Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya'nın Mesajı Başkan Erdoğan'a mı?

Yargı ve İlahi Adalet, Cemaatler ve Yargı Bağımsızlığı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya'nın Mesajı Başkan Erdoğan'a mı?




YUSUF İNAN YAZDI...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya'nın Mesajı Başkan Erdoğan'a mı?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya’nın, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin töreninde yaptığı konuşma, yalnızca yargı mensuplarına değil, tüm Türkiye’ye verilmiş derin ve kapsamlı bir mesaj olarak dikkat çekiyor. "Bizi de bir gün sorguya çekecekler" ifadesi, bu konuşmanın en dikkat çeken kısmı ve adaleti sağlayan makamların ne kadar büyük bir sorumluluk taşıdığını gösteriyor.

Özkaya'nın bu uyarısı, yargı mensuplarının yalnızca bu dünyada değil, ahirette de hesap vereceklerine işaret ediyor. İster bir hakimin verdiği karar olsun, isterse sokaktaki sade vatandaşın aldığı günlük bir karar, her bir eylem nihayetinde bir sorguya tabi olacak. Bu derin mesajın altındaki gerçek, adaletin hem dünyevi hem de ilahi boyutunu hatırlatarak, tüm yargı organlarını ve toplumun her kesimini titizlikle hareket etmeye davet ediyor.

Yargı ve İlahi Adalet

Anayasa Mahkemesi Başkanı, yargıç ve savcılara “kıyamet gününde kurulacak teraziler” üzerinden yaptığı hatırlatmada, adaletin ne kadar hassas ve zor bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Kıyamet gününde her bir fiilin en ince ayrıntısına kadar sorgulanacağını belirtmesi, yargı mensuplarına adaleti tesis ederken ne kadar dikkatli olmaları gerektiğini gösteriyor. Adalet, söylemden ibaret değildir; uygulamada da tarafsız ve doğru olmalıdır.

Bu uyarının ne kadar derin olduğunu anlayabilmek için, tarihteki benzer örnekleri hatırlamak yeterlidir. Zühtü Arslan’ın başkanlığı döneminde verdiği Suphi Paşa örneği gibi, “Yarın Hünkârın da benim de huzuruna çıkacağımız bir hâkim vardır ki, yalnız ondan korkarım” sözleri, yargı görevinin ne denli kutsal ve zor bir görev olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Namık Kemal'in özgürlüğüne kavuşmasına vesile olan bu tavır, tüm zamanların hakimlerine bir ders niteliğinde.

Cemaatler ve Yargı Bağımsızlığı

Ancak günümüzde Türk yargısının bağımsızlığı ve işleyişi, cemaatler ve tarikatlar tarafından etkilendiğine dair pek çok iddia gündemde. İsmail Saymaz’ın iddiasına göre yargı, belirli cemaat ve tarikatlar tarafından parsellenmiş durumda. Nakşibendi, Menzil ve Nurcu grupların yargıda etkin olduğu söyleniyor. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa, bu kadar dindar kadroların varlığına rağmen neden Anayasa Mahkemesi Başkanları yargıya ilahi adalet uyarısı yapmak zorunda kalıyor?

Bu sorunun cevabı, adaletin uygulanmadığı veya hukuk ihlallerinin arttığı bir ortamda aranmalıdır. Eğer yargı bağımsız değilse, dini değerler üzerine inşa edilen bir sistemde bile adaletin sağlanması zorlaşır. AİHM’e Türkiye’den en fazla başvuru yapılmasının ardında da bu adaletsizlik algısının yattığı aşikâr. Demek ki, yargıda tarikat ve cemaatlerin etkisi bu denli güçlü olsa bile, bu sistemde adaletin tecelli etmediği yönünde bir gerçeklik var.

Hukukun Siyasallaşması ve Halkın Tepkisi

AK Parti hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaletsizlikler karşısında halk desteğini yitirmesi, bu sorunun siyasi boyutunu da gözler önüne seriyor. 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerin kaybedilmesi, AK Parti’nin halk desteğindeki erimenin en somut göstergesiydi. Erdoğan ve AK Parti, halkın adalet taleplerine kayıtsız kaldıkça, bu destek daha da eriyor.

Hukuk ihlalleri ve adaletsizlikler, Türkiye’nin geleceğini tehlikeye sokan en büyük sorunlardan biri. AYM Başkanları bu uyarıları yaparken, Adalet Bakanlığı ve HSK'nın sessiz kalması ise bu sorunun çözümü için yeterince çaba gösterilmediğini düşündürüyor. Bu sessizlik, Türkiye’de adalet sistemine olan güvenin daha da zayıflamasına neden olabilir.

Sonuç olarak, Türkiye’nin adalet sistemi şu an ciddi bir dönüşüm ve reforma ihtiyaç duyuyor. Yargı bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi ve adaletsizliklerin ortadan kaldırılması, toplumun huzuru ve istikrarı için kaçınılmaz bir gereklilik. Bu dönüşüm gerçekleşmezse, Türkiye’nin toplumsal barışını ve siyasi istikrarını koruması oldukça zor olacaktır. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya’nın yaptığı bu konuşma, Türk adalet sistemi için bir uyarı niteliğinde olmalı ve toplumun her kesimi bu mesajdan nasibini almalıdır.

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016