Terörle mücadelenin başarıyla yürütüldüğünü belirten Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Siyasi olarak eskiden rasyonel bir kişiydi, saray onu rasyonellikten kopardı" yorumunu yaptı.

“Bilim Kurulu’nun önerdiklerinin siyasi onaya ihtiyacı olmamalıydı”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini eleştiren Akşener, “Şimdi biz bu kararlarda bir tek kişinin fikrine, kanaatine mahkum durumdayız. O da Sayın Erdoğan. Kimse sorumluluğu üstlenemiyor ve her türlü kararı sonuçta sayın Erdoğan'ın vermesi gerektiği bir sistem olduğu ortaya çıktı ve tek adam her şeyi biliyor, karar veriyor” ifadelerini kullandı.

Bilim Kurulu oluşturulmasını en başından beri desteklediğini belirten Meral Akşener, kurulun önerilerinin siyasi onaya ihtiyaç duymasının ise yanlış olduğunu savundu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca için “iyi niyetli ve çalışkan” yorumunu yapan Akşener, sokağa çıkma yasağını Hızısıhha Kurulu’nun ilan etmesi gerektiğini ileri sürdü.

Akşener, Fatih Altaylı'nın kendisine ilettiği "Madem Sağlık Bakanı ve Sağlık Bakanlığının yaptığı işleri doğru buluyor. O Bilim Kurulu üyelerini atayan, o Sağlık Bakanını görev getirenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu neden gözardı ediyor?" sorusuna gülerek, "8 ayda çok şey yaptık dermişim" yanıt verdi.

“Günlük vaka sayısı 10’un altına düştüğünde normalleşme başlamalı”

Kademeli şekilde normal hayata dönmeye ilişkin görüş de bildiren İYİ Parti Genel Başkanı, günlük vaka 10’un altına inmeden rehavete kapılmamak gerektiğini, aksi takdirde ikinci dalganın gelebileceğini öne sürdü.

“Taramalar, hazır evlerdeyken, kapılar çalınarak yapılsın”

Rastgele yapılacak hane ziyaretleri yoluyla koronavirüs taraması yapılması önerisinde bulunan Meral Akşener, “Hazır evdeyken insanlar rastgele yapılması lazım ki, bize bir resim çıksın” yorumunu yaptı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in gündeminde ekonomik gidişat da vardı.

“Merkez Bankası'nın yedek akçeleri gitmiş, geçilmeyen yollara, inilmeyen uçaklara para ödüyoruz”

Millet İttifakı belediyelerinin yardımlarına izin verilmemesini eleştiren Akşener, özellikle garsonlar ve taksiciler gibi yevmiye usulü çalışan kişilerin zor durumda olduğunu belirterek, ekonomik destek vurgusu yaptı:

Biz demiştik ki; bu süreç içerisinde ailelere kişi başı 500 TL para verin. Ailelere 1000 lira verildi ama kime neye yetecek. Ayrıca harcama garantisi olan fiş, kart, kuponun verilmesi lazım geldiğini söylemiştik. Şimdi de çalışan başına işletmelere 10 bin lira para yardımı yapılması gerekiyor. Bu havayollarına, geçilmeyen tünellere, köprülere ödenen paranın yarısı ediyor. Geçilmediği için devletin kesesinden giden paranın yarısı kadar. Şimdi İşsizlik Fonu vardı, ne olduğunu bilmiyoruz. Varlık Fonu var, bugün ortaya çıkan bilgiler ışığında 70 milyar lira borçluymuş. Merkez Bankası'nın ihtiyat akçeleri gitti. Böyle bir duruma ve güne ekonomik olarak hazırlıklı mıyız derseniz ekonomik olarak hazırlıksızmışız. Merkez Bankası'nın yedek akçeleri gitmiş, geçilmeyen yollara, inilmeyen uçaklara para ödüyoruz.

“İmamoğlu şeytan kovalamaktan namaza vakit bulamıyor”

Konuşmasında şehir hastanelerine de değinen Akşener, “Önce İngiltere yaptı, ekonomisini göçertti. Hastane yapmayın diyen yok, yapılsın, yatak sayısı artsın ama siz garantili yapıyorsunuz” eleştirisinde bulundu.

Meral Akşener, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Ekrem İmamoğlu, şeytan kovalamaktan namaza vakit bulamıyor. Bütün dikkat İstanbul Belediyesi'nin üzerinde. Ne travmaymış atlatılamadı gitti. Ne zormuş. Azıcık nefes almaya fırsat tanısın onların büyükleri. Kafayı kaldırdığında çekiç vuruluyor.

Fatih Altaylı - Meral Akşener / Fotoğraf: Twitter / @meral_aksener

“Damadı ikna edeceğini sanmıyorum”

Parti olarak ekonomi programlarını hazırladıklarını belirten ve tarım odaklı hareket edilmesi gerektiğini savunan Akşener, İYİ Parti’nin ortaya koyduğu programı paylaşmaya hazır olduklarını söyledi ve ekledi:

Yeter ki istensin, biz vermeye hazırız. Ama damadı ikna edeceğini sanmıyorum.

"Basılan para malum gruplara gidiyor, vatandaşa değil"

Merkez Bankası para bassa da o paranın vatandaşa değil, belli gruplara gittiğini ileri süren Akşener, tarım, gıda güvenliği ve erişiminin öncelikli konu olması gerektiğini savundu:

Vatandaşın eline geçen de bir para yok. Bizim önerimiz şu; büyük şirketler devlet tarafından kayyum atamadan işletilmeli ve normale döndürüldükten sonra tekrar devir edilmelidir. Toprak konusunda da benzer şeyler olacak yani çok ucuz şekilde toprak satın alımına kalkışacaklar. Bunlara karşı dikkat etmesi gerekiyor ve maalesef para basılırsa da, gittiği yer yani iddialara göre malum beşli çete. Bir paket açıklandı, içinde yardım yok. 3-4 milyar nakit yardımı var diğeri borçlandırmak üzere. Küçük esnafa kredi gelmiyor, takip ediyorum. Para basıldı, nereye gitti? Belli değil. Silinen vergi borçlarını biliyoruz yakın tarihte. Pandemiden sonra ülkeler kendi içlerine dönebilir. İthalat yaptığımız yerlerde yani biz Rusya'dan ve Ukrayna'dan buğday alamayabiliriz. Dolayısıyla öncelikle gıda güvenliği, gıda erişimi birinci öncelik dolayısıyla tarım tarım tarım…Tarım ile ilgili çok spesifik önerilerimiz oldu. Hep başından itibaren kaale alınmadı ama tarımla ilgili de bir stratejik programın hazırlanması gerekiyor. Buna dair hiçbir şey duymadık. Türkiye'nin %90- %70'in üstünde bir alanı hizmet sektörü var. Şimdi bu hizmet sektörü şu an itibarıyla gitti. Turizm ile beraber gitti. Böyle olunca turizmin ele alınması gerekiyor ama istihdam yaratmak için yatırım gerekecek. Bundan sonrakinden fazla da yani hizmet sektöründen açığa çıkan insanların bir şekilde istihdam edilmesi lazım. Bunun yolu da sanayi artık KOBİ'lerden geçiyor.

“Ben Sayın Erdoğan'ın bir şiir okuduğu için hapse gönderilmesini haksız buldum”

Kendisine “Erdoğan’la çok yakındınız, hapse girerken onun yanında olmuştunuz, ne oldu da bu duruma gelindi?” şeklindeki sorunun çok sorulduğunu belirten Akşener, kendisinin her zaman mağdurun yanında olduğunu savundu:

Ben Sayın Erdoğan'ın bir şiir okuduğu için hapse gönderilmesini haksız buldum, hala haksız buluyorum. Sayın Erdoğan seçilmiş bir belediye başkanıydı. Seçilmiş Belediye Başkanı millî iradenin tecellisi ile seçilir. Millî iradenin yok farz edilmesini yanlış buldum. Bugün de yanlış buluyorum onun için de yanında oldum. O devrin güçlüleri ile ters düştüm. Şimdi bugün ben hala aynı yerdeyim bugün de Ekrem Bey için açılan soruşturmaların karşısındayım yani her zaman hep kavga etmişimdir. Öyle bir huyum var.

“Cüzdansızlar ile vicdansızlar kavgasının önüne geçmeliyiz”

Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sürdüğü takdirde, Erdoğan’a duyulan sevginin, sempatinin 1 gramı kalmadan seçim kaybedeceğini savundu.

“Bir insan her şeyi bilemez. Buraya yazıyorum; seçim kaybetmek başka bir şey ama bu seçimi sıfır sevgi ile kaybetmek başka bir şeydir” yorumunu yapan Akşener, milletvekillerinin şuanda ne bakan ne de bakan yardımcılarına ulaşabildiğini öne sürdü.

“Bunun nedeni seçmenden kaçmaları” diyen İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “saray”a hapsolduğunu ileri sürdü.

Erdoğan'a Keçiören'deki evine taşınması önerisinde bulunan Akşener, “Pandemi sonrası Türkiye'nin ekonomisi konusunda endişelerim var benim, cüzdansızlar ve vicdansızlar arasında. Hani Müslüm Baba rahmet ediyordu ya yakarsa dünyayı garipler yakar. Cüzdansız ve vicdansız kavgasının önüne geçmemiz lazım” yorumunu yaptı.

“Bu millet-devlet kaynaşması, barışması, buluşması diyebileceğimiz fırsatı Sayın Erdoğan ve arkadaşları yerine getirmedi”

“Cumhuriyet'in kuruluş anından itibaren ihtilaf sahaları var. Sayın Erdoğan bu ihtilaf sahalarını derinleştirerek oy alan bir algoritmaya sahip. Yani bir siyasetçi olarak geldiği gelenek de benzeri bir gelenek” ifadelerini kullanan Akşener, AK Parti seçildiğinde Abdullah Gül’ü arayarak, “Çok önemli bir fırsat var önünüzde. Bu millet devlet barışmasını lütfen sağlayın” dediğini hatırlattı.

Şerif Mardin'in “Cumhuriyet trenine mütegallibe bindi. Bürokrasi bindi. Halk binemedi” sözünü de hatırlatan İYİ Parti Genel Başkanı, “Bu millet-devlet kaynaşması, barışması, buluşması diyebileceğimiz fırsatı Sayın Erdoğan ve arkadaşları yerine getirmediler, o fırsatı değerlendirmediler belki işlerine öyle geldi” yorumuunu yaptı.

“Suriyeli sığınmacıları vatanlarına göndermek kaydıyla bir çözüm üretmeleri gerekiyor”

Türkiye’deki Suriyeli göçmenler için 40 milyar dolar harcandığını belirten Akşener, bu kişilerin güvenli şekilde ülkelerine gönderilmesi için çözüm üretilmesi gerektiğini savundu.

Independent Türkçe