Alman istihbaratı: Gazeteciler tehdit ediliyor
Anayasayı Koruma Teşkilatı ne dedi?
Alman istihbaratı: Gazeteciler tehdit ediliyor
AKP'li vekillerin aslında Eylül 2022'den bu yana Almanya dahil Avrupa'ya ziyaretlerini yoğunlaştırdığı gözleniyor. Ancak AKP'li Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz'ün geçen haftalarda Neuss kentindeki bir toplantıda yaptığı tartışmalı açıklamaya dek Almanya'daki seçim etkinlikleri pek dikkat çekmemişti. Açıkgöz'ün tepki yaratan açıklamasından sonra Türk vekillerin etkinlikleri Alman kamuoyunun da gündemine girdi.
Açıkgöz, Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu'na bağlı Yunus Emre Camisi'nin toplantı salonunda yaptığı konuşmada, PKK ve Gülen Cemaati'ni hedef alarak "Onlara Türkiye'de yaşam hakkı tanımadığımız gibi Almanya'da da tanımayacağız" demiş, söz konusu kişi ve grupları "dünyanın neresinde olursa olsun deliklerinin içerisinden çıkarıp yok etmekle" tehdit etmişti. Gülen Cemaati'nin "terör örgütü" sayılmadığı Almanya'nın Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere yetkililer Türk vekilin sözlerine sert tepki göstermiş, Almanya'da nefret söylemi ve kışkırtmaya yer olmadığı vurgulanmıştı. Açıkgöz'ün açıklamaları sonrasında sorumlu savcılık da inceleme başlatmıştı.
Anayasayı Koruma Teşkilatı ne dedi?
Almanya Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) da Türkiye'deki seçim ortamı nedeniyle Almanya'ya taşınabilecek huzursuzluklar konusunda takipte. Bu konuda DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan BKA, Türkiye seçim kampanyalarının Almanya'ya yansımaları ve olası sonuçlarının güvenlik birimlerince takip altında tutulduğunu belirtti. Almanya Federal Emniyet Teşkilatı'na (BKA) ve Anayasayı Koruma Teşkilatı'na (BfV) göre AKP'nin seçimler konusundaki en etkili çalışmasını da partinin yurt dışı lobi örgütü olarak nitelendirilen Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) yürütüyor. Önceki seçimlerde Uluslararası Demokratlar Birliği'nin Türk hükümetinin çıkarını gözeten ve seçim mitingleri düzenleyen yapılanma olarak öne çıktığına dikkat çekiliyor.
İç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı da DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede önceki seçimlerin de Almanya'da hissedildiğine işaret etti ve diğer ülkelerdeki aşırılarla ilgili gelişmelerin Almanya'daki uzantıları üzerinden ülkeye yansımaları olduğunu vurguladı. Teşkilat, seçimler gibi insanlara duygusal olarak da tesir eden ve harekete geçiren olayların, Türkiye bağlantılı aşırı örgütlenmelerin Almanya'daki taraftarlarını da etkileme potansiyeli bulunduğuna işaret etti. "Bir yanda hükümet yanlıları, buna Türk milliyetçiler ve aşırı sağcılar da dahil, öte yanda da demokratik muhalif güçler, ama aynı zamanda PKK gibi aşırı ve terör örgütleri, yer alıyor" denilen açıklamada, Almanya'daki muhalif gazetecilerin durumuna da değinildi. Muhalif gazetecilerin takip edildiklerini ve tehditlerle sindirilmeye çalışıldığını da kaydeden teşkilat, kendisinin görevinin debu faaliyetleri gözetlemek, aydınlatmak ve alınması gereken önlemleri tespit etmek olduğunu belirtti.
Teşkilat açıklamasında AKP ve ortağı MHP'nin Almanya'da istihbarat tarafından izlenen yapılar olmadığının altını da çizdi.
Alman istihbarat raporlarında son yıllarda Ülkücülerin Türkiye'de AKP ile MHP'nin kurduğu ittifak nedeniyle kendisini bir nevi "iktidarda" gördüğü, bu nedenle de örgütlü Ülkücülerin özellikle resmi kanal ve mecralarında "şiddet çağrılarından kaçındığı", ancak örgütsüz Ülkücülerin özellikle bir tehdit olarak ele alındığı görülüyor.
AKP seçim faaliyetlerini başka ülkelere kaydırdı
Öte yandan Almanya'daki tartışmalar üzerine AKP'li vekillerin seçim etkinliklerini Belçika, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde yoğunlaştırdıkları, Avrupa ülkelerindeki bu ziyaretlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefonla bağlandığı ve dinletildiği buluşmalar düzenledikleri dikkat çekiyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı da, Almanya'da "vatandaşların sorunlarını dinleme" veya "sivil toplum ile bir araya gelme" şeklinde duyurulan ve kapalı alanlarda yapılan bu etkinlikler için Berlin'den izin alınmadığını belirtiyor.
2017 yılındaki Anayasa referandumu öncesinde AKP'li bakanların Almanya'da düzenlemek istediği seçim etkinliklerine salon verilmemesi Ankara'da öfke yaratmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan Berlin hükümetini "Nazi yöntemleri" kullanmakla itham etmişti. Alman hükümeti de 2017 yılında daha sonra Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler dışında Almanya'da yabancı hükümet temsilcileri ve vekillerinin seçim etkinliklerine ilişkin düzenlemede sertleştirmeye gitmiş, bunları Berlin'in iznine bağlayan bilgilendirmeyi Türkiye temsilciliklerine de göndermişti. Almanya Dışişleri Bakanlığı, DW Türkçe'ye verdiği demeçte söz konusu notayı Kasım 2022'de de yabancı temsilciliklere yeniden hatırlattığını vurguladı.
Alman güvenlik birimleri, son yıllarda hazırladığı raporlarda Ankara'nın özellikle "mağdur" veya "kurban" anlatısı üzerinden buradaki taraftarlarını harekete geçirmeyi denediğini vurguluyor. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin Müslüman veya Türkiye karşıtı oldukları yönünde haber veya söylemlerin de hükümete yakın kuruluşlar ve medya tarafından yayılarak duygusal olarak tesir edilmeye çalışıldığı belirtiliyor. DW Türkçe'nin konuştuğu kaynaklar da seçimler söz konusu olduğunda yasakların sadece AKP'yi kapsamadığını, 2018'de AKP'nin gibi HDP'nin de örneğin Köln'de 800 kişilik etkinliğinin iptal edildiğini hatırlattı.
Erdoğan'ın gezisi iptal mi oldu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ocak ayı sonunda Berlin'e bir gezi planlandığı ve gezinin Alman hükümeti tarafından iptal edildiği iddiaları da hâlâ gündemde. Alman hükümeti, bu konuda kendilerine ulaşmış bir bilgi olmadığını tekrarladıysa da Alman Yazı İşleri Ağı'na (RND) bağlı yayın kuruluşlarında AKP'li kaynaklara dayandırılarak yer alan haberde, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un dış politika danışmanlarından Jens Plötner ile Erdoğan'ın danışmanı İbrahim Kalın'ın ön müzakerelerde konular ve tarih, saat konusunda uzlaşamadıkları ileri sürüldü. Haberde, AKP'li Mustafa Açıkgöz'ün etkinliğinin Alman hükümeti tarafindan açıkça eleştirilmek istenmesinin de planları bozduğu belirtildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Aralık 2022'de Berlin'e gelmiş, ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında çıkan mahkeme kararı üzerine apar topar geri dönmüştü. DW Türkçe'nin ulaştığı CHP Berlin temsilciliği ise Kılıçdaroğlu'nun sene sonundaki gezisinin bir seçim mitingi olmadığını savunarak Fraunhofer veya Helmholz Enstitüsü gibi kuruluşlardan bilimsel çalışmalar hakkında bilgi alınmasının hedeflendiğini kaydetti. Temsilcilik, başka mitinglerin ve gezilerin planlamadığını, ancak gündemdeki gelişmelere göre değişiklikler meydana gelebileceği de aktardı.
DW