“Akdeniz’deki Gerilim Diplomasiyle Çözülmeli”

“Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun karantina kararı sonrasında New York’a gelmesi imkansız”

“Akdeniz’deki Gerilim Diplomasiyle Çözülmeli”


“Akdeniz’deki Gerilim Diplomasiyle Çözülmeli”


Bozkır, önümüzdeki hafta liderlerin de katılacağı genel kurulun üst düzey toplantılarına fiziki olarak katılarak konuşmasını kürsüden yapmak isteyen birçok devlet başkanı, başbakan ve dışişleri bakanının müracaat ettiğini ancak Amerikan hükümeti ve yerel yetkililerin, salgın hastalıkla ilgili almış olduğu 14 günlük karantina kararı nedeniyle ziyaretlerini iptal ettiklerini söyledi.

“Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun karantina kararı sonrasında New York’a gelmesi imkansız”

Bozkır, karantina uygulaması nedeniyle liderlerin en geç geçen hafta New York’ta bulunması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da 14 günlük karantina nedeniyle New York'a gelmesinin artık imkansız olduğunu söyledi.

Bozkır, ABD Başkanı Donald Trump’ın fiziki olarak BM Genel Kurulu’na gelerek konuşmasını yapıp-yapmaması kararının değerlendirildiği yönünde bazı iddiaların ortaya atıldığını ancak kendilerine henüz resmi bir başvurunun yapılmadığını kaydetti.

Bozkır, Haziran ayından itibaren yaptığı temaslarda genel kurul çalışmalarının liderlerin fiziki katılımıyla gerçekleştirilmesi fikrini savunduğunu belirterek ”Sadece liderler değil liderlerle delagasyonları da katılıyor. Başından itibaren bir sağlık riski olmazsa liderlerin fiziki olarak katılmasını savundum. BM olarak liderlerin gelişinin engellenmesi konusunda kararla ilgili de bu kararın ev sahibi ülke ve yerel yetkiler tarafından alınması gerektiğini savundum” dedi.

“Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanı tarafsız olmak zorunda”

Bir gazetecinin Türkiye’yle Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’deki gerilimle ilgili görüşlerine dair sorusunu da “Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanı, tarafsız olmak zorunda. Bu konuya ülkemin perspektifinden değil Birleşmiş Milletler'in perspektifinden bakmak durumundayım. Bölgedeki gelişmeleri takip ediyorum. Bu tarz meseleler prensip olarak diyalog, diplomasi ve barışçı yollarla çözülmeli. İki ülke NATO’ya üye ve müttefik. İki ülke de BM üyesi. İki ülke arasında güçlü kültürel ve ekonomik bağlar var. Benim tercihim hem dünyada hem de bölgede barış ve istikrarın sağlanması yönünde" dedi.

Uzun süredir BM’nin salgın konusunda çok eleştirildiğini kaydeden Bozkır ”Ancak fiziki olarak çalışmaya başladık. BM de salgın hastalık nedeniyle kapalıydı. Şimdi çalışmaya başladık artık buradayız diyebiliriz” dedi.

“New York Birleşmiş Milletler’dir Birleşmiş Milletler de New York”

1989 ile 1993 yıllarında New York Başkonsolosu olarak görev yapan Bozkır, başladığı yeni görevi ve New York ile ilgili duygu ve düşüncelerine dair bir soruyu da şöyle yanıtladı: “O zamandan bugüne New York’ta bazı şeyler değişmiş ama bazı şeyler de değişmemiş. O zaman baba Cuomo valiydi şimdi oğul Cuomo vali. New York, Birleşmiş Milletler’dir. Birleşmiş Milletler de New York. Adaylığım için Haziran ayında geldiğimde şu an oturduğum evin penceresinden bir fotoğraf çektim. Ağustos ayında yeniden geldiğimde aynı yerden çektiğim fotoğraftaki ışıkların yarısı kararmıştı. Bu beni üzdü” dedi.

Yeni görevi nedeniyle yeniden New York’ta olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Bozkır ”Kentin canlılığı, oradan oraya koşturan insanlar, restoranlar, müzikaller, yaşamın günlük stresi, yoğun trafik etkileyiciydi. Buraya ilk atandığımda bir arkadaşım bu kentin her dakikasından mutluluk duymam hatta zevk almam gerektiğini nasihat etti. Çünkü onu özleyeceksin dedi. Burada o iyi, bu kötü diyemezsin her şey bir New York. Bunu da başka bir yerde göremezsiniz. İşte sizi etkileyen tarafı bu. Oğlum Manhattan’da üniversiteye gitti. İkiz torunlarım burada doğdu. Buradaki şartlar ne olursa olsun zevk alacağım. Kentin sokaklarındaki restoranlarından zevk alacağım. Her şey New York” dedi.

VOA