasına, çocuklarının üzerine silah doğrultulmasına ve “pislik, müptezel” gibi ifadelerle aşağılanmasına isyan ediyor. O piyasada “ya da her piyasada” böyle hakaretlerin cevapsız kalması söz konusu olmaz.
Peker de, hakkını teslim etmek lazım, değme iletişimciye taş çıkartacak bir ustalık sergiliyor video kayıtlarında.
Cemil Çiçek’in ifadesiyle “binde biri bile savcıları harekete geçirmesi gereken” iddialarla dolu.
Süleyman Soylu, bu ülkenin İçişleri Bakanı, bir yandan Mehmet Ağar’a cevap yetiştirmeye çalışıyor, bir yandan Peker’e, bir yandan son zamanlarda tv tartışmalarında iktidar cenahında yer tutmuşluğun yanında sanki Peker’le Soylu arasında aracılığa soyunmuş gibi gözüken Özışık kardeşlere.
O kadar çok şeyi düzeltme telaşına girdi ki sayın Bakan.
İltisaktan, irtibattan yola çıkmayı gerektiren durumlar olduğu kuşkusu etrafı kaplamış durumda.
Sahi “Nisan’da ne olacaktı?”
Bu gizemli soru Sedat Peker’in açıklamalarında kamuoyunun önüne konuyor.
Belli ki bu sorunun bir hikayesi var. Ya da Peker, böyle bir hikaye varmış gibi izlenim doğurmak istiyor. Acaba hangisi?
Açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla, işin içinde bir ara “omuz vurma”ya kadar varan Albayrak cenahı ile Soylu cenahı arasındaki siyasi rekabetin yansımaları var.
Son videoda Peker bir kere daha altını çiziyor “Nisan hesabı”nın. Kimbilir belki de Özışıklar biliyordur bu “Nisan projesi”ni.
Belli ki Peker, mesela Pelikancılar’a karşı. Pelikancılar kim, kiminle beraber, nasıl finanse ediliyor, bu biliniyor.
Demek ki, Nisan’da, hiçbir şey olmayacaksa bile bir şeyler olacaktı. Peker’e göre olacak işlerle kendisinin ve Süleyman Soylu’nun ilişkisi bulunuyor.
Süleyman Soylu ise daha ilk safhada “Hayatının bir noktasında benimle temasın var ve bu ispatlanırsa aziz milletimizin gözü önünde idam dahil her türlü cezaya, aşağılanmaya razıyım” gibi bir açıklama yapmıştı.
Peker’in “Nisan operasyonu” ile ilgili iddialarının, yukardan aşağı, Beştepe’den Meclis grubuna kadar tüm Ak Parti dünyasını -hatta tüm memleketi- ilgilendirmemesi mümkün mü?
“Sedat Peker Nisan’la ilgili ne diyor acaba?” sorusu hiçbir mahfilde sorulmamış olabilir mi?
Süleyman Soylu hiç kuşkusuz ilginç bir profil sergiliyor bir İçişleri Bakanı olarak. Bu profile kendisi nasıl bakıyor acaba?
Bu İçişleri Bakanı profiline, kendisini o makama getiren irade nasıl bakıyor acaba? Taşıyabilir mi ülke böyle bir profili İçişleri Bakanlığı koltuğunda?
“Türkiye Susurluk günlerini, hatta daha kötüsünü yaşıyor” sözlerinin havada uçuştuğu bir iklim nasıl görünür mesela Beştepe’den?
Peker soruşturma açılsın, diyor. Soylu, soruşturma açılsın, diyor.
Ama Peker bir soruyla şerh düşüyor: Avukatlıktan hakimliğe geçirilenlerin yürüteceği bir soruşturma sağlıklı olur mu?
Yargının bunca tartışıldığı bir zeminde İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup dururken bir soruşturmanın sağlıklı işleyeceğine güven duyulabilir mi gerçekten?
Ahmet Davutoğlu Halk tv’deki programda bu alandaki soruşturmalar için “Yargının elini serbest bıraksınlar” çağrısı yaptı.
Belli ki bu tartışılacak.
Peker gemileri yakmış bir adam. “Ben kız babasıyım” diyor da başka bir şey demiyor. Hadi Özışık Peker’e “Pazar günü mü yayınlanacak video?” diye soruyor. O da bekliyor demek ki. Peker ise -Belki yarın belki yarından da yakın- üslubunda cevap veriyor. “Yatıştırmaya çalıştım” diyor Hadi Özışık. “Cepheyi fazla genişletme” diyor, belli ki salvoların kime yöneleceği kaygısı var. Bu arada Soylu’dan özür diliyor, aracılık ediyor gibi gözüktüğü için.
Bir cenahtaki medyanın da aklı karışmış durumda. Sussunlar mı, görmesinler mi, arabuluculuk mu yapsınlar, Soylu mu sussun, Pelikan ne yapsın?
Ak Parti cenahında herkes kendine soruyor olmalı: Duruma hakim miyiz gerçekten?
AHMET TAŞGETİREN / KARAR
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Mayıs 28, 2021 0
Editor Aralık 20, 2024 0
Editor Aralık 17, 2024 0
Editor Aralık 23, 2024 0
Editor Aralık 23, 2024 0
Editor Aralık 23, 2024 0
Editor Aralık 23, 2024 0
Editor Ağustos 11, 2020 0
Bağışıklık sistemi eklemlerinize saldırıyor
Editor Eylül 19, 2021 0
AKP’nin CHP ve İYİ Parti ile ayrı ayrı görüşme trafiğini yürüttüğünü duyuyorum!
Editor Mayıs 13, 2021 0
SERTLİK YANLILARI GÜÇLENİNCE
Editor Temmuz 13, 2021 0
EMEKLİ İKRAMİYESİ NE ZAMAN YATACAK?
Editor Ocak 17, 2020 0
Japonya'daki depolama tesislerinde 8 milyon varilden fazla ham petrol depolayacak.
Editor Şubat 1, 2020 0
Bir kamyona yüklenerek Elazığ'a gitmek üzere yola çıktı.
Editor Ağustos 21, 2020 0
Orta vadede küresel ticari akışın yüzde 15-25’i farklı bölgelere aktarılabilir
Editor Ağustos 7, 2020 0
“SİYASET O ZİHNİYETTEN OLUMSUZ ETKİLENDİĞİ İÇİN SIKINTILAR YAŞIYORUZ”
Editor Şubat 3, 2020 0
Sıkıntılar hâlâ devam ediyor. İade edilmeme rağmen atamam henüz yapılmadı”
Editor Eylül 17, 2019 0
Durulmasa da gerçek bu: ‘Sebep’ ile ‘savaş’ arasında bir aydan fazla bir zaman var.