Ak Parti’yi AYM Başkanı Zühtü Arslan kurtarabilir mi?

Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın sonu hazırlanıyor!

Ak Parti’yi AYM Başkanı Zühtü Arslan kurtarabilir mi?


YUSUF İNAN YAZDI...

Ak Parti’yi AYM Başkanı Zühtü Arslan kurtarabilir mi?

Tayyip Erdoğan için şanslı bir lider mi desem, şanssız bir lider mi desem, bilemedim. Tüm muktedirlere karşı duran genç bir siyasetçi iken halkın gönlüne girdi...

Arkasındaki halk desteği ile tüm muktedirlere diz çöktürdü.

Mazlum ve mağdurların sesi oldu.

Türkiye'yi krizler deryasından çekip çıkardı!

Türkiye’nin evladı, Türk ve İslam Dünyası’nın lideri haline geldi.

İnsanlar Mısır’da, Suriye’de ellerinde Türk bayrakları ile Erdoğan sloganları atarak sokaklarda koştu…

O, sadece Ak Partililerin lideri değildi.

CHP’lilerin de, "keşke bizim de böyle bir liderimiz olsa" dedikleri, hayran oldukları bir siyaset adamıydı.

O günden bu güne köprülerin altından çok su aktı. Her şey tersine döndü...

Ak Parti  ve Erdoğan başladığı yere döndü! 

Bitmiş ve tükenmiş olarak!

Bu hafta Türkiye’de üç önemli gelişme oldu.

1-  FETÖ tutuklusu eski MİT'çi Altaylı'nın dava dosyasına giren 'Rusya'nın Türkiye'ye karşı eylem planı' başlıklı raporun medyada haber olması…

Altaylı o raporları dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakın arkadaşı rahmetli Erol Olçok’a teslim etmiş…

Raporda, Milli İstihbarat Teşkilatı içindeki Rusya Federasyonu ajanlarından bahsediliyor ve şu ifadeler kullanılıyor:

"İstihbaratın üst düzey yönetimindeki sızdırılmış ajanlarımız, önümüzdeki yakın zamanda, devletin ve devletin başındakileri yanlış bilgiler ve yanlış istihbaratla beslesinler. Genelkurmay Başkanlığı'ndaki bizimle irtibatta olan kişi de aynı yönde çalışmalarına devam etsinler."

"Ani bir darbe ile yönetimin devre dışı bırakılmasına gidiyor"

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden önce hazırlanan bu raporda, "TC Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve devletin yönetiminde görevli bazı önemli şahısların mükemmelce ve akıllıca hazırlanan bir planın kurbanları oldukları ortaya çıkıyor. Amaç ise yakın zamanda devletin içinde bir ani darbe ve şimdiki yönetimin devre dışı bırakılmasına doğru gidiyor. Böyle bir darbenin yapılmasında eski Gladio, CIA ve NSA'nın taktikleri kendisini belli ediyor" ifadelere yer veriliyor.

"Askeri darbe ile Cumhurbaşkanı'nın tutuklanması..."

Ayrıca, rapora göre Cumhurbaşkanı'nın askeri darbe ile tutuklanmasının sağlanması da hedeflendiği yer alıyor:

"Hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem Genelkurmay'ın üst düzey askeri yönetimine baskı manivelalarını olabildiğince kullanmak ve böylece Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri'nin üst subay kadrosunda hükümet karşıtı havayı arttırmak ve dolduruşa gelmelerini sağlamak. Neticede, ülkenin açık ve gizli askeri yönetimini aşamalı olarak ve yavaş yavaş askeri darbe ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile üst yönetimini tutuklamasına sevk etmek."

Rapor ile ilgili haberi The Independentturkish haber sitesi yayınladı…

Tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin'in Soçi’de buluşması öncesinde!

Türk medyası bu habere gereken önemi vermedi. Yazarlar yakınından bile geçmedi.

Ak Parti kurmayları bu raporu bir kaç kez okumalı…

Arkasından da AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın uyarılarını dikkatle okumalılar…

Eğer,  'Rusya'nın Türkiye'ye karşı eylem planı'nda finali izlemek istemiyorlarsa!

2 - AYM Başkanı Zühtü Arslan, hükümete hukuk devleti uyarısı yaparak Anayasa'ya aykırılık kararlarının uygulanmamasının "Anayasa'nın kasten ihlali" anlamına geleceğini vurguladı.

Anayasa Mahkemesi, mahkeme kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını bağladığına işaret ederek, “Mahkeme kararlarının icrasının hakkıyla sağlanmadığı bir yerde hukuk devletinden bahsedilemez. Anayasa Mahkemesi, anayasaya aykırılık konusunda bir karar verdikten sonra bu aykırılıkta ısrar, anayasanın kasten ihlalidir” dedi.

Adalet Bakanı Gül, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

Herkesin Anayasa Mahkemesi kararlarına uyması hukukun emredici hükmüdür ve hukuk devletinin bir gereğidir. Bu konuda yaptığımız çalışmalarla bu kuralı tahkim ediyoruz. Bununla birlikte, mahkeme kararlarının bağlayıcılığı, kararların hiçbir koşulda eleştirilmeyeceği anlamına da gelmeyecektir. Eleştiri özgürlüğü de demokrasinin bir unsurudur. Demokrasilerde yargı kararları eleştirilebilir, hukukun sınırları içerisinde tartışılabilir. Yargı kararlarına getirilecek bilimsel, hukuksal, makul eleştiriler esas itibarıyla yargının gelişimine de katkı sağlar. Yargı kurumları, kamuoyundan gelen yansımaları adeta bir geri bildirim olarak değerlendirmelidir, kamusal tartışmaya katkı sunan her türlü eleştiriye açık olmalıdır.”

Buraya kadar inanılmaz stratejik bilgiler ve açıklamalar okudunuz!

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, AYM Başkanı Zühtü Arslan’dan daha hararetli konuştu.

Görünen o ki devlet, olup biten her şeyin farkında!

Adalet Bakanı yargı sisteminin tıkandığını kabul ediyor ama elinden bir şey gelmiyor.

AYM Başkanı çok sert uyarıyor…

"Anayasanın kasten ihlali"

AYM kararlarının uygulanması gerektiğinin altını çizen Arslan, “Anayasa Mahkemesi, anayasaya aykırılık konusunda bir karar verdikten sonra bu aykırılıkta ısrar, anayasanın kasten ihlalidir. Bu bilinçle Anayasa Mahkemesinin gerek norm denetiminde gerekse bireysel başvuruda tespit ettiği anayasaya aykırılıktan sonra bu aykırılığın giderilmesi, tüm kurum ve kuruluşların temel vazifelerinden biridir” ifadelerini kullandı.

İşte burada eski MİT personeli Altaylı’nın dosyasında yer alan 'Rusya'nın Türkiye'ye karşı eylem planı' başlıklı belge devreye giriyor…

Belgede yer alan tüm tespitleri okuduğumuzda Türkiye'nin son 10 yılının bir özeti olduğunu anlıyoruz.

Anladığımız bir şey daha var ki, o da finale geldiğimiz gerçeği!

AYM Başkanı feryat edercesine uyarıyor…

'Rusya'nın Türkiye'ye karşı eylem planı' başlıklı belgedeki planları yaşamak üzere olduğumuzu hatırlatıyor.

Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasındaki halk desteğinin neden eridiğini hukuk diliyle anlatıyor.

Adalet Bakanlığı hukuk ihlalleriyle ilgili dilekçelerde top çevirmeye çalışsa da, hukuk ihallerini görmezden gelse de, Türkiye’nin maruz kaldığı kumpas doğrudan Ak Parti iktidarını ve Türk Milletini ilgilendiriyor.

Siyasi kulisler 14 milletvekilinin istifası ile ara seçim senaryolarını tartışıyor…

Muharip Generaller istifa ediyor!

3 - Kılıçdaroğlu; Kürt sorununu HDP ile birlikte çözmeye hazırız diyor ve HDP tabanı ile ittifak kuruyor!

Ak Parti'nin Adalet Bakanı hala hukuk ihlalleriyle ilgili kılını kıpırdatmıyor. Hukuk ihlalleri içinde yer alan hakim ve savcılar ödüllendiriliyor.

Uzun sözün kısası, Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın sonu hazırlanıyor!

Bu gerçeği bu kadar yalın ifade eden 'Rusya'nın Türkiye'ye karşı eylem planı' başlıklı rapor varken, Ak Parti kurmaylarının sessizliğe bürünmesi hayra alamet değil…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ile ilgili son tespitine dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Erdoğan: ABD ile gidiş pek hayra alamet değil

Bu gidişat hayra alamet değil!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]