AKP'nin "güven ve istikrar" çelişkisi

"Seçmenin yeni paketlere karnı tok"

AKP'nin "güven ve istikrar" çelişkisi


AKP'nin "güven ve istikrar" çelişkisi

19 yıldır iktidardaki AKP, "Güven ve istikrar" sloganıyla 7. Olağan Büyük Kongresi'ni yapıyor. Siyasi gözlemcilere göre 19 yılda oy oranı yüzde 45'lerden 30'a inen AKP'nin ayakta kalması "topyekün değişmesine" bağlı.

3 Kasım 2002'de girdiği ilk genel seçimde iktidara gelen ve iktidardaki 19. yılını gören Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 7. Olağan Büyük Kongresi'ni "İnandığın yolda yürü", "Güven ve İstikrar" sloganlarıyla Ankara'da yapıyor.

Kongrede, partisinin 2023 seçimlerine ilişkin stratejisini "manifesto" niteliğinde açıklayacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, genel başkanlık için tek aday olsa da, kongrede AKP için "değişim ve yenilik" vurgusu yapacak olması dikkat çekiyor. Kongrede, partinin en üst düzey karar organı olan Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) için seçim yapılacak. 50 kişilik MKYK'da yüzde 50'den fazla değişim yaşanacağını söyleyen parti kaynakları, "Her zamankinden daha hızlı hareket edecek bir parti yönetimi olacak. MKYK'nın 75 üyeli olma planı da var" diyor.

AKP, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul dahil pek çok büyükşehirde kaybedince seçmenin "yenilik ve değişim" mesajı verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, değişimin partinin tüm unsurlarına yansıması gerektiğine dönük düşüncesini parti üst yönetimiyle açıkça paylaşmıştı. Bu da; kongreyle birlikte sadece parti üst yönetiminin değil, cumhurbaşkanlığı kabinesinin de değişeceği anlamına geliyor.

"Seçmenin yeni paketlere karnı tok"

Peki; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı zamanda AKP Genel Başkanı olarak kendi seçmen kitlesinin karşısına "Güven ve İstikrar" sloganıyla çıkması AKP'ye güven, Türkiye'ye istikrar getirir mi?

Kamuoyu araştırmacıları ve siyaset bilimcileri AKP'nin bir dönem yüzde 40'ların üzerinde oy almış bir parti olduğunu hatırlatırken, bu oy oranının bugün yüzde 30'a kadar gerilediğine dikkat çekiyor.

Erdoğan'ın iktidar yıllarının reform paket ve programlarıyla neredeyse özdeşleştiğini söyleyen İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü Can Selçuki; DW Türkçe'ye "AKP'nin çekirdek oyu bugün yüzde 29'a kadar indi. Gelinen noktada AKP seçmeninin de yeni paketlere, reformlara karnı tok. Erdoğan'ın yeni bir hikayeye, mesaja ihtiyaç duyduğu ortada" diyor.

Can Selçuki

Can Selçuki

Erdoğan'ın önümüzdeki süreçte ancak "somut ve ikna edici adımlar"la halkın karşısına çıktığında destek alabileceğini öngören Selçuki, "İçi somut adımlarla doldurulmadığı sürece güven ve istikrar sloganının havada kalacağını biliyoruz, görüyoruz. Bugüne kadar iyi günde, kötü günde AKP'nin yanında duran seçmen, bugün AKP'den kaçıyor" değerlendirmesini yapıyor.

3 Kasım 2002 seçimlerinden AKP yüzde 34,28 oyla tek başına iktidar olarak çıktı. AB'ye tam üyelik ve reform perspektifiyle oy oranını 2007'de yüzde 46,58'e çıkaran AKP, 2011 seçimlerinde bu oranı yüzde 49,83'e çıkardı.

AKP'nin oylarının ne zaman, nerede eridiğine ilişkin tartışma halen sürse de, kamuoyu araştırmacıları 2013'teki Gezi Parkı protestolarını 'milat' olarak gösteriyor.

İstanbul'da Gezi Parkı'ndaki ağaçların sökülmesini istemeyen bir grubun başlattığı protestolar, Erdoğan'la halkı karşı karşıya getirmişti. Gezi eylemcilerini 'çapulcu' olarak niteleyen Erdoğan, sert tavrından geri adım atmayınca protestolar yurt geneline yayıldı. Türkiye'de o günden beri Erdoğan'ın "kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir siyaset izlediği" değerlendirmeleri yapılıyor. Gezi eylemlerinden sonraki ilk seçimde; 2014 yerel seçiminde AKP yüzde 45,54 oy alsa da, 2015'teki genel seçiminde aldığı yüzde 40,87 oyla tek başına iktidar olamadı. Sonrasında seçim yenilendi, AKP yüzde 49,50 oy aldı ancak üç yılı geride bırakan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde MHP ile kurduğu Cumhur İttifakı olarak iktidarda durmayı sürdürebildi.

"Sloganlar sistem için"

Piar Araştırma Şirketi'nin sahibi, kamuoyu araştırmacısı Kadir Atalay DW Türkçe'ye AKP oylarıyla ilgili son tespitlerini anlatırken; "AKP'den kopan oylar İYİ Parti'ye gidiyor. Kararsız oyların da İYİ Parti üzerinden diğer partilere dağıldığını gözlemliyoruz" diyor.

Kadir Atalay

Kadir Atalay

Atalay, "Yüzde 30'lara düşmüş bir AKP varsa; bugün Erdoğan'ın çıkıp da başarı hikayelerinden söz etmesi anlamsızdır. AKP'nin tek başarısı; toplumda karşılık bulmayan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kurmak olmuştur. Erdoğan, güven ve istikrar sloganı atıyorsa bu slogan kendini iktidarda tutacak sistem içindir, halk için değil" değerlendirmesi yapıyor.

HDP'ye kapatma davası açılmasının, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin aslında AKP oylarını artırmak için olduğunu anlatan Atalay, "AKP; topluma kafasındaki milliyetçiliği pompalamayı sürdürecek. Kürtlerden de, aşırı muhafazakarlardan oy almak için milliyetçiliği kullanacak. Erdoğan'ın kafasındaki değişim bundan başka bir şey değil" öngörüsünde bulunuyor.

"Ortada bir itiraf var"

AKP kurucularından Yaşar Yakış, AKP iktidarının 19. yılında Erdoğan'ın "Güven ve İstikrar" sloganıyla parti tabanının ve halkın karşısına çıkmasını bir çeşit "itiraf" olarak görüyor. Yakış; "Demek ki güven ve istikrar kaybı var. Nitekim; doğrudur. Çünkü 19 yılda hem Türkiye içiyle hem de dışıyla kavga eden bir AKP var elimizde" diyor.

Yaşar Yakış

Yaşar Yakış

Yakış, DW Türkçe'ye Erdoğan'ın yeni bir stratejiyle halkın karşısına çıkacak olmasını değerlendirirken "19 yılda siyaset, ekonomi, yargı, medya dahası bütünüyle dibe vurmuş bir Türkiye olduğu için şimdi alternatif yöntemler deneniyor. Kötü yönetim, baskıyla, itibarsızlıkla ilerlemeye çalışıyor" ifadelerini kullanıyor.

AKP'nın 2006-2008 dönemine kadar bölgesinde ve dünyada kazandığı itibarını, 2011 sonrasında kaybetmeye başladığını anlatan Yakış, partinin ve Türkiye'nin içinde bulunduğu "hızlı gerilemeyi" anlamak için son bir haftada yaşananlara bakmak gerektiğini savunuyor.

Yakış; "HDP'ye kapatılma davası açılması, mecliste vekil dokunulmazlıklarını kaldıran binlerce fezleke olması, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi Türkiye'nin içinde bulunduğu yakışıksız fotoğrafının göstergesidir. Çok kötü bir durum içinde olsak da ben halen aydın bir liderin çıkıp da, bugünkü anayasayla Türkiye'yi kurtarabileceğini düşünüyorum. Mevcut yönetim Türkiye'yi kutuplaştırmaktan başka şey yapamıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.

"Niyeti buymuş"

Ankara'da AKP'yi kurulduğu ilk günden beri izleyen gazetecilerin başında gelen Sedat Bozkurt'a göre ise AKP, yıllar içinde "asıl niyetini, düşüncesini" ortaya koyan bir parti oldu. Bozkurt, "Yola çıkarken arkasına AB üyeliği ve reform düşüncesini arkasına alan AKP, yol aldıkça bunları tasfiye etti. Erdoğan, bu fikirleri savunanları da partisinden attı. Türkiye'de tasfiye ettiği güç odaklarının hepsinin yerine geçti. Niyeti buymuş" diyor.

"Güven ve istikrar" sloganına bu açıdan bakmak gerektiğini düşünen Sedat Bozkurt, sloganın asıl hedefini DW Türkçe'ye şöyle yorumluyor:

"Tek amaç iktidarda kalmak. İktidarda kalmak için de baskıyı artırıyorlar. Güven ve istikrar programının içinin boş olduğunu çok kısa sürede göreceğiz. Seçim için sadece 2023 işaret ediliyor ama devletin tüm yapılarıyla bu kadar oynanmışken ve toplumda huzursuzluk AKP tarihinin en tavan noktasına ulaşmışken bu mümkün değil. Erdoğan, istediği güven ve istikrarı belki de hiç istemediği bir seçimde arayacak."

Ankara'da "bakan toto"

Kongre ile birlikte cumhurbaşkanlığı kabinesi için beklenen değişiklikler için de gözler Erdoğan'da. 16 bakanlı mevcut kabinede 12 ismin bürokrasi ya da özel sektörden olduğuna dikkat çeken AKP kurmayları, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez siyasetçilerin ağırlıkta olduğu bir kabine kurmak istiyor. Böyle bir yapı, seçime giderken AKP'nin elini daha da güçlendirecek" mesajı veriyor.

Albayrak'ın kabineye tekrar dönüp dönmeyeceği merak ediliyor.

Albayrak'ın kabineye tekrar dönüp dönmeyeceği merak ediliyor.

Siyaset kulislerinde "bakan toto"nun oynandığı bu günlerde en çok merak edilen Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa eden Berat Albayrak'ın kabineye tekrar dönüp dönmeyeceği. Üst düzey bir AKP yöneticisi DW Türkçe'ye "Bir isim üzerinde bu kadar çok spekülasyon Türkiye'ye kaybettiriyor. Bunu sayın Erdoğan da görüyor" demekle yetiniyor. Kabineye daha çok eski AKP'li vekillerin alınmasından yana görüş geliştirdiklerini anlatan aynı AKP'li, "Kimi bakanlıkların bölünmesi ya da yeni bakanlıklar kurulması üzerinde de çalışmalar sürüyor. Kimse istediğimizin güven ve istikrar olduğunu unutmamalı" diyor.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal da "Kabine değişikliği olacak mı?" sorusuna "Cumhurbaşkanı yeni bir düzenlemeye gidecektir. Önümüzdeki günlerde bunu göreceğiz" demekle yetiniyor.

 

Hilal Köylü / Ankara

 Deutsche Welle Türkçe