Ak Parti Hükümetini bir yumruk uyandırabilir mi?
Canım ülkemde bir hükümet üyesine yumruk atılıyor, hakimler ve savcılar serbest bırakıyor.
Ak Parti Hükümetini bir yumruk uyandırabilir mi?
Hacı Bektaş-ı Veli'yi anma törenlerinde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a atılan yumruk, öncelikle Hacı Bektaş-ı Veli'nin ruhaniyetini incitti. Töreleri yıktı. Kardeşlik duvarında bir gedik açtı...
Saldırgan kişi ilk sorgusunun ardından salıverilince vatandaş şaşırdı, Ak Parti Hükümeti'nin ağır topları başladı konuşmaya...
İlk tepki mağdur kişi, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'dan geldi. Bekir Bozdağ: "Umarım bu kararı veren savcı ve hakimler benim gibi yumruk yemezler. Yumruk yerlerse ne olacağını takip edeceğim" dedi.
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da olaya tepki gösterdi, üstelik bu yasaları biz yaptık diye de vatandaşa dert yandı.
Canım ülkemde bir hükümet üyesine yumruk atılıyor, hakimler ve savcılar serbest bırakıyor. Ne kadar garip değil mi?
Düşünün bu işin bir de vatandaş boyutu var. Yaklaşık altı aydır bir gazeteci olarak adliye koridorlarında yaşadığım mağduriyeti anlatmaya çalışıyorum. Ne Başbakan Erdoğan'dan, ne Bakanlardan, ne de Ak Parti Milletvekillerinden “Neyin var diyeni görmedim.”
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ile hastane sahibi Mehmet Baz'ın adı geçen “Yolsuzluk ve Çete” suçlamasını haber yaptım, Karşıyaka Adliyesinin hakimi dosyayı bile görmeden, “Gizliliği İhlal” iddiasıyla ilk celsede 10 ay hapis cezası verdi...
Bekir Bozdağ'a atılan yumruk soruşturması devam ediyor, tüm gazete ve televizyonlarda olayın tüm ayrıntıları veriliyor. Olayla ilgili CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve bir çok Ak Parti Milletvekili görüş belirtiyor, hiçbiri hakkında “Gizliliği İhlal” davası açılmıyor.
Canım ülkemdeki çifte standarda bakar mısınız?
Karşıyaka Adliyesinin Basın Savcısı, Ali Engin ve Mehmet Baz adının geçtiği dosyanın ne tanığı, ne sanığı iken “Şüpheli” sıfatıyla beni adliyeye çağırdı. Gittiğim de haberi yapmaman için çağırmıştım, haberi yaptın artık gerek kalmadı dedi.
Yolsuzluk ve Çete Suçlaması haberini yaptıktan sonraki geçen altı ay içinde yaşadıklarımı yazsam bir kaç cilt kitap olur.
İzmir Adliyesinin Basın Savcısı, Basın Kanunu'nun varlığından haberi yokmuş gibi, her yazıma dava açtı. Haberi yaptığım tarihten itibaren altı ay içinde altı dava açtı, yedincisi de yolda. Her fırsatta yaşadığım mağduriyetleri Ak Parti Hükümeti'nin üyelerine, bakanlarına ve milletvekillerine mail yoluyla duyurdum.
Bir vatandaş ve gazeteci olarak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin “Adaleti” tesis edeceğine olan inancım yıkıldı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a, saldırgan vatandaşın attığı yumruğu tasvip etmiyorum. Ancak bu yumruğun Ak Parti Hükümetini uyandırmasını, vatandaşın çektiği sıkıntı ve mağduriyetin boyutunun büyüklüğünü anlamalarını istiyorum.
Bu ülkede Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü adaletten şikayet ediyorsa, vatandaşın halini sormaya hiç gerek yok...
Bekir Bozdağ'a atılan yumruğun davası kısa sürede sonuçlanır. Hakim sorar; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istiyor musun?" O da evet der...
Dava biter, yenilen yumruk baki kalır...
İşte o zaman CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi;
"İncinsen de incinme..." Sözüne sığınmaktan başka çare kalmaz...
İşte adalet, işte Türkiye...
Tarih: 2013-08-20 21:10:08
*
Bu köşe yazısı 20 Ağustos 2013 tarihinde www.yerelgundem.com haber sitesinde yayınlanmıştır.
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]