Ali Babacan'dan 15 Mayıs vurgusu: 20 bakanın ev ödevi hazır
'KILIÇDAROĞLU VE CHP LOGOSUNA 'EVET' DİYORUZ'
Ali Babacan'dan 15 Mayıs vurgusu: 20 bakanın ev ödevi hazır
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, iş insanlarıyla bir araya gelirken, burada iktidara geldikleri takdirde 15 Mayıs sabahından itibaren gerçekleşecekleri açıkladı. Babacan, mevcut iktidarın son kullanma tarihinin dolduğunu ifade ederken, genel seçimlerde ilk pusulada Kılıçdaroğlu'na ikinci pusulada ise CHP milletvekilleri aday listesi için vatandaşlardan oy talep etti. Babacan, Millet İttifakı'nın kazanması halinde 15 Mayıs sabahı 20 bakanın görevlerinin hazır olduğunu söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İş Dünyası ve Sanayicilerle Buluşma Programı'nda açıklamalarda bulundu. Babacan'ın buradaki gündemi 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan genel seçimlerken, Millet İttifakı'nın iktidara gelmesi ile birlikte 15 Mayıs sabahı sonrası nelerin değişeceğiydi.
Babacan, ilk olarak ekonomide 'güven'in önemli olduğunu vurgulayarak, güvenin nasıl kazanılacağını sekiz maddede sıraladı. Bununla birlikte 'Avrupa Birliği müzakeresine de dikkat çeken Babacan, "Türkiye'nin her anlamda yüksek standartlara oluşmanın en ön önemli adımı Avrupa Birliği" ifadelerini kullandı.
Ali Babacan'ın açıklamalarının satırbaşları şu şekilde:
"Çalışılmayınca alın teri olmayınca, bu iş olmuyor. O yüzden Türkiye olarak çok çalışma, üretmek ve ihracat yapmak zorundayız. Ancak bu şekilde özgür ve zengin bir ülke olabiliriz. Bazı hususlar var ki altını çizmek gerekiyor.
SEKİZ MADDEDE GÜVEN
Ekonomi deyince bir başka kavram güven. Güven olmayınca mümkün değil. Ben böyle güvenden bahsedince gençler soruyorlar; "Güven nasıl kazanılır?" Ben buradan gençler için sekiz maddede sıralamak istiyorum:
1-Konuşunca doğruyu söyleyeceksin
2-Söz verince tutacaksın
3-Sana bırakılan emaneti koruyacaksın
4-Devlet yönetiyorsan adaletle hareket
5-Ehliyetli kadrolarla çalışacaksın
6-Asla istişareyi bırakmayacaksın
7-Şeffaf olacaksın, açık olacaksın
8-Her zaman hesap vermeye hazır olacaksın
Ekonominin olmazsa olmaz başlıkları var. Bunlardan biri ülkenin makro ekonomi dengeleri. Kurumların birbirleriyle iletişim halinde olduğu bir makro ekonomik çerçeve. Bunu yapamazsanız mümkün değil. İstediğiniz teşviki verin yoksa yürümez. Ve enflasyonun düşük ve öngörülü seviyede olması gerek.
"Ben çalışıyorum" diyen herkes son dört yılda kaybetmiş. Sonuç bu. Son dört yıllık ekonomi tablosu bu. Temele hukuk koyduk ya onun üstüne makro ekonomiyi koyuyoruz, onun da üstüne düşük ve öngörülebilir enflasyonu oyuyoruz.
Enflasyon en modern hırsızlık aracıdır. İstatistikler tutulmaya başlandığı günden bugüne kadar üretici fiyat endeksi hiçbir zaman bu kadar yükselmemişti bu ülkede. 94 ve 2001 krizi dahil. Sabit geliri olan herkes, işçisi, memuru, emeklisi, sosyal yardım, sosyal destek alan bütün vatandaşlarımız kaybetti.
Arkasından eğitim ve istihdam geliyor. Yetmiyor. Mesleki eğitim de geliyor. Gençlerimizin erken yaşta meslekleri tanımaları gerekiyor. Üniversiteye gelince bilerek tercihlerini yapsınlar.
Bu da yetmiyor; yeni meslekler oluşuyor, çalışan vatandaşlarımızın adapte olabilmesi için hayat boyu adapte sistemi gerekiyor. Meslek değiştirmek bundan sonra çok yaygınlaşacak. Bizim eğitim eylem planımız 500 maddelik.
Bunlar yarınlar için ama bir de işsizlerimiz var ya da çalışma hayatından memnun olmayan insanlarımız var. Onlar için meslek değiştirme, meslek eğitim planları gerekiyor. Bu kurslar bedava olacak. Yol parası ve yemek bedava olacak.
'20 BAKANIN EV ÖDEVİ HAZIR'
Altı siyasi parti ortak bir programla seçime gidiyor. Seçimlerden sonra başlayacak 20 bakanın ev ödevi hazır. Bu bir buçuk yıllık bir çalışmanın sonucu.
Artık dijital çağdayız. Bu konuda da artık bir ülkenin planları olması gerekiyor. Konu ile ilgili çalışmayı deva.com'da bulabilirsiniz. Diğer önemli konu yaşanabilir bir Türkiye bırakmak. Bir başka önemli konu sosyal politikalar. Ne olursa olsun hiçbir işi olmayan vatandaşlarımızı asgari gelire ulaşması bakış açısı demek bu. Bu şekilde güçlü, sürdürülebilir bir ülkeden bahsetmiş oluyoruz.
Ve son olarak; Avrupa Birliği. Türkiye'nin her anlamda yüksek standartlara oluşmanın en ön önemli adımı Avrupa Birliği. Her alanda standartlar var. Bu standartların her adımı insana değer veren standartlar. Bu müzakere sürecinin tekrar canlandırılmasıyla da mümkün ya da Türkiye'nin kendi iradesiyle yapılması da mümkün. Aradaki farkı nasıl kapacağız? Avrupa Birliği Müzakeresi dediğimiz bu.
Bunu, 'Türkiye yok olacak hissi' varken yapamayız. Bu ülkenin kaynakları Türkiye'yi ayağa kaldırmak için yeter. Bunu biz yapacağız. Hep birlikte yapacağız. Bunların gerçekleşmesi siyasi dönüşümle mümkün.
Mevcut siyasi iktidar, son kullanma tarihini doldurmuş durumda. Az sayıda projelerle kendini göstermeye çalışan bir iktidar. Son yıllarda sürekli yüksek enflasyon ve refahın düştüğü bir ülkeye çevirdiler bu ülkeyi.
'HAKARET ETTİKLERİ İNSANLARLA BİRLİKTELER'
Sayın Erdoğan biliyordu ki kazanamaz. Kendilerine ortak aldı. Üç beş yıl önce birbirlerine hakaret ettikleri insanlarla...
2018'de Millet İttifakı ortak aday belirleyemedi ve kaybettiler. Bundan ders almak gerekiyor. 2022 Şubat'ta altı lider bir masaya oturdu. Beraber ülkeyi yönetirken neler yapacağımızı takvime geçirdik. Altı partinin bir araya geldiği ittifak sadece seçime kadar değil, seçimden sonra da ne yapacak bunun planını oluşturduk. Sonra sayın Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı adayı ilan ettik.
Şu altı partinin logosunu yan yana koyduğunuzda tüm Türkiye'yi temsil ediyor. Ben T.C. vatandaşıyım' deyip 'Ben burada kimseyi bulamıyorum' demek çok zor. Ama öbür tarafa baktığınızda bu çok mümkün değil. Çünkü ötekileştiriyorlar. Berikilerden Cumhur İttifakı kurdular. O tarafta nefret ve öfke var. Burada sevgi ve kucaklaşma var. Bu kriz ortamından çıkış ancak sevgiyle olacak. Biz altı parti olarak bir araya gelip tek parti olmadık. Ama Türkiye'nin yarınları için omuz omuza yürümeye karar verdik.
Birinci pusulada adayımız Kılıçdaroğlu. Bir de ikinci pusula var. Bu ikinci pusulada oyların milletvekili sayısına tercüme edildiği bir sistem var. İttifak içindeki partiler eğer ayrı listelerle seçime girerse milletvekili sayısı düşüyor, biz bunu gördük. Matematik hesabı ortak listeyle girdiğinizde her parti daha fazla milletvekili çıkarıyor. Bu aynı zamanda fedakarlık isteyen bir yaklaşım. Örneğin CHP, kendi arkadaşlarını liste dışı bırakarak fedakarlık yapıyor. Ama DEVA Partisi gibi partiler de kendi logosuyla gireceğine daha sınırlı sayıda kişiyle seçime giriyor.
'KILIÇDAROĞLU VE CHP LOGOSUNA 'EVET' DİYORUZ'
Ama bu herkesin kazanacağı bir süreç. Biz her zaman, "Önce Türkiye" diyoruz. Birinci pusulada sayın "Kılıçdaroğlu" diyoruz., ikinci pusulada CHP'nin logosunun altına 'evet' diyoruz.
İnşallah 15 Mayıs sabahı, "Kötü bir rüya gördük" diyeceğiz. Bu seçim aslında bir referandum. İki temel tercih var. Bu seçimin temel ihtiyacı tek akıl mı yoksa ortak akıl mı, öfke ve nefret mi, korku ve umut mu, kara kış mı bahar mı?
Halkımız yeter ki meseleyi iyi anlasın, bu bizim elimizde."
KARAR