Almanya’da vatandaşlık için “İsrail’i tanıma” koşulu
Almanya’dan İsrail’e “koşulsuz destek”
Almanya’da vatandaşlık için “İsrail’i tanıma” koşulu
BERLİN —
Almanya’nın doğusunda bulunan Saksonya-Anhalt eyaletinde Alman vatandaşlığı başvurusunda bulunanların “İsrail'in devlet olarak var olma hakkını kabullendiğini” beyan etmesi gerekecek. Saksonya-Anhalt eyaletinin İçişleri Bakanı Tamara Zieschang yayınladığı kararnamede, uygulamanın 1 Aralık’tan itibaren geçerli olduğunu açıkladı.
İsrail devletinin var olma hakkının Almanya’nın devlet politikası olduğu belirtilen kararnamede, “Alman vatandaşlığına geçmek için İsrail'in var olma hakkını kabullenmek gerekir" deniliyor.
Bu nedenle de başvuru sahiplerinin vatandaşlığa kabulden önce “İsrail devletinin varlığına yönelik her türlü eylem ve çabayı kınadıklarını” yazılı olarak teyit etmeleri isteniyor.
Kararnamede, vatandaşlığa başvuranların “antisemitik tutum belirtisi olup olmadığına” dikkat edilmesi ve özgür demokratik temel düzene karşı faaliyetlerde bulunması, antisemitik suçlar işlemiş olması ya da İsrail'in var olma hakkının inkarı halinde vatandaşlığa kabul edilmeyeceği de belirtiliyor.
İsrail’i kabullenme yeni Vatandaşlık Yasası’nda da yer alacak
Saksonya-Anhalt eyaletinin aldığı bu karar, ülke çapında yankıya neden olurken, başka eyaletlerin de benzer uygulamalara geçeceği konuşuluyor. Ayrıca Alman vatandaşlığına geçişi kolaylaştıran ve çifte vatandaşlığa olanak tanıyan yasa tasarısı da, bu bağlamda vatandaşlığa geçişi engelleyen bazı kısıtlamalar öngörüyor.
2024 yazında yasalaşması beklenen tasarıda, Alman vatandaşlığının kazanılmasının İsrail'in var olma hakkına bağlılığa ve vatandaşlığa başvuran kişinin İsrail devletinin varlığına karşı herhangi bir tavır koymadığına dair bir beyana bağlı olmasını öngörüyor.
Tasarıya göre, “Başvuru sahibinin antisemitik bir tutum sergilediğine dair deliller” söz konusuysa, vatandaşlığa kabulü söz konusu olamayacak.
Nitekim tasarıdaki bu koşulu savunan Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser, “Bu, Yahudi karşıtı davranışlarda bulunanların Alman vatandaşı olamayacağı anlamına gelmektedir. Bu koşul İsrail'in var olma hakkını inkâr eden herkes için de geçerlidir. İsrail'in varlığının ve güvenliğinin Almanya’nın varoluş nedeninin bir parçası olduğu ve Yahudi yaşamının buna ait olduğu benim için açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya’dan İsrail’e “koşulsuz destek”
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırıları ile patlak veren savaşın başlamasından sonra İsrail'i ziyaret eden Başbakan Olaf Scholz, Tel Aviv'deki konuşmasında “İsrail'in ve vatandaşlarının güvenliğinin Almanya için bir devlet politikası olduğunu” vurgulamış, İsrail karşıtlığına Alman makamlarının sert şekilde müdahale edeceğini ve izin vermeyeceğini söylemişti.
Başbakan Scholz ve diğer yetkililer, Almanya’nın İsrail’e koşulsuz desteğini, 1933-1945 yılları arasında sistematik olarak Nazi devleti eliyle Yahudiler’e yapılan ve en az 6 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden olan Holocost’la gerekçelendiriyor. O dönemde yaşananların, Yahudiler’e karşı tarihi sorumluluğunun İsrail'e yönelik ebedi bir yükümlülük anlamına geldiği ifade ediliyor.
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2008’de İsrail meclisinde yaptığı bir konuşmada, “İsrail’in güvenliği Almanya’nın varoluş nedenidir ve hiçbir zaman pazarlık konusu yapılamaz” ifadesini kullanmıştı.