AKP 23 Yaşında: Kimlerle Yürüdü Bu Yollarda?
Ak Parti'nin yol arkadaşları!
AKP 23 Yaşında: Kimlerle Yürüdü Bu Yollarda?
Nuray Sancar / EVRENSEL – Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 23 yıllık siyasi serüveninde birçok kişi, akım ve çevreyle yürüdü. Ancak bu uzun yolculuk, aynı zamanda partinin bir dönem birlikte yürüdüğü birçok kişiyle yollarını ayırmasının, hatta düşmanlaşmasının da tarihidir.
AKP'nin temelleri, 28 Şubat süreci sonrası eski gömleği çıkararak yeniden örgütlenen kadroların, "sivilleşme" vaadiyle attığı adımlarla atıldı. Bu süreçte parti, liberallerin desteğini alarak kitle-cephe örgütü görüntüsü vermeye çalıştı. Özellikle 2000'li yılların başlarında, AKP'nin ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile sıcak ilişkiler kurduğu, reformist bir çizgide ilerlediği dönemler, partinin yükselişini hızlandırdı. Ancak bu dönem aynı zamanda, partinin içindeki güç dengelerinin de yeniden şekillendiği bir dönem oldu.
AKP'nin ilk yıllarında, özellikle ABD ile kurulan güçlü ilişkiler dikkat çekiyordu. Yalçın Akdoğan gibi isimler, AKP'nin muhafazakâr demokrasi anlayışını savunurken, parti laiklik konusunda teminat veriyor, İslam ile ilişkisini esnek bir çizgide tutuyordu. Bu süreçte ABD'nin, AKP'yi bölgede bir denge unsuru olarak gördüğü, Türkiye'nin stratejik konumundan yararlanmak istediği de açıktı.
Ancak zamanla, parti içindeki güç mücadeleleri ve uluslararası konjonktürdeki değişiklikler, AKP'nin yönünü de değiştirdi. 2013-2014 yıllarında, bir dönem partinin en önemli müttefiki olan Gülen Cemaati ile yollar ayrıldı. Bu süreçte, yolsuzluk ve özel hayat tapelerinin ortaya çıkması, parti içindeki dengeleri alt üst etti. Gülen Cemaati, önce AKP'nin baş düşmanı ilan edildi, ardından 2016'daki darbe girişimi sonrası geniş çaplı operasyonlarla etkisiz hale getirilmeye çalışıldı.
Bu süreçte AKP, seçmen tabanını konsolide etmek için iç düşman yaratma stratejisini benimsedi. Gülen Cemaati'ne karşı yürütülen kampanya, partinin tabanındaki sadakati artırırken, aynı zamanda Erdoğan'a olan bağlılığı pekiştirdi. Bu dönemde gerçekleştirilen referandumla birlikte, Türkiye'de tek adam rejimine geçildi.
Ancak bu süreç, AKP içinde de ciddi bir yaprak dökümüne neden oldu. Davutoğlu gibi isimler, parti içindeki güç mücadelesinde tasfiye edilirken, Erdoğan'ın çevresindeki pek çok isim de etkisiz hale getirildi. Bugün AKP, büyük sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillenen bir iktidar yapısına sahip. Ancak bu yapı, hem iç hem de dış siyasetteki hamlelerini genişletmeye çalışırken, karşılaştığı zorluklarla da mücadele ediyor.
AKP'nin en kalıcı müttefiki ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oldu. MHP, devletin çelik çekirdeğini temsil eden yapısıyla, AKP'nin milliyetçi bir zemin üzerinde yükselmesini sağladı. Bu ittifak, Türkiye'de toplumsal ilişkilerin yeniden şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadı.
Sonuç olarak, AKP'nin 23 yıllık serüveni, bir yandan iktidarda kalma mücadelesi verirken, diğer yandan da birlikte yürüdüğü yol arkadaşlarıyla yollarını ayırma sürecini de içeriyor. Bugün AKP, geçmişteki müttefiklerinden uzaklaşarak, yeni ittifaklarla yoluna devam etmeye çalışıyor. Ancak bu yolculuk, her zaman olduğu gibi, sert virajlarla dolu. Erdoğan'ın gücünü koruyabilmesi, iç ve dış dinamiklerdeki değişimlere ne kadar uyum sağlayabileceğine bağlı olacak.