Akar’ın sözlerini kim çarptırdı
Kalın'ın, S-400'ler ile terör örgütü YPG'ye konularındaki açıklamaları oldukça dikkat çekici.
Akar’ın sözlerini kim çarptırdı
Müyesser Yıldız yazdı...
Bugün Erdoğan'ın gazetesi Sabah'ta Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın röportajı yayımlandı.
Hasan Ay'ın yaptığı ve ağırlıklı olarak Türkiye-ABD ilişkilerinin ele alındığı geniş röportajda Kalın'ın, S-400'ler ile terör örgütü YPG'ye konularındaki açıklamaları oldukça dikkat çekici.
Geçtiğimiz ay başında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın S-400'ler için gündeme getirdiği “Girit formülü”ne ilişkin bir soruyu İbrahim Kalın, şöyle cevaplandırdı:
“Öyle bir formül gündemimizde yok. Farklı yorumlar yapılsa da aslında Sayın Bakanımız (Akar) böyle bir şey kastetmedi. Bu konu biraz çarpıtıldı. Biz S-400 meselesinde kararımızı bir günde vermedik. Bu bir sürecin sonucunda ortaya çıkmış bir karardır. Sayın Cumhurbaşkanımız, savunma sanayii ile ilgili toplantılarda bu konuyu derinlemesine ele aldı. Uzun yıllar boyunca Patriot savunma sisteminin Türkiye'ye alınması için çok ciddi bir çaba sarf etti. Maalesef Amerikan tarafı bizi tatmin edici, bizim kabul edebileceğimiz bir teklifle gelmedi. Bunun neticesinde Türkiye alternatifsiz olmadığını da göstererek S-400'leri aldı. Bu karardan geri adım atmak söz konusu değil. Biz S-400'lerin NATO savunma sistemi açısından yahut F-35'ler açısından bir tehdit teşkil etmediğini ve orada Amerikan tarafının dile getirdiği güvenlik kaygılarını giderecek bir mekanizmanın kurulabileceğine inanıyoruz. Bir teklif yaptık, bu teklifimiz yineliyoruz. Orada bir mesafe alabileceğimize de inanıyoruz. Bu mümkün.”
Kalın, “Türkiye'nin, ABD'nin Suriye'de YPG ile ilişkisini kesmesi halinde S-400 tavrını değiştirme sinyali verdiği iddiaları” için de “Böyle bir pazarlık söz konusu değil. Bizim böyle bir pazarlık gibi bir hesabımız, böyle bir pazarlığımız yok. Bunlar birbiriyle ilgili, ama son tahlilde kendi tahtında yönetilmesi gereken konular” dedi.
AKAR'IN SÖZLERİNİ KİM ÇARPTIRDI
Önce, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın S-400'ler konusunda geçmişte yaptığı açıklamalardan sadece bir tanesini hatırlatalım.
8 Mart 2019'da Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olduğunda, S-400'lerin Ekim'den itibaren kurulmaya başlanacağını belirterek, özetle şunları anlattı:
“Türkiye artık pazar olmaktan bıktı. Ortak üretim yapacağız, teknoloji transferi yapacağız, biz de üretici olacağız... S-400'ler Ekim'den itibaren kurulmaya başlanacak. Nerelerde olacağı konusunda Hava Kuvvetleri çalışmaları sürdürüyor. Yerleri belirlendiği zaman paylaşacağız. Bizim S-400 almamız bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk. 82 milyon vatandaşımızı korumak ve kollamak zorundayız. Neye karşı? Hava ve füze tehdidine karşı.”
Bilindiği gibi, S-400'ler geçen yıl Nisan'da faaliyete geçecekti. Korona salgını yüzünden ertelendi. Sonrasında sadece Sinop'ta test edildi.
Yakın zamana gelelim.
Akar, Aralık ayında bir grup gazeteciyle yaptığı görüşmede, “Aramızdaki en büyük problem S400 değil. PKK/YPG terörist mi değil mi? Önce oradan başlamamız gerekiyor. ABD’li dostlarımızın bunun cevabını vermesi lazım. Bunun adının konulması lazım. PKK teröristtir, YPG Suriye’deki adıdır” diye konuştu.
ABD'li bir yetkilinin, “S-400 hangara kaldırılması durumunda her şeye açığız” şeklindeki sözleri sorulduğunda da şu karşılığı verdi:
“Mevcut durumumuz, ülkemizin ve milletimizin hava ve füze savunması için aldık. Süreç devam ediyor. Kabul testleri, muayeneleri var, bunlar devam ediyor. Meseleye tesir eden askeri siyasi, teknolojik faktörler var bunları düşünerek yaptığımız faaliyetler var. Bunlara yönelik planlamalarımız var. Kullanmak için aldık başka ülkelere satılması gündemde değil.”
İbrahim Kalın'ın bugün, “Sayın Bakanımız (Akar) böyle bir şey kastetmedi. Bu konu biraz çarpıtıldı” dediği “Girit formülü” olayına bakalım.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 6 Şubat'ta Hürriyet'ten Sedat Ergin ve Sabah'tan Mahmut Övür'le sohbet etti. İki yazar, bu sohbeti 9 Şubat'ta kaleme aldı.
Sedat Ergin'in aktardıklarından başlayalım.
Akar'ın, geçen sohbaharda yaptığı bazı açıklamalarda “S-300 sistemi, NATO ittifakı içinde nasıl kullanılıyorsa, Türkiye’nin de S-400’ü aynı şekilde kullanabileceğini” belirttiğini, bununla kastettiğinin ise “Yunanistan’ın Girit Adası’nda bulundurduğu Rus yapımı S-300 hava savunma sistemleri” olduğunu vurgulayan Ergin, Bakana, “Türkiye’deki S-400’ler için Girit’teki S-300’ler modeli geçerli olabilir mi?” diye sorduğunda şu cevabı aldığını yazdı:
“Evet olabilir. Ayrıca konu sadece Girit’teki S-300’ler de değildir. Varşova Paktı üyesi olup sonradan NATO’ya katılan birçok Avrupa ülkesinde hâlâ Sovyet döneminden kalma silah sistemleri var. Bu silahlar da pekâlâ NATO içinde sistemde tutuluyor. Biz de bunu söyledik, Girit’teki S-300’lerde nasıl bir model kullanılıyorsa, bunu müzakereye açığız dedik.”
Ergin o günkü yazısını şu şekilde bitirmişti:
“‘Girit modeli’nden söz ederken, bu modelin kritik bir yönüne de değinmeliyiz. Bakana 'Girit’teki S-300’lerin sürekli operasyonel olmadığı, çoğunluk depoda tutulduğu biliniyor' diye hatırlattığımda, şu yanıtı aldım: 'Sürekli kullanacağız diye bir şey yok ki. Bu sistemler tehdit durumuna göre kullanılır. Ona biz karar veririz.’”
SABAH “GİRİT MODELİNİ” YAZMADI
Sabah'tan Mahmut Övür'ün yazısına geçelim. İlginçtir, Sedat Ergin'in bizzat Akar'ın ağzından aktardıkları değil, sadece şunlar vardı:
“S-400 konusunda Amerikalılara, 'Birlikte ortak bir çalışma grubu kuralım, isterseniz NATO da katılsın. Anlaşalım konuşalım' dedik. Yeni yönetimden, daha kurallar çerçevesinde, teamüllere uygun, reel politiğe uygun şekilde davranmalarını bekliyoruz. Ama önyargıyla yaklaşır mı onu da göreceğiz. Empati yapmalarını bekliyoruz. Biz rasyonel yaklaşıyoruz, duygusal değil. ABD Savunma Bakanı önceden tanıdığımız biri. Tebrik ettik ama henüz dönüş olmadı. Türkiye ile ittifak yapmaları ABD'nin de, NATO'nun da işine yarar. S-400 meselesini öyle veya böyle çözebiliriz, ama PKK-YPG meselesini çözemeyiz. YPG veya SGD, PKK'nın aynısıdır.”
Mahmut Övür yazmadı, ama “Girit modeli” birçok gazete ve internet sitesinde manşet oldu. Yeni Şafak, Milliyet gibi gazeteler de “S-400'e Girit Modeli” başlığı altında, “Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın, ABD ile Türkiye arasında gerilime yol açan Rus S-400 sistemleri için 'Girit modeli'ni müzakereye açtığını” duyurdu.
İÇ VE DIŞ TEPKİLER
Bu gelişme haliyle içeride ve dışarıda yankılandı.
Örneğin, TBMM Dış İlişkiler komisyonu üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şöyle tepki gösterdi:
“ABD’nin Ankara Büyükelçisi ‘S-400 meselesinde Türkiye'yle herhangi bir çalışma grubu kurmayacağız.’ diyor. Hemen ardından Milli Savunma Bakanı çıkıp ‘Girit modeli’ diyor, yani kutusundan çıkarılmayacak. Ama işte arşivler ortada: Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Keyfî değil zorunluluk, millî güvenliğimizi garanti altına alıyoruz.’ demişti. Yardımcısı Fuat Oktay, ‘Karar verilmiştir, Türkiye bir imza atarsa sözünü yerine getirir.’ dedi. Sarayın sözcüsü İbrahim Kalın, ‘Geri adım yok, aktive edeceğiz.’ dedi. Bakanı Akar kendisi ‘2020'nin Nisan ayında tam yetenek gerçekleşecek. Ne diyorsak o!’ açıklamalarında bulundu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ‘Böyle bir sistem kutuda tutmak için alınmaz, ciddi maliyeti var ama maliyetten öte bizim ihtiyacımız var.’ dedi. Madem ihtiyaç var neden kullanmıyoruz? Eğer ihtiyaç yoksa bunca para verip neden aldınız? Milli bütçeden harcanan tutar 18 milyar lira. 18 milyar liraya aldığı sistemi hurdaya çıkaran Türkiye'nin bugünkü manzarasına bir bakalım. Vatandaşlar pazarda kiloyla değil gramla alışveriş yapar hâlde... Türkiye böyle bir dönemden geçerken kullanmayacağımız bir silah sistemine 18 milyar lira vermek ne demektir? Bu nasıl bir sorumsuzluktur?”
Aynı gün Bloomberg'e konuşan Türk kaynakların, “ABD’nin terör örgütü YPG’ye destek vermeyi bırakması durumunda Ankara’nın S-400 başlığında taviz verebileceğini söylediği” öne sürüldü.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise, “Girit modeli”ne ilişkin bir soru üzerine, “S-400 konusunda pozisyonumuz değişmedi” açıklamasını yaptı.
Yansımalar bunlarla sınırlı kalmadı.
Milliyet'ten Güneri Civaoğlu 18 Şubat'taki “Türkiye ve NATO Rönesans'ı” başlıklı yazısında, ABD'nin yeni Savunma Bakanı Lloyd J. Austin'ın NATO'ya ilişkin sözlerini “NATO Rönesans'ı” olarak nitelendirip, bu söylemlerinher birinin “Türkiye için çok önemli ve geçerli joker kartları gibi” olduğunu belirttiktensonra “Hulusi Akar kartı”na vurgu yaptı. Devamında ise şu kulis bilgisini paylaştı:
“Avrupa Dış İlişkiler Konseyi önemli bir ‘düşünce kuruluşudur’. Başında eski İsveç Başbakanı Carl Bildt’ın olduğu bu kuruluş Amerika’daki Counsil of Foreign Relation gibi saygın bir kurum. Uzun süre Amerika’da gazetecilik yapan Aslı Aydıntaşbaş da bu konseydendir. Washington’dan duyumlarına göre, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Rus 'S-400 füzesavar sistemi için Girit formülü' müthiş etkili olmuş. (Yunanistan Rusya’dan aldığı S-300’leri Girit’te hangara çekmişti.) dışarıya karşı resmen gösterilmese de içeride bu öneri görüşülmekteymiş. Duyguların akılcılığın önüne geçtiği 'Türkiye öfkeliler' grubu, 'Girit formülünü zamana bırakmak' görüşünde... Ancak... Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın masaya koyduğu 'Girit modeli kartı' zamana bırakılacak gibi değil. Özellikle de NATO çatısı yeniden onarılırken ve bu çatı altında yeniden 'karşılıklı güvene ve saygıya dayalı iyi takım arkadaşlığı' hayata geçirilirken, 'Girit modeli' görmezden gelinemez.”
Bir gün sonra Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, Civaoğlu'nun o yazısını, “Girit formülü ile yeniden takıma dönüş fotoğrafı” başlığıyla paylaştı. Yazısında ön plana çıkardığı fotoğraf ise; Akar'ın makam odasında; bir yanında Türk Bayrağı, diğer yanında NATO bayrağı, arkasında Atatürk portresinin yer aldığı bir fotoğraftı.
Güneri Civaoğlu, 20 Şubat'ta bir yazı daha kaleme aldı. Başlığı, “Girit Modeli İngiliz anahtarı” idi. Uzun uzun Biden'ın politikaları ve Türk-Amerika ilişkilerindeki sorunlara değindi. En sonunda da şu ifadeleri kullandı:
“Sedat Ergin’in Hürriyet’te manşette yer alan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan 'S-400’lere Girit modeli' önerisi, yukarıdaki maddelerle çizilmiş çerçevede Washington’u müthiş etkilemiş. Girit modeli Washington Post’ta sıralanan sorunlar için bir 'İngiliz anahtarı' olabilir. Ayrıca F-35’ler için bir son dakika hamlesi daha. Elbette Rusya’yla ilişkilerin de arıza yapmayacağı bir ince diplomasi uygulanarak.”
NEDEN 23 GÜN SONRA
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın gerek “Girit modeli” yaklaşımı, gerekse S-400'ler ile ABD-YPG ilişkisi arasında kurduğu denklem ve bunun iç-dış yansımaları böyle.
Üzerinden tamı tamına 23 gün geçtikten sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın yaptığı açıklamalar ise ortada.
Bir sorun var, ama ne?
Hulusi Akar'la görüş ayrılığı mı; yoksa ABD, tüm teklifleri reddetti de en azından iç kamuoyuna karşı “Bunlar sözkonusu değil” manevrası mı?
Müyesser Yıldız
Odatv.com