Ak Parti ‘Nitelikli Darbe’nin etkisinden kurtulamıyor.
Ak Parti ‘Nitelikli Darbe’nin etkisinden kurtulamıyor.
Türkiye, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’nden sonra, daha büyük bir darbe daha yaşadı. O da, Başkan Erdoğan’â verilen halk desteğini kırma amaçlı Nitelikli Darbe girişimi idi.
Öyle nitelikli ve planlı bir darbe girişimi idi ki, göze batmadı ama Ak Parti ve Başkan Erdoğan’ın arkasındaki halk desteğini eritti.
FETÖ soruşturmaları büyük ölçüde Ak Parti tabanına, masum insanlara yönlendirildi. Bir çok Ak Parti kurucusu FETÖ soruşturmalarının içine sokularak, yaklaşık bir milyon insanın FETÖ soruşturmaları nedeniyle Ak Parti’den elini gevşetmesi sağlandı.
Bir milyon kişi, yakın akrabaları ile birlikte (20 kişi) hesaplanırsa 20 milyon, uzak akrabalar hesaba katılırsa (40 kişi) 40 milyon incinmiş ve incitilmiş dev bir kitle ortaya çıkar.
Nitelikli Darbe’nin en büyük etkisi 2019 Yerel Seçimlerinde ve yenilenen İstanbul Seçimleri’nde görüldü.
Ak Parti Yönetimi ve Başkan Erdoğan, Nitelikli Darbe’yi geç farketti. Yargı Reformu Strateji Belgesini 30 Mayıs 2019 tarihinde açıkladı.
17 Ekim 2019 tarihinde de Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk paketi TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla da yürürlüğe girdi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, bu süreçte önemli açıklamalar yaptı. Biz Yargı Reformu’nu çıkarıyoruz, önemli olan “uygulama” dedi. Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayınladığı kutlama mesajında Yargı Reformu vurgusu yaptı.
Görünen o ki Yargı Reformu’nun ilk paketi beklenen etkiyi yapmadı. Uygulama bürokrasinin yavaşlatan çarklarına takıldı. Sözcü davasında olduğu gibi.
Sözcü avukatları Yargı Reformu’nun ilk paketini gerekçe gösterek davanın düşmesini talep etti. Mahkeme avukatların talebini kabul etti ve savcının görüşünde değişiklik olup olmadığının sorulmasını kararlaştırdı.
Ve dava 27 Aralık 2019 tarihine ertelendi.
Görünen o ki teamüllere göre olması gereken oldu.
Beklenti neydi?
Yargı Reformu’nun ilk paketi yasalaştı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da imzaladı ise, Adalet Bakanlığı süratle harekete geçerek, çıkan yasadan etkilenen dosyalar süratle karara bağlanıp mağduriyetler acilen giderilip, yargıya ve çıkarılan ve çıkarılacak Yargı Reform Paketlerine güvenin sağlanmasıydı.
Beklenen olmadı, olmuyor.
Yasa var, Yargı Reformu var, bürokrasi çarkı, yasa ve Yargı Reformu’nun önünü kesiyor.
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'nın düzenlediği Antalya'daki "Bilimin Işığında Adalet" konulu "16. Ulusal Adli Tıp Günleri" kongresinde konuştu.
"Geciken adalet, adalet değildir"
Yargıtay Başkanı Cirit, "Geciken adalet, adalet değildir. Mahkemelerin etkinliği ile verimliliğinin artırılması özellikle yargılama sürelerinin kısaltılması yaşamsal bir öneme haizdir." dedi.
Geciken adalet, bir aileyi yok ediyorsa, parçalıyorsa, bir baba eş ve çocuklarına 17 aydır kavuşamıyorsa, gözleri görmeyen bir kadın iki küçük çocukla ıssız bağ evinde yaşam mücadelesi veriyorsa, Adalet Bakanı Gül’ün Yargı Reformu’nun etkisini, neticesini yeniden değerlendirmesi gerekir.
Türkiye dış dünyanın hedef tahtasında. ABD ve AB yaptırımlarla Türkiye’yi köşeye sıkıştırıyor. Siyasette deprem hali hakim. Ak Parti üç parçaya bölünmek üzere.
Türkiye’nin ve Ak Parti iktidarının geleceği, Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin süratle hayata geçirilerek toplumsal uzlaşma ve kucaklaşmanın sağlanmasına bağlı.
Ak Parti Hükümeti, Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kuracağı partiden korkmasın.
Kızgın demir soğursa, Yargı Reformu Strateji Belgesi süratle hayata geçerse, Türk Milleti’nin alternatif arayışa ihtiyacı kalmaz.
Nitelikli Darbe’nin hedefi; Türk Milleti’ni Ak Parti ve Başkan Erdoğan’ın arkasından çekme projesiydi.
Ne bekleniyor?
Nitelikli Darbe’nin tam anlamıyla hedefine ulaşması mı?
Türkiye, Yargı Reformu Strateji Belgesi ile uçması gerekirken, hala neden yürüyor?
YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ
Twitter: @Yusufinan2023
İnstagram: yusufinan2023
E-Mail: [email protected]