AKP neden olağanüstü kongre kararı aldı, yerel seçimler için nasıl bir strateji izleyecek?
İstanbul ve Ankara için özel çalışma
AKP neden olağanüstü kongre kararı aldı, yerel seçimler için nasıl bir strateji izleyecek?
- Ayşe Sayın
- Unvan,Ankara, BBC Türkçe
- Twitter,
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), yeni parti yönetimi ile yerel seçimlere gitmek için 7 Ekim’de Olağanüstü Kongre yapılması kararı aldı. Özellikle İstanbul ve Ankara'da 2019'da kaybettiği yerel seçimlerin rövanşını almak isteyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kongre sonrası yerel seçim çalışmalarını başlatması bekleniyor.
Mayıs ayındaki seçimler sonrası muhalefetteki dağınıklığı avantaja çevirmek isteyen AKP, Ankara ve İstanbul adayları için özel çalışma yürütecek.
İktidar partisinde Mart ayında yapılacak yerel seçimler için ön hazırlıklar sürüyor. Belediye başkan adayları ve ittifakla ilgili çalışmaların 7 Ekim’den sonra hızlanması bekleniyor.
AKP'de kongre süreci, hafta başında Erdoğan’ın başkanlığında yapılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında olağanüstü kongre tarihinin resmen ilanıyla başlamış oldu.
En kısa MKYK toplantılarından birini yapan Erdoğan, olağanüstü bir durum olmadıkça Kurul’u toplamayacak.
ulislere yansıyan bilgilere göre MKYK toplantısında olağanüstü kongre tarihi netleştirildi, partinin yerel yönetimlerdeki durumuna ilişkin bir sunum yapıldı.
Erdoğan, güçlü ve dinamik bir kadroyla yerel seçimlere hazırlanmak istiyor
Erdoğan, 28 Mayıs'ta yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinden kısa süre sonra kurmaylarına, olağanüstü kongre sürecinin başlatılması için talimat vermişti.
Bunun neden olarak, Erdoğan’ın yerel seçimlere güçlü ve dinamik bir kadroyla hazırlanma isteği gösteriliyor.
AKP MKYK’da, bazı isimlerin partinin Meclis grup yönetiminde yer alması, bazılarının da kabinede görevlendirilmesi nedeniyle değişiklikler yapılmıştı.
Parlamento seçimlerinde üç dönem kuralını istisnasız uygulayan Erdoğan’ın, parti yönetiminde de kapsamlı değişikliğe gitmesi bekleniyor.
AKP kulislerinde, MKYK’nın en az yarısının yenileneceği, “yorulmuş, yıpranmış” isimlerin değişeceği yorumu yapılıyor.
Partide yerel seçimler için ön çalışmalar yapılsa da, seçim için kongreden sonra sahaya inilmesi planlanıyor.
Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde de aynen sürüp sürmeyeceği, hangi partilerle nerelerde ortak aday çıkarılacağı henüz net değil.
Bu konuların netleşmesi ve partinin belediye başkan adaylarını belirleme sürecinin de 7 Ekim’den sonra hızla başlaması planlanıyor.
İstanbul ve Ankara için özel çalışma
AKP’nin en önemli hedefleri arasında ise 2019 yerel seçimlerinde kaybettiği Ankara'yı ve özellikle de İstanbul’u “geri almak” var.
Millet İttifakı bloğundaki son seçimler sonrası görülen dağınıklık ve İYİ Parti’den gelen “kendi adayını çıkarmaya” dönük açıklamalar avantaj olarak görülüyor.
Ancak Ankara ve İstanbul'da, cumhurbaşkanı yardımcısı adayları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun “kolay lokma olmadığı” AKP’liler tarafından da kabul ediliyor.
O nedenle bu iki ilde belediye başkan adayı belirleme süreci için özel çalışma yürütülecek.
İstanbul’a Karadenizli aday mı?
Geçmişte söylediği “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözü hafızalarda olan Erdoğan için İstanbul ayrı bir öneme sahip.
Siyasi kulislerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile artık milletvekili olan eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun isimleri bir süredir konuşuluyor.
Koca, geçtiğimiz günlerde adaylık konusunun “gündemde olmadığını” söylemişti.
AKP kurmaylarına göre İstanbul'da aday ismi söylemek için erken. Ancak kulislerde İstanbul’a nasıl bir aday olması gerektiğine dönük tarifler yapılıyor.
İmamoğlu’nun hizmetinden çok “siyasi kimliğinin” hakim olduğu, “hizmet” vurgusunun öne çıkarılması gerektiği ifade ediliyor.
İstanbul’un demografik yapısının da aday belirlemede etken olacağı belirtiliyor. Bazı AKP kurmayları, “İstanbul en çok Karadeniz’den göç alıyor. Ekrem İmamoğlu da Karadenizli ve hemşehri desteğini küçümsememek gerekiyor” diyor.
Bazı partililere göre ise “Adayın Karadenizli olması kadar, teşkilatlarla ilişkilerinin iyi olması” da önemli. 2019'daki yerel seçimlerde, partinin adayı eski başbakan Binali Yıldırım ile teşkilat arasında uyum sağlanamamasının seçimin kaybedilmesinin önemli etkenlerden biri olduğu, bu kez aynı hataya düşülmemesi gerektiği vurgulanıyor.
Bu nedenle bazı AKP kurmayları, Trabzon Milletvekili olan ve 1995’ten 2019’a kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çeşitli kademelerde görev yapan Adil Karaismailoğlu’nun şansını yüksek görüyor.
Parti kulislerinde dile getirilen bir başka isim ise Ordulu olan İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe.
Kulislerde bu isimler konuşulsa da parti kurmayları Erdoğan’ın adayı; kamuoyu araştırmalarını, teşkilatların eğilimlerini ve farklı kesimlerden oy alma potansiyelini de dikkate alarak belirleyeceğine işaret ediyor.
Ekonomi yine en büyük sorun
AKP'de yerel seçimler için nasıl bir strateji izleneceği henüz netleşmiş değil.
Mayıs seçimlerinde olduğu gibi partinin en büyük dezavantajı ekonomi görülüyor. AKP’nin oylarındaki gerilemenin en önemli nedenlerinden biri olarak, enflasyon ve hayat pahalılığı görülüyor.
Enflasyon ve hayat pahalılığından en çok etkilenenlerin büyükşehirlerde yaşayan seçmenler olduğu, bu nedenle de özellikle Ankara ve İstanbul’da partinin oylarının gerilediği değerlendirmesi yapılıyor.
Sahadan gelen hayat pahalılığına ilişkin eleştirilere dikkat çeken parti kurmayları, ekonominin başına getirilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile ekibinin, uygulamaya koyduğu ekonomi modeli ile başarıya ulaşılacağının seçmene iyi anlatılması gerektiğini belirtiyor. Bu aşamadan sonra ekonomik programdan ödün vermeden, vatandaşı enflasyona ezdirmeyecek adımların atılabileceğine işaret ediliyor.
Emekliler Aralık’ı bekleyecek
Seçmenleri enflasyona ezdirmeyecek adımların ilki olarak ise emeklilerin durumunun iyileştirilmesi gösteriliyor.
Emekliler için Aralık ayından önce bir düzenleme yapılmasının zor olduğu belirtilirken, bazı parti yöneticileri “Eldeki imkanlar belli, bunu zorladığımız taktirde, para basmak gerekir. Bu da enflasyonu yine artırır ve çözüm olmaz. O nedenle gerçekçi ve güven verici bir ekonomi politikası izleneceğini vatandaşa anlatmamız gerek” görüşünü dile getiriyor.
BBC TÜRKÇE