AİHM Kararı ve Türkiye Adalet Sistemi: Yüksel Yalçınkaya Davası İncelemesi
Yalçınkaya Kararında AİHM ne dedi?
AİHM Kararı ve Türkiye Adalet Sistemi: Yüksel Yalçınkaya Davası İncelemesi
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Yüksel Yalçınkaya kararının Adalet Bakanlığı tarafından resmî tercümesi tamamlandı ve geçen hafta AİHM'in web sitesinde yayınlandı. AİHM'in hacimli kararında Türkiye Hükümeti ve Yargısı hakkında önemli tespitler bulunmaktadır:
-
AİHM, Türkiye'nin terörle ilgili yargılamalardaki zorlukları anlamakla birlikte, 15 Temmuz sonrasındaki olaylarla ilgili zorlukların, temel insan hakları ve hukukun üstünlüğü prensiplerini göz ardı etme hakkını vermediğini belirtiyor.
-
FETÖ/PDY örgütünün varlığı, faaliyetleri ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünün doğası konularında AİHM, Türkiye'yi iç meselelerinde bilgilendirme hakkına sahip olduğunu vurgular.
-
AİHM, 15 Temmuz'un gerçek bir darbe planı mı yoksa kontrollü bir darbe senaryosu mu olduğu konusunun Türkiye'nin iç meselesi olduğunu belirtir.
-
AİHM, 15 Temmuz'un FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği konusunu da Türkiye'nin iç meselesi olarak değerlendirir.
-
AİHM, Türkiye'nin Yüksel Yalçınkaya gibi kişilere verilen cezaların, kanunlarda suç olarak tanımlanmamış eylemler nedeniyle "terör örgütü üyeliği" sayılmasının, ağır bir insan hakları ihlali olduğunu ifade eder.
-
ByLock uygulamasının kullanılması durumunda, sadece uygulamanın bu örgüt tarafından kullanılması suçlamasının yetersiz olduğunu, içeriğe bakarak suç işleme hazırlıklarını ortaya koymak gerektiğini belirtir.
-
Grup içindeki gizli haberleşmenin, örgüt adına suç işleme iradesini gösteren yazışma içerikleri ya da başka deliller olmadan suçlamayı desteklemediğini belirtir.
-
AİHM, "yedi katlı örgütün bütün katmanlarındakilere değil sadece üst katmanlardakilere ceza veriyoruz" savunmasını, alt katmanlardaki sıradan mensupların da suçlanmasının haksız olduğunu ifade ederek reddeder.
-
Bu yaklaşımın, sendika üyeliği, dernek üyeliği gibi yan deliller durumundaki suçlamalara da geçerli olduğunu belirtir.
Kararın içerideki yansımaları, ilk derece mahkemelerinin davranışlarında değişiklik olması ve ceza alan dosyaların yeniden değerlendirilmesiyle başlamış gibi görünüyor. Yargıtay'ın, AİHM'in yaklaşımına uyup uymayacağı belirleyici olacak gibi görünüyor ve iç yargı düzeyinde bir tartışmanın işaretleri görülüyor.