AİHM'den Türkiye'ye Can Atalay Davasında Savunma Talebi
Anayasa Mahkemesi Kararlarına Rağmen Tahliye Yok
AİHM'den Türkiye'ye Can Atalay Davasında Savunma Talebi
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye İşçi Partisi milletvekili Can Atalay’ın başvurusu üzerine, Türkiye’den savunma istedi. AİHM, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay’ın serbest bırakılması yönündeki kararına rağmen, milletvekilinin halen tutuklu bulunmasına ve yargılamasının yenilenmemesine ilişkin olarak Türkiye’ye beş ayrı soru yöneltti.
AİHM’in Türkiye’ye ilettiği sorular, Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim ve 21 Aralık 2023 tarihlerinde Atalay’ın serbest bırakılması gerektiği yönündeki kararlarına rağmen tutukluluğunun devam etmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5/1 maddesine aykırı olup olmadığına odaklanıyor. Mahkeme ayrıca, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi ve yargılamasının askıya alınmaması konularında da açıklama talep etti.
Anayasa Mahkemesi Kararlarına Rağmen Tahliye Yok
AİHM, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay lehine verdiği kararlara rağmen Yargıtay’ın tahliye taleplerini reddetmesini sorguluyor. Mahkeme, bu durumun AİHS’in 5. ve 6. maddelerine aykırı olup olmadığını tartışıyor. Ayrıca, Atalay’ın milletvekili seçildikten sonra göreve başlayamaması ve milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik olarak, AİHS’in 1 No’lu Protokol’ünün 3. maddesine aykırılık iddialarını gündeme getiriyor.
18. Madde Vurgusu ve Siyasi Gizli Amaçlar İddiası
AİHM, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarında olduğu gibi, bu davada da AİHS’in 18. maddesine atıfta bulunarak “tutukluluğun arkasında siyasi amaçların olup olmadığını” sorguluyor. AİHM, Atalay’ın tutukluluğunun siyasi bir amaç taşıyıp taşımadığını öğrenmek için bu maddeyi de değerlendirmeye aldı.
Soruşturmanın Gelişmeleri ve Gelecek Süreç
Can Atalay, 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi milletvekili seçilmiş, ancak tutukluluğu devam etmişti. Anayasa Mahkemesi’nin serbest bırakılması yönündeki kararlarına rağmen Yargıtay, Atalay’ın tahliyesini reddetmişti. Şimdi AİHM, Türkiye’den bu süreçle ilgili resmi savunmasını bekliyor.
AİHM’in bu dava hakkında vereceği karar, Türkiye’nin iç hukuk sistemindeki ihlaller ve Avrupa hukukuna uygunluk açısından kritik bir öneme sahip olacak.