Ülkenin iyi yönetilmediğini vurgulayan Babacan, son 20 yılda eğitim alanında çok geride kalındığını belirtti.

Özellikle pandemi döneminde çocukların ve gençlerin ikilem içinde kaldıklarını dile getiren Ali Babacan, “Okulların açılması konusunda bir itirazımız yok. Mesele okulları açmak değil. Okulların tekrar kapanmamasını sağlayacak bir yol bir yöntem uygulamak. Sağlık önlemlerine okullarda uyulması şart. Tedbirlere uyularak okulların açık kalmasını sağlamak önemli” diye konuştu.

Uzaktan yapılan eğitimde, EBA’da sorunların hala devam ettiğini ileri süren Babacan, eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kalktığını ve Cumhuriyet tarihinde zengin ve fakir ailelerin çocukları arasında ilk kez bu kadar uçurum oluştuğunu dile getirdi.

ZORUNLU EĞİTİM 3 YAŞINDA BAŞLAYACAK

Temel problemin zihniyet olduğunu kaydeden Babacan, “Eğitim, sürekli olarak bir ideolojik çatışma haline getiriliyor. Yönetime gelenler kendi fikrine benzer adeta tornadan çıkmış çocuklar ve gençler yetiştirmeye çalışıyor. Biz eğitimde önce fırsat eşitliğini, adaleti ve insanı merkez alacağız. Zorunlu eğitimi 3 yaşında başlatacağız. Çocukların almaya, kapmaya en hazır olduğu çağdır. Bu çağı kaçırmamız gerekiyor. Erken yaşlarda doğuştan sahip oldukları özellikleri dikkate alan eğitim yapacağız. Ezberlemeyi değil sorgulamayı öğreteceğiz. Soru soran gençlerden korkmayacağız. Sorgulayan eleştiren gençler yetiştireceğiz. Gelişmiş toplumlar eleştiriyi bastıran değil, eleştiriyi teşvik eden toplumlardır” diyerek iktidar olduklarında YÖK’ü de kaldıracaklarını söyledi.

6 MADDELİK EKONOMİK REÇETE

Kendi bakanlığı döneminde milli geliri 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkardıklarını savunan Ali Babacan, şu anda kişi başı milli gelirin 8 bin dolara indiğini ifade etti.

“Ekonominin reçetesini veriyorum” diyerek konuşmasını sürdüren Babacan reçetesini madde madde şöyle sıraladı:

1. Ekonomiyi düzeltmenin yolunun hukuk devletinden geçtiğini büyük puntolarla yazıp duvarlarına masalarına asıp sabah akşam günde 10 defa okumaları lazım. Bunu öğrenmezlerse ne yaparlarsa yapsınlar olmaz. Hukuk yoksa o ülkeye yatırım gelmez. Yeni yatırım yapacak olan insan mutlaka hukuki güvence ister. Bu işin tedavisi bu. Hukuku uygulamak zorundalar.

2. Eksik gedik ağır aksak değil tam demokrasi olacak. Güven sağlayacaksınız, şeffaf olacaksınız.

3. Dürüst ve işin ehli bir kadroyla çalışacaksınız.

4. Ekonomi programınızın bir iç tutarlılığı olsun. Öyle sağdan bakınca bir şey soldan bakınca başka bir şey göstermesin programınız. Hedefleriniz net olsun. Dedikleriniz çelişmesin.

5. Merkez Bankası, SBK,BDDK, TÜİK gibi kurumların bağımsız çalışması lazım. Kurumların tek tek güçlü olması lazım.

6. Kural bazlı ekonomi yapmak lazım. Kuralları açıklayacaksınız ve attığınız her bir adım bu kurallar içinde yerini bulacak. Sabah kalkıp aklına bir şey gelip bunu yapın demekle olmaz. Keyfilikle, duygular dürtülerle ekonomi yönetilmez. Adamları yoksa adam göndeririz, bilmiyorlarsa öğretiriz.

PARA KITLIĞI OLMAYACAK YETİŞMİŞ İNSAN KITLIĞI OLACAK

Açıkladığı reçetenin adının “DEVA reçetesi” olduğunu kaydeden Babacan, “Bugünün dünyasında kaynak sorunu yok, para sorunu yok. Para, finansman var. Para kıtlığı olmayacak dünyada. Ama iyi yetişmiş insan kıtlığı olacak. Bu ülkenin kaynağı çocukları ve gençleridir. Ne kadar iyi eğitip yetiştirirsek o kadar zenginiz. Buna bugün başlamak zorundayız” dedi.

BIRAK KANAL İSTANBUL’U SULAMA KANALI YAP

“Kura bakmıyoruz, rekabetçi kur istiyoruz” diye eski Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ortadan kaybolduğunu vurgulayan Ali Babacan, şöyle konuştu

* Biz su kanalı diyoruz. Cumhurbaşkanı Kanal İstanbul diyor. Çünkü rant var. O rant çevrelerinin Sayın Erdoğan’da inatla, ısrarla Kanal İstanbul diyor. Kanal İstanbul’a harcanan parayla Türkiye’deki sulama yatırımlarının tamamı yapılır.

* Ülkenin geleceğini, gıda güvenliğini, çiftçisini, köylüsünü düşünüyorsanız bırakın Kanal İstanbul’u. Belki, ülke daha zenginleşir ileride. O zaman bakılır bu projelere. Apar topar, yangından mal kaçırır gibi hemen temel atacağız, hemen ihale yapacağız.

* Galiba gidici olduklarını anladılar o yüzden bu kadar acele ediyorlar. Gitmeden büyük ihaleleri verelim de bundan sonra ne olacağı belli değil gibi bir hissiyat yavaş yavaş hükümeti sarıyor. Kanal İstanbul’u bırakın sulama kanalı yapın.

SÖZCÜ