Ak Parti - MHP, Erdoğan - Bahçeli uçurumun kenarında!

MHP ile Ak Parti intihar ediyor.

Ak Parti - MHP, Erdoğan - Bahçeli uçurumun kenarında!


Ak Parti - MHP, Erdoğan - Bahçeli uçurumun kenarında!

Ak Parti Yönetimi ve Genel Başkan Erdoğan’ın önünde iki seçenek var.

Bunlardan biri, gözleri ve kulakları kapatarak siyaset sahnesinden silinmek, diğeri ise radikal adımlar atarak güçsüz de olsa muhalefette kalmak.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım, Süleyman Soylu ve benzer isimler de bir karar vermek zorunda.

Onların da önünde iki yol var.

Ya tamamen kaybedecekler, ya da az zararla kendilerini sakin bir limana çekecekler.

Binali Yıldırım, İzmir’e ilk geldiğinde kale gibi adamdı. Şimdi harab olmuş bir kaleyi andırıyor.

Eskiden etrafını saran kalabalıklar, şimdi kaçmak için yer arıyor.

Güçlü lobiler yan çiziyor.

Çünkü gemi su alıyor.

Binali Yıldırım’ın etrafındaki dost halkası gittikçe daralıyor.

Bir müddet sonra o halka aile ile sınırlı kalacak...

Benzer durum Süleyman Soylu için de aynı.

Kurumsal olarak MHP ve Ak Parti’nin durumu da, Binali Yıldırım ile Süleyman Soylu’dan farklı değil.

Milletvekilleri halkın içine çıkamıyor.

Tabanıyla iletişim kuramıyor.

Çünkü, kime dokunsalar bin ah işitiyorlar.

Çift ve astronomik maaş haberleri, Ak Parti’yi sırtında taşıyan hakperest tabanı endişelendiriyor!

Yargıdaki adaletsizlikler, AYM Başkanı’nı bile çileden çıkarmış durumda...

Arslan, AYM’de “Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı Hakkı” sempozyumunda konuştu.

Bağımsız ve tarafsız yargı vurgusu yapan AYM Başkanı Arslan, "Hukuk devletinde adaletin yegane adresi mahkemelerdir. Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun bir şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır" dedi.

Arslan, "Vesayet altındaki yargısal akıl adaleti tesis edemez. Fikri ve vicdanı hür olmayandan hâkim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hâkim olamaz. Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez" diye belirtti.

Böyle bir ortamda Ak Parti’nin iktidarını sürdürmesi mümkün mü?

Kabine değiştirilemiyor!

Süleyman Soylu direniyor!

Binali Yıldırım görevinden istifa edip kenara çekilmiyor!

MHP ile Ak Parti hep beraber intihar ediyor.

Bu sürecin sonu, MHP ile Ak Parti’nin muhalefette bile yer almaması demek!

MHP ile Ak Parti, artık iktidar olma şansını kaybetti.

O nedenle, hiç olmazsa muhalefette kalmayı denemeliler.

Ülkenin ve kendilerinin selameti için!

Ak Parti ve MHP, TBMM dışında kalırsa,  MHP ile Ak Parti’nin bir km yakınından geçenler bile yargılanır.

Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu gibi isimler için neler olabileceğini siz düşünün.

Bugün adaleti askıya alan hakimler ve savcılar hesap verir. 

Herkes kaçar.

Herkes satar!

Herkes düşman olur!

Evlatlar ve eşler bile!

Ak Parti ve Genel Başkan Erdoğan bu süreci iyi analiz etmeli, radikal adımlar atmalı!

Ya da yok olmayı kabul etmeli!

Suskunluk, tepkisizlik biraz daha devam ederse, Ak Parti içindeki çözülme hız kazanır.

Yüzlerce milletvekili istifa eder!

Ak Parti bir günde çöker!

Ülke, CHP - HDP iktidarına kalır!

Türkiye’yi CHP - HDP iktidarı yönetirse, Ak Parti’ye selam veren herkes cezaevlerine atılır!

MHP ve Ak Parti suç örgütü ilan edilir. Tüm kadroları tasfiye olur.

Erdoğan, Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu gibi isimlerin tüm mal varlıklarına el konulur.

Bu süreçte adı geçen herkes yurtdışına kaçmak zorunda kalır!

Anlayacağınız,  Ak Parti ve Genel Başkan Erdoğan uçurumun kenarında.

Karar kendilerinin!

Ya uçurum, ya fedakarlık!

Üçüncü yol yok!

Bu süreç MHP ve Genel Başkan Devlet Bahçeli için de aynı.

CHP - HDP iktidarı Türkiye’nin bölünmesi anlamına da gelebilir.

Tarih ve Türk Milleti, böyle bir felakete yol açan MHP'yi ve Devlet Bahçeli'yi affetmez.

Karar, MHP ile Ak Parti Genel Başkanları Erdoğan ve Bahçeli’nin!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]